Gazete Vatan Logo

Hz. İsa'nın soyu devam ediyor

Hz. İsa, geleneksel Hıristiyan inancında olduğu gibi tanrısal değil, ölümlü bir insandı. İncil'de hayat kadını olarak gösterilen Maria Magdalena ile evlendi ve çocuğu oldu. Vatikan bu sırrı 2 bin yıldır saklıyor

Hıristiyanlığın temeli Hz. İsa'nın çarmıha gerildikten sonra Tanrı katına yükselmesi inancına dayanıyor. İncil'de Hz. İsa Tanrı'nın oğlu ve tanrısal bir varlık olarak gösteriliyor. Çarmıha gerilmeden önce verilen 'son yemekte' Hz. İsa'nın şarap içtiği kase kutsal sayılıyor. Asırlardır bu mucizevi 'Kutsal Kase'yi (Holy Grail) arayan din adamı, hazine avcısı ve arkeologlar kasenin kendilerine ölümsüzlük kapılarını açtığına inanıyor.

Şifrede rahim var
İşte tüm bu inanışlar 3 yıl önce Da Vinci Şifresi kitabının satışa sunulmasıyla derinden sarsıldı. Dan Brown bir fenomen haline gelen kitabında geleneksel Hıristiyan inancının tersine Hz.İsa'nın çarmıhta ölmediğini, bir çocuğu olduğunu ve soyunun bugüne kadar devam ettiğini iddia ediyor. Hz. İsa'nın evlendiği kişi ise İncil'de bir hayat kadını olarak bahsedilen Maria Magdalena... İddialara göre, Hz. İsa'nın çocuğunu taşıyan Maria Magdalena, peygamberin ölümünün ardından Fransa'ya kaçtı ve burada Hz. İsa'nın soyunu devam ettirdi. Gizemli Sion tarikatı ise asırlardır Hz. İsa'nın torunlarını korumak için mücadele veriyor. Örgütün üyeleri arasında Isaac Newton, Botticelli, Victor Hugo ve Leonardo da Vinci gibi isimler bulunuyor.

Da Vinci'nin Mona Lisa ve Son Yemek gibi eserlerine yerleştirdiği şifreler ise Hz. İsa'nın soyunun devam ettiğine işaret ediyor. Örneğin, Son Yemek adlı tablosu dikkatlice incelendiğinde Hz.İsa'nın yanındaki kişinin, bilindiği gibi Aziz John değil bir kadın olduğu görülüyor. Bu kadın elbette Maria Magdalena olarak açıklanıyor. Da Vinci'nin, Hz. İsa ile Magdalena'yı 'V şeklinde bir araya gelmiş olarak resmettiği savunuluyor.

Bu yolla İsa'nın son yemeğinde kullandığı kadehe gönderme yapılarak, 'Kutsal Kase'nin aslında Magdalena'nın rahmi olduğuna işaret ediliyor. Bir başka deyişle Da Vinci tablosuyla aslında "Hz. İsa evlendi ve çocukları oldu" mesajını vermeye çalışıyor. Sion tarikatı, şifrelerle verilen mesajla 'Kutsal Kase' olarak bilinen ve İsa'nın torunlarının yaşamları hakkında bilgiler içeren gizli belgelere sahip olduğunu vurgulamak istiyor. Sion üyeleri "zamanı geldiğinde" Kutsal Kase belgelerinin açıklanacağını ifade ediyor.

Peki Katolik dünyasının ruhani merkezi olan Vatikan boş mu duruyor? Elbette hayır... Çünkü gizli belgelerin açıklanması, Vatikan'ın iktidarının son bulması anlamına geliyor. Vatikan'a bağlı 'şeytani' Opus Dei tarikatı da Kutsal Kase belgelerini ele geçirmeye çalışıyor. Opus Dei'ye bağlı suikastçılar Sion tarikatının günümüzdeki üyelerini öldürerek belgeleri bulmayı amaçlıyor.

Zamanı geldi mi?
İşte Opus Dei ve Sion tarikatı arasındaki çekişme öykünün ana temasını oluşturuyor. Bu noktada akıllara kritik bir soru geliyor... Da Vinci Şifresi, Sioncular'ın dediği gibi "Hz.İsa ile gerçeklerin açıklanmasının zamanı geldiği" için önce kitap şimdi de film olarak kitlelere mi sunuluyor? Yoksa tüm bunlar Vatikan'ın savunduğu gibi hayal ürünü mü? Bu sorunun cevabını filmi izledikten bulacaksınız.

Hz. İsa'yı Roma İmparatoru Konstantin 'tanrısallaştırdı'
Da Vinci Şifresi'ne göre ilk Hıristiyanlar, Hz. İsa'nın ölümlü bir peygamber olduğuna inanıyordu. Dünyaya sunduğu dinin kutsallığı tartışılmamasına rağmen, kitleler Hıristiyanlığı kabul etmekte zorlanıyordu. Ancak Roma İmparatoru Konstantin bu duruma el koydu. Günümüzde Bursa ilimizin sınırları içinde olan İznik'te M.S 325 yılında bir Konsül düzenledi. Konstantin İznik Konsülü'nde Hz. İsa'yı Tanrı'nın Oğlu olarak ilan etti. Hz. İsa'dan ölümlü olarak bahseden tüm indileri toplatıp imha etti ve İsa'nın Tanrı'nın oğlu olduğunu yazan 4 incil hazırlattı. Böylece Hıristiyanlığı 'kutsallığını artırarak' kitleleri yönetmek için iktidarını güçlendirmeyi başardı. Vatikan ise elbette bu iddiaları reddederek ilk yazılan İncillerde de Hz. İsa'nın Tanrı'nın oğlu olarak tanımlandığını savunuyor.

Da Vinci kimdir?
Filozof, heykeltraş, ressam, mühendis ve mucit... Rönesans'ın simgesi olan Leonardo da Vinci 1452'de doğdu. Da Vinci o dönemlerde hayal dahi edilemeyen uçak, helikopter, paraşüt ve yaylı-kurmalı araba modelleri tasarladı. Da Vinci'nin fikirlerini 250 yıl sonra Newton fiziksel formüllere döktü. En önemli sanat eserleri elbette "Mona Lisa" ve "Son Yemek" tabloları oldu. Yaşamını Floransa, Milano, Roma saraylarında sürdürdü.

Haberin Devamı