Hülya Avşar'a gönderme!
MHP'li Vural, iktidarı bakın nasıl eleştirdi...
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Başbakan, 'Ben bir kayıkçının oğluydum' diyor. Kayıkçının oğlu Tayyip, gemi sahibi çocuk babası oldu. Yiğidi öldür hakkını ver. Bu paralar nereden geldi? Gel millete bir anlat. Şu dokunulmazlıkları kaldır. Ona çok dokunacağımız için çok gıdıklanacak. Her tarafına dokunacağız. Yüce Divan'a göndereceğiz. Hesap sorunca tüyleri diken diken oluyor. Hesap verme günü yaklaşıyor" dedi.
Trabzon'da konaklayan ve bu sabah karayolu ile Artvin'e gelen MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, partisinin merkez ilçe başkanlığı tarafından İl Özel İdare Salonu'nda düzenlenen İl Divan Kurulu toplantısına katıldı. Halk oyunları gösterileri ile karşılanan Vural, yaklaşık bin kişilik partili topluluğuna hitaben bir konuşma yaptı.
Program sunucusu tarafından "AK Parti'nin korkulu rüyası" olarak anons edilen Oktay Vural, 14 Şubat'ın sevgililer günü olduğunu hatırlatarak başladığı konuşmasında, "Ben emeklinin, işçinin, esnafın derdini dile getiriyorum. Ben bu milletin sesi oluyorum. MHP olarak hep bu milletin sesi olduk. Bugün sevgililer günü, biz bu milleti karşılıksız sevenlerden olduk. Sıkıntı çektiğimiz günler oldu. Tek bir dert ve beklentimiz var o da milletin derdidir. Biz bu milleti karşılıksız sevdik. Biz bu milletin inadına yanında olacağız. Biz bu milletin direnciyiz, geleceğiyiz, umuduyuz" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Bugün Türkiye'yi yönetenler gibi geçmişteki fikirlerimizden utananlardan değiliz. Gömlek değiştirir gibi fikir değiştirip milleti aldatanlardan olmadık. Doğruları paylaştık, dimdik ayaktayız. Sesimiz niye gür çıkıyor? Biz hakkı savunuyoruz da ondan. Hiç kimseye diyet borcumuz yok. Eğilmedik, büzülmedik, milletin boynunu eğdirmemek için her şeye katlandık. Biz gidip Washington'dan medet ummayız. Gelip Artvinliler'den medet umarız. 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısını çığırıp milleti yarı yolda bırakanlardan olmadık, olmayacağız" diye konuştu.
"PKK'nın siyasallaşması için Türkiye'nin başına çorap örüyorlar"
Vural, açılım adı altında milletin toprağından, tarihinden ve değerlerinden koparılmak istendiğini ileri sürerek, "Türk milletinin çözülmesini isteyen bir safsata ile karşı karşıyayız. Bu millet çınar ağacının kökleri gibi milli ve manevi değerlerinden güç alıyor. Ama bugün bizi tarihimizden kopartarak tarihimizle yüzleştirmek isteyenler var. Büyük Türk milleti ailesi içerisine fitne sokup 36 etnik gruba ayırmak isteyenler var. Siyasal ve Kürtçülük projesi ile PKK'nın siyasallaşması için Türkiye'nin başına çorap örüyorlar. Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da yaşayan halkın bu yörede yaşayan halklardan farklı olarak alamadığı haklar nedir? İşimizi, aşımızı her şeyimizi paylaştık. Bu güzel millet her şeyi paylaştı. O zaman soruyorum; neyin kavgasını veriyoruz? Mahallende, evinde ne konuşuyorsan konuş, ama biz Anadolu'da Türkçe konuşuruz. Biz böyle bir büyük milletiz. Zenginliklerimizi, ayrımcılığın bir parçası olarak göstermek doğru değil. Herkes ayağını denk alsın. Bu açılım projesi, yurt dışında tezgahlanan yabancı senaryolarla Türk milletinin çözülmesini amaçlayan bir projedir. Yeni Sevr'leri, açılım safsatası adı altında dayatmak istiyorlar. Bu proje bu millet için iyi bir şey değildir" dedi.
Hülya Avşar'a gönderme
Oktay Vural, "Önümüzdeki bir yıl içerisinde bunlar gelecek size çok şeyler anlatacaklar. Hülya Avşar konuşacak, bir takım artistler konuşacak. Bizi kandıracaklar yani, bize artistlik yapacaklar. Biz neyin ne mal olduğunu biliyoruz. Ne yaparlarla yapsınlar. Bu millet, birlik ve bütünlüğüne, değerlerine ve toprağına sahip çıkacak büyük millettir. Hadi sıkıyorsa yap. Genel Başkanımız, 'açılım projesi yıkım projesidir' dedi. Hadi sıkıyorsa yap. Ardından pazarlamaya çalıştılar. Biz yıkım taşeronu değiliz. Biz bu ülkenin üstüne taş üstüne taş koyanlardanız. Bu ülkeyi yıkmak isteyenlerle olmayız. Projenin hiçbir yerinde olmayacağımızı açıkladık" ifadesini kullandı.
Meclisi karıştıran CD'yi yanında getirdi
Mecliste yaşanan tartışmaları hatırlatan Vural, yanında getirdiği CD'yi göstererek, MHP'ye acımasızca saldırıldığını ancak saldıranların Mehter marşı ile gelip İzmir marşı ile geri döndüklerini ve hasar tespiti yaptırdıklarını söyledi. Vural, "Genel başkanımıza bir metreden fazla yanaşmayın' dedik. 'Fazla yanaşınca görüyorsunuz neler oluyor' diye onlara söyledik. Peygamber efendimize densizlik yapan bir AKP'li vardı. Mecliste arkadaşımız bunu açıkladı. Başbakan kalktı 'bu yalandır' dedi. Ben ne yaptım. O CD'yi gösterdim. 'Yalan değil kayıtları var' dedim. Ben CD'yi gösterince Başbakan mosmor patlıcan gibi oldu. Milli ve manevi değerlerin istismar edilmesine izin vermeyiz. Peygamber efendimize densizlik yapılırsa her yerde haddini bildiririz. Başbakan, 'o kişi Peygamberlik zincirinin bittiğini bilmiyor' dedi. Sen kendini ne zannediyorsun? Eskiden padişah döneminde halk 'Ey padişahım senden büyük Allah var' derdi. Şimdi 'Ey Tayyip Erdoğan, unutma senden büyük millet var' diyor" dedi.
AKP'ye kitap eleştirisi
Vural, Denizli'de AKP'lilerin hazırladığını öne sürdüğü "İlahilerle Hakka çağrı" kitabını göstererek kitaptan bir dize okudu. Vural, "Tayyip Allah yolunun bekçisidir. Tayyip'i üzmek Allah'ı üzmektir. Sevenlerini üzmek de aynıdır' diyor kitap. Ben de diyorum ki; asıl bu milleti üzmek Allah'ı üzmektir. Bir de Akif Beki'nin kitabı var. Bu da Başbakan'ın basın danışmanlığını yapmış. Bakın ne yazmış. Tayyib Erdoğan Hazreti Musa'nın soyundan geldiğini söylüyor, haciz külliyatından, mehdiden bahsediyor. Göklerden beklenen kurtarıcı insanlar arasından zuhur ettiğini, siyasi bir kurtarıcı mehdi olarak geldiğini söylüyor. Bunlar olmaz. İnanç hortumculuğunun siyaseten kullanılmasının son derece yanlış olduğunu söylüyorum. Her siyasetçinin milli ve manevi değerlerimizden elini çekmesini istiyorum. Maalesef Türkiye'de siyasetin geldiği ve milli ve manevi değerlerinin ne kadar kullanıldığını göstermek için söylüyorum bunları" dedi.
"Kayıkçının oğlu Tayyip, gemi sahibi çocuk babası oldu"
Oktay Vural konuşmasının son bölümünde, "Bu küçük Tayyip nasıl büyük Tayyip oldu. Geçen televizyonda küçük Tayyip'i anlatıyor. 'Arabamız yoktu, yürüyerek gidiyorduk' dedi, gözyaşı döktü. Bunun doğumu 1954. 7 yaşından bahsediyor. 1960'lı yıllarda arabası yoktu diye ağladı. Küçük Tayyip'i böyle anlatıyor. 'Ben bir kayıkçının oğluydum' diyor. Kayıkçının oğlu Tayyip, gemi sahibi çocuk babası oldu. Yiğidi öldür hakkını ver. Bu paralar nereden geldi. Gel millete bir anlat. Şu dokunulmazlıkları kaldır. Ona çok dokunacağımız için çok gıdıklanacak. Her tarafına dokunacağız. Yüce Divan'a göndereceğiz. Hesap sorunca tüyleri diken diken oluyor. Hesap verme günü yaklaşıyor. Bu milletin kimliği ile oynayan, PKK ile mütareke yapanlar, milletin işiyle ve aşıyla uğraşanlardan hesap sormazsak namerdiz. Siz sandıkta biz de Yüce Divan'da bütün bunların hesabını soracağız. Seni kimse kurtaramaz. Okyanus ötesi de kurtaramaz" diye konuştu.