Hükümetten sert mesajlar!
AK Parti Sözcüsü Beşir Atalay açıklama yaptı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çözüm sürecinin durduğunu söyleyen Atalay; 'HDP kapatılsın' çağrısına da 'Kurumlar değil, kişiler cezalandırılmalı' diye tepki gösterdi.
İşte Atalay'ın yaptığı açıklamalar ve sorulara verdiği cevaplardan satır başları:
Ortak hükümet kurma çalışmalarında yapıcı politika izledik. Başbakanımızın, genel başkanımızın, muhalefet genel başkanlarını ziyareti başlı başına iyi bir diyalogdu. Türk siyasetinde yoğun polemiklerin geçtiği seçimden sonra, genel başkanların, heyetlerin bir araya gelmesi de çok alışılmış şeyler değil. doğrusu siyasi ortamı da yumuşattı. Biz doğrusu çok memnun olduk.
"CHP ile görüşmeler gayet verimli gidiyor"
Ve partiler de genelde etkilendiler. Bir de insani boyutu var. Tabi Türkiye için siyaset yapanlar, bir araya gelip ülkenin meselelerini görüşebilmeli. Bunun da bir örneğini sergilemiş oldu. Bizim bu niyetimiz, tavrımız şu anda da devam ediyor. Ortak hükümet kurulması çalışmalarında sonuna kadar şartları değerlendirmek istiyoruz. Arkadaşlarımız görüşmelerini sürdürüyorlar. CHP ile görüşmeler şu anda gayet verimli gidiyor. Sağlıklı insani medeni bir diyalog var. Heyetlerimiz doğrusu bir arada çok verimli çalışmalar yapıyorlar. Biz de kendilerinden bilgiler alıyoruz.
Cuma akşamı MYK toplantımız vardı, orada da bu heyetler, başkanları görüşmeleri bütün detayıyla MYK’ya bilgi olarak sunmuşlardı. Partimizin bütün mekanizmaları çalışıyor. Yarın TBMM grup toplantımız var, öğleden sonra saat 15:00 Meclis’in özel gündemi toplantısı var. Kapalı bir toplantı olacak. Ona da arkadaşlarımız hazırlanıyorlar. O konuda sözcülerimizi belirledik. onlar çalışmalarını yapıyorlar. Perşembe günü genişletilmiş il başkanları toplantımız var. Perşembe akşamı saat 18’de de MKYK toplantımız var. bunlardan sonra sizlere açıklama yapacağız.
Tabi önemli bir gündem Türkiye’nin gündemi. Siyasetin de gündemi. Şu sırada yapılan terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonlar ve terörle mücadele çalışmaları. Biliyorsunuz cumartesi günü erken saatlerde hem yurtiçinde hem yurtdışında çok kapsamlı bir terör operasyonu başlatıldı. Yurtdışı boyutu ve PKK kamplarının havadan bombalanması şeklinde. Şu anda gözaltı sayısı binin üzerinde. Bu bütün terör örgütlerini kapsıyor, hem IŞİD, hem PKK hem DHKPC hem diğerleri.
Bütün bu çalışmalar içinde tabi maalesef kayıplarımız var. Suruç’ta zaten, şeye de sebep olan, operasyona da sebep olan hususlardan bir tanesi Suruç’taki vatandaşlarımızın uğradığı terör saldırısı, polislerimizin evlerinde sabah uyku saatinde şehit edilmesi, işte yine Malazgirt’te binbaşımız aslan kulaksız şehit edildi, biraz önce de haberini aldık Şemdinli’deki yaralı uzman çavuşumuz da maalesef şehit oldu.
"Güvenli belgeyi önemli görüyoruz"
Bu operasyonlarda Türkiye sabrını sonuna kadar kullanmıştır. Hem içerde hem dışarda biz bir çok gelişme olduğunu çok iyi biliyoruz. Türkiye sabırlı davranmış, ancak son gelişmelerle bu operasyonlar başlamıştır. IŞİD ile ilgili mutabakatları zaten biliyorsunuz. Bu çerçevede hem üslerimizin kullanılması, hem güvenli bölgeyle ilgili anlaşmalar şu anda yürürlükte. Güvenli bölgeyi önemli görüyoruz, bu Türkiye’nin tezidir. Zaten bunların anlaşmaları yapılmıştı, şimdi bu yürütülen çalışmalarla artık daha bir realize edilecektir. Bu operasyonlarla ilgili, yönetimi konusunda şunu söylemek istiyorum. Bütün kurumların eşgüdümü ve koordinasyonuyla bu operasyonlar yürütülmüştür.
Çok etkili bir çalışma yürütülüyor. Bu boyutunu vurgulamak isterim. Uluslararası iletişimi iyi yürütülmüştür. O manada da gayet iyi yürütüldüğünü söyleyebiliriz. İki genel merkezi ziyaret, genel başkan ve heyetlerini bilgilendirme dün, ciddi bir devlet politikası olarak bilgilendirmeyi de yapmışlardır. Bu da etkiler oluşturmuştur. Bu onları sorumluluk altına sokma değil bir paylaşmadır. Onu da önemli görüyoruz.
"Adeta devlet kendisiyle hesaplaştı"
Ak Parti’nin terörle ilgili tutumunu herkes biliyor. Biz terör örgütlerine karşı tutum içindeyiz. Önce çözüm süreci ve gelişmelerle ilgili şunu söyleyeyim, bizim politikamız vardı Türkiye’yi normalleştirme. İktidar olduğumuz günden bugüne, ülkemizde daha fazla demokrasi insan hakları için mücadele ettim. Hele ilk dönemlerimizi… Parti programlarımız da böyledir bizim. Adeta devlet kendisiyle hesaplaştı. Eskiden yaptığı hatalar vardı. Bazı kesimlere haksızlıklar vardı. Kimi ana dilini konuşamıyor, kimi istediğini giyemiyordu. Tabi özellikle Kürt vatandaşlarla ilgili, anadil konuşamama, geçmişteki yanlış politikalar terörü de besliyordu. Biz demokratikleşme politikalarımızla biz istismarları alma yönünde çok da mesafe alındı. Bugün Türkiye’de eşit vatandaşlar olarak yaşama yönünde önlerindeki bütün engellemeler kaldırılmış oldu.
Bizim demokratik açılım, çözüm süreci diye nitelediğimiz süreçlerin aslında amacı şu. Terör şiddet bitsin, ve silah bırakılsın. Ondan sonra da devlet bu kişilerin eve dönüşünü, hayata dönüşünü, siyasete dönüşünü sağlasın organize etsin. Ama tabi bunu gerek PKK kesimi, gerek siyasi parti olarak bu kesimle irtibatlı HDP doğrusu çok istismar ettiler. Hepimiz bunların bölgede nasıl terör estirdiğini çok iyi biliyoruz. AK Parti teşkilatları, bölgede olan tek parti biziz HDP’den sonra. Ve AK Parti teşkilatlarına ne kadar baskı oldu? AK Parti Türkiye’nin her bölgesinde örgütlenen bir partiyiz biz. Türkiye’nin omurgası olarak kendimizi görüyoruz.
“HDP’nin Meclis’te siyaset yapmasını önemli görüyorduk”
Seçimden önce geçen yıl 6-7 Ekim’de vatandaşı şiddete çağırmaları veya seçimden sonra geçen sürede vekillerin tutumu, bu konuda çok iyi bir sınav da ortaya koymadılar. Biz doğrusu HDP’nin Meclis’te siyaset yapması ve siyasetin içinde bütün Türkiye’nin sorunlarının çözülmesini önemli görüyorduk. Bunu arzu ettik, şiddet bitsin, siyaset ortamı Türkiye’nin meselelerini çözsün. Ama şiddetle terörle bu parti arasında bir mesafe koyamadı. Dolayısıyla bu operasyonlarda hükümetimizin, artık mecbur kaldığı bir noktadır. Burada doğrusu yapmamaları artık gecikme sayılırdı.
“Hiçbir devlet bunları affetmez”
Yani, dolayısıyla çok istismar edildi, bu çözüm süreci ve hükümetimiz de bölgede vatandaşlarımıza karşı yürütülen baskıyı önlemek için, hele o iki polisimize karşı, uyuyan insanın kafasının silah sıkılması hiçbir devlet bunu bağışlamaz, hiçbir devlet bunları affetmez. Türkiye cumhuriyeti de gerekeni yapıyor ve yapacak. Bu sürecek şiddet terör bitene kadar.
“Silah bırakırlarsa, çözüm süreci yürür”
Terör unsurları ülkeyi terk eder ve silah bırakırsa, çözüm süreci yürür. Ama şundan vazgeçmeyeceğiz, daha fazla demokrasi bütün vatandaşlarımızın haklarını özgürlüklerini artırmak yönündeki çabamızdan vazgeçmeyeceğiz.
Çözüm süreci çalışmaları ne olacak? Bir yıl önce TBMM’den 24’ncü dönem parlamentosundan bir yasa çıkmıştır, çözüm süreci çerçeve yasasıdır bu. Bu ifade ettiğim ilkeleri belirlemektedir, yüzde 80 destekle çıkmıştır. CHP de buna destek vermiştir. Meclis’te de yasal bir şeye kavuşturulmuştur. Bizim en önemli şeyimiz terör ve şiddetin olmaması.
“Genel olarak ilkemiz şu: Parti kapatılmasın”
Parti kapatma gibi bir tartışma gündeme geliyor. Yani biz ilke olarak parti kapatmaya karşıyız. 2010 yılındaki anayasa değişikliği paketi içinde, bizim parti kapatmayı tamamen yasaklayan bir teklifimiz de vardı. O yasalaşmadı ama biz başka yasal düzenlemeyle parti kapatmayı zorlaştırdık. Genel olarak ilkemiz şu, parti kapatılmasın. Ama suç işleyenler varsa, onlar cezasını görsün. Yani kuruma yüklenmesin o suçlar. Genel yaklaşımımız budur.
Biz siyaseti önemli görüyoruz, biraz önce ifade ettiğim gibi AK Parti’yi de Türkiye’nin bir anlamda omurgası, birliğinin bütünlüğünün sigortası olarak görüyoruz.
Şu benzetmeyi de ben yaparım doğrusu. Yani din özgürlüğü açısından da aynı. Din özgürlüğü sonuna kadar insanlar özgürce inancını yaşarsa, orada radikalizm gelişmez. Ama özgürlükleri kısıtlarsanız, dini hayatı yaşamanın önüne engel çıkarırsanız, radikalizm gelişir. AK Parti’yi ben, İslami manada özgürlükleri artırdığı için radikalizmin gelişmesini önleyen siyasi hareket olarak da görürüm.