'Hükümet Cizre ile mesaj veriyor'
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, devlet içinde gerilim siyaseti ile süreci zorlayan çetelerin bulunduğunu ileri sürerek, "Kişisel kanaatime göre bu hükümet ile bu anlayış ile 50 yıl müzakere edilse bile çözüm için sonuç almak gerçekçi değil" dedi.
Demirtaş, Sultanahmet bombacısının Selefi olduğu için olayın örtbas edildiğini söyledi.
CNN'de gündeme dair açıklamalarda bulunan Demirtaş, Paris'te Charlie Hebdo Dergisi'ne yönelik saldırıya ilişkin, "Hz. Muhammed'e hakaret edildi bu nedenle de intikam alındı" propagandası yapıldığını söyledi.
Demirtaş, "El Kaide ve DAİŞ gibi örgütlerin cihat anlayışı öyle bir noktaya vardı ki; kendilerine biat etmeyen herkes düşman ve katledilmeleri vacip. Bunun dışında bir yöntemi benimsemiyorlar. Bu anlayışın tüm dünya tarafından mahkum edilmesi gerekiyor. Velev ki Hz Muhammed'e hakaret ettiler. İslam'da bunun cezası dergiyi basıp 12 kişiyi katletmek midir? İslam'ın adaleti bu mudur?" dedi.
"Turistik geziye gidiyoruz diye geçiyorlar"
Kısa süre önce IŞİD tarafından kaçarılan bir astsubayın kaşla göz arasında geri alındığına dikkat çeken Demirtaş, Ak Parti'nin IŞİD ile ilişkisinin bir telefon mesafesinde olduğunu ileri sürdü. AK Parti ile IŞİD arasında hatır-gönül ilişkisinin geliştiğini ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu: "Şu anda Nusra ve IŞİD'in Suriye'deki militanlarının neredeyse tümü Türkiye üzerinden gitti. Cihatçı olduğu bilinen fişlenmiş insanlar sınır kapısından turistik geziye gidiyoruz diye geçiyorlar. Devlet de buyurun gidin turistik gezinizi yapın diye bu cihatçıların pasaportlarına damga vuruyor. Bunu kim inkâr edebilir? Sultanahmet bombacısı selefi bir İslamcı olduğu için olay hemen örtbas edildi. Ama eğer o kadın DHKP-C'li olsaydı Başbakan ve Cumhurbaşkanı gece gündüz bağıra bağıra anlatacaklardı. Ama selefi olduğu için hiç bir tepki gösterilmiyor."
"Türkiye'ye kalıp dayatıyor"
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki devlet törenine katılan 16 tarihi Türk savaşçısıyla ilgili tartışmalara da vurgu yapan Demirtaş, daha önceki sözünü yineleyerek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı 18. Osmanlı padişahı İbrahim'e benzetti. Demirtaş, “Orada 16 Türk devletini temsilen askerlerden oluşan karşıma töreninde anormal olan askerler değil takım elbiseli Cumhurbaşkanı'dır. Hatta Deli İbrahim örneğini verdim kendisi öyle giyinebilirdi. Kendisi Türkiye'ye bir kalıp dayatmaya çalışıyor. Osmanlı'da camiilerin etrafında kütüphanelerin de içerdiği külliyeler vardı. Şehirler de külliyelerin etrafında şekillenirdi. Şimdi bize Kaçak bir sarayı dini bir mekanmış gibi yutturmaya kalkmasınlar.
"Süreci zorlayan çete var"
Cizre'de yaşanan olaylara da vurgu yapan Demirtaş, devlet içinde gerilim siyaseti ile süreci zorlayan çetelerin bulunduğunu söyledi. Demirtaş, "Devlet içinde gerilim siyaseti ile süreci zorlayan bir çete var. Ama bunlar hükümete rağmen yapılmış şeyler değil. Hükümet Cizre ile mesaj veriyor. 'İstersem bu tür güçleri halkın üstünde Demokles'in kılıcı gibi tutarım' diyor. 'İstediğim zaman bu güçleri devreye sokarım siz de hiç bir şey yapamazsınız diyor' hükümet. Yoksa plakasız polis araçlarının sokaklarda ne işi var? Benim kişisel kanaatime göre bu hükümet ile bu anlayış ile 50 yıl müzakere edilse bile çözüm için sonuç almak gerçekçi değil. Demokrasi anlayışı bu kadar daralan barışı sağlamak kolay bir iş değil" diye konuştu.
"Bölünmeyi en iyi Kürtler bilir"
Bazı güçlerin Türkiye'nin batısında bölünme paranoyası yaratmaya çalıştığını belirten Demirtaş, şöyle konuştu: "PKK ve Öcalan ayrılıkçı bir siyaset izlemediklerini açıkça belirtiyor. Yıllar önce bu değişim yaşandı zaten. Türkiye içinde birlikte bir çözüme hazır olduklarını ilan ettiler. Bölünme paranoyası yaratanlar bir tehdit ve düşman algısı yaratmak istiyor. Biz HDP olarak da yeni yaşam adıyla yeni bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Türkiye'nin batısında acaba ülke bölünür mü kaygısı var ve ben bunu anlıyorum. Bunun bir tarihsel geçmişi vardır. Ama unutulmasın ki 1916'da çizilen haritalar ile biz Kürtler anavatanı bölünmüş bir halkız. Bölünmek ne demektir bunu en iyi Kürtler bilir."
"Yasası çıkmadan çözülmez"
Demirtaş, PKK'nın neden silah bırakmadığının muhatabının ise hükümet olduğun ifade ederek, "PKK 15 yıldır ateşkes ilan ediyor. Bu sorunun muhatabı hükümettir. Barış grupları habur'dan geldikten sonra tutuklandı. Hatta bir tanesi cezaevinde hayatını kaybetti. Bunlar yasası çıkmadan çözülecek sorunlar değil. İstemek yetmez bir şeyler yapmak lazım. Biz de bunun için siyaset yapıyoruz" dedi. "Biji Obama sloganı" Demirtaş, IŞİD'in Kobani'yi işgal etmesi sonrasında ABD ve koalisyon uçaklarının YPG'ye havadan destek sağlaması sonrası Kürtlerin "Biji Obama" sloganları attığına yönelik soruyu ise, "Büyük kitleler 'Biji Obama' diye slogan atmıyor. Kameralar karşısındaki sınırlı bir olaydı. Ama biz ABD ile tabii ki ilişki kurarız. Bütün dünya ABD ile ilişki kuruyor. Ancak ABD'yi kurtarıcı olarak görmek söz konusu değil. Özgücümüzle siyaset yapıyoruz" diye yanıtladı.
"ABD Gülen'i iade etmez"
Demirtaş, "ABD Gülen'i iade eder mi?" yönündeki soruya ise, "ABD'nin Gülen'i iade edeceğini sanmıyorum. Hükümetin elindeki deliller buna yetmez diye düşünüyorum. Eğer açıklamadıkları başka dosyalar varsa bilemem tabi ki. Cemaat ile AKP birlikte çalıştıkları için Fethullah Gülen hükümetin nedere ne yaptığını çok iyi biliyor. Bu nedenle Gülen çıkıp bunlar anlatsın diye çağrı yaptık. AKP devleti ele geçirmişti, AKP'yi de içerden ele geçiren bir örgüt var. AKP bunu farketti ama ikisi de aynı suçu işledi" karşılığını verdi.
"Soykırımı tereddütsüz kabul ediyoruz"
Programda Ermeni soykırım iddialarına da yanıtlayan Demirtaş, "Biz hiç tereddüt etmeden Ermeni soykırımının gerçekliğini kabul ediyoruz. Kürtlerin de herkesin de rolü olmuştur bu soykırımda. Ama siyasi irade Enver Paşa ve Talat Paşa'nın başını çektiği İttihat ve Terakki'idir. Madem Osmanlı'nın bütün mirasını sahipleniyorsanız çıkın bunu sa sahiplenin. Öyle değilse de bu acı ile yüzleşilsin" diye konuştu.
"Ütüde ve Güveçte İddialıyım"
Demirtaş, ev yaşamını ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı: “Yoğunluk nedeniyle evde çok az zaman geçirebiliyorum. Siyasete girmeden önce evde daha çok zaman geçirebildiğim için ev işlerini eşimle birlikte yapıyordum. Ütüde iddialıyım mesela, eşimden iyi yaparım. Yemekte de fena değilim, iyi güveç yaparım.”