Hukuk davalarına ilişkin yargı paketi! 5 maddesi daha kabul edildi
TBMM Genel Kurulunda, Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'nin ikinci bölümünde yer alan 23, 24, 25, 26, 27'nci maddeleri de kabul edildi.
Buna göre, mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilecek. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacak. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şart olacak. Belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekecek.
Bilirkişi raporuna itiraz
"Bilirkişi raporuna itiraz"ı düzenleyen maddede yapılan değişikliğe göre, taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecek.
Bilirkişi raporuna karşı talebin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkansız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi halinde yine bu süre içinde mahkemeye başvuran tarafa, sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilecek.
Keşfin kapsamı mahkeme tarafından belirlenecek. Böylelikle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne yönelik incelemelerin yapılması, uyuşmazlığın çözümüne herhangi bir etkisi olmayan gereksiz incelemelerin yapılmaması ve bu mahiyetteki bilgilerin dosyaya girmemesi sağlanacak. Hakim keşif tutanağına keşif konusu ve mahalliyle ilgili gözlemlerini de yazacak. Düzenleme, keşfi yapan hakimin veya daha sonra dosyayı ele alacak hakim ya da hakimlerin bilirkişi raporunu denetlemesini kolaylaştıracak.
Taraflardan her biri, nihai kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesini isteyebilecek. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilecek.
- Görüşmelerden
HDP Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir'in avukatlık cübbesiyle kürsüye çıkması üzerine bazı milletvekilleri tepki gösterdi.
Aydemir ise "Bakın, bu cübbe hiçbir iktidara, hiçbir güce, hiçbir egemene, hiçbir krala, hiçbir padişaha tabi olmayan, güce karşı sürekli mücadele etmiş olan avukatların cübbesi bu." ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine yerinden söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, "Eğer, bu ülkede baroları kendi arka bahçeniz olarak görüyorsanız bunlardan sakınacaksınız." diye konuştu.
İstanbul Barosu'nun bir kararına işaret eden Özkan, "Bu karar şu anda kürsüden bağıra bağıra savunulan bir baronun yönetim kurulundan çıktı. Ne diyor, okuyayım, dikkatle dinleyin çünkü bunları savunurken tarih nezdinde de mahkum olacaksınız, bunun farkında olun." ifadelerini kullandı.
Şerdil Dara Odabaşı'nın kendisiyle ilgili bir davada avukatın "kendisi de avukat olan Kadıköy Belediye Başkanı" dediği için İstanbul Baro Yönetimi'nin ilgili avukat hakkında soruşturma başlattığını anlatan Özkan, "Milli iradenin tecelligahında inanılmaz hakaretler yapacak, biz bunlara 'eyvallah' diyeceğiz ancak İstanbul Barosu bu ahlaksızlığa, bu hukuksuzluğa maalesef hukuku peşkeş çekecek. Biz bunu kabul etmiyoruz. Barolar, Anayasa'nın ve yasanın öngördüğü çerçevede demokratik bir anlayışla görev yapacak. Bunun hesabını İstanbul Barosundan ve onu savunan iradeden sonuna kadar soracağız." değerlendirmesinde bulundu.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise Erdal Aydemir'in 10 yıl Baro Başkanlığı yapmış bir vekil olduğunu belirterek, "Ve cübbesiyle kürsüye çıktığında var olan tepkileri aslında o cübbeyedir işte, o iliklenmeyen cübbeyedir. Unutmasınlar, o cübbeler iliklenmeyecek asla, asla ve asla." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Kadıköy Belediye Başkanı Odabaşı ile ilgili iddialara şöyle cevap verdi:
"Bir firma kesinleşmemiş bir alacağı için 170 milyon TL parayı belediyeden istiyor. Bu parayı isterken ki dilekçesinin başına da 'Kadıköy Belediye Başkanlığına, kendisi de hukukçu olan Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı' diye yazıyor. Avukatlık etiğinde, mesleki etikte nasıl rekabet yasağı, reklam yasağı varsa bir avukatın mesleğiyle ilgili savunma görevini yapmak dışında onun seçimle geldiği bir görevde avukatlığını ima ederek, 'Belediye benim paramı ödesin, bak bir de avukat olacaksın, meslektaşım olacaksın' iması doğrudan meslek etiğine aykırı olduğu için ve ondan sonra yapılacak her türlü iş ve işlemi idare açısından da sakat gösterebileceği için kendi meslek örgütünün haysiyet divanına, onur kuruluna 'Bu yapılan iş doğru bir iş değil, uyarın.' diye söylüyor."
AK Parti Grup Başkanvekili Özkan, bunun üzerine "Demokrasiden, özgürlükten, tahammülden, farklı görüşlere saygıdan bahsediyoruz. Herkes kendi fikrini hür, özgür şekilde ifade etsin. Her mesele yargıya götürülmesin, her konu şikayet konusu olmasın. Biraz tahammül edelim deniyor ve zaman zaman çıkıp bu kürsüden Sayın Cumhurbaşkanımıza 'Yahu niçin Cumhurbaşkanına hakaret suçu var, niçin böyle şikayetler yapılıyor?' diye şikayetlerde bulunacaksın, yakınacaksın, sonra da çıkıp gülüp geçilecek bir dilekçeyi disiplin soruşturmasına konu edeceksin; mesele bu." yanıtını verdi.
- Bahçeli'nin açıklamaları üzerine tartışma
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Anayasa Mahkemesi kararları dahil "beğenilmeyen" kararlara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından açık eleştiriler yapıldığını iddia ederek, "İşte budur yargıyı itibarsızlaştıran." dedi.
Bunun üzerine yerinden söz alan MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, "MHP ve sayın liderimiz yargı kararlarıyla alakalı birtakım değerlendirmeler yapabilir. Ancak mesele yargı kararlarına uyulup uyulmaması, yargı kararlarının gereğinin yapılıp yapılmamasıdır." ifadelerini kullandı.
Bir FETÖ operasyonu olduğu belli olan MHP ile ilgili kongre kararı çıktığı zaman Bahçeli'nin "Yargı kararının gereği yapılacaktır." dediğini hatırlatan Bülbül, "Bunun bir operasyon olduğunu bildiğimiz halde. Bunlar 15 Temmuz sürecinde samanlıkta yakaladığı hakimler. Biz o durumda dahi yargı kararının gereğini yerini getirme noktasında hassasiyet göstermiş bir partiyiz. Bu manada 'MHP'nin yargıya saygı duymadığı veya yargı kararlarını kabul etmediği' yönündeki ifadeleri kabul etmiyoruz." diye konuştu.
HDP Grup Başkanvekili Beştaş, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Mümtazer Türköne ile ilgili açıklamalarına işaret ederek, "Bence de Mümtazer Türköne de dahil içeride bulunan hasta bütün tutuklu ve hükümülüler bırakılmalıdır. Ama ben isim vermiyorum, ayırmıyorum." dedi.
MHP Grup Başkanvekili Bülbül, "Mümtazer Türköne'ye dair Genel Başkanımızın beyanları açıktır. Genel Başkanımız, Mümtazer Türköne dosyasının, iyi değerlendirilmesi gerektiğini, herhangi bir haksızlık yapılmaması gerektiğini ifade etmiştir. Buradan yargıya müdahale yorumu çıkarmak çok zorlama ve kasıtlı bir yaklaşımdır." yanıtını verdi.
TBMM Başkanı Nimetullah Erdoğmuş, teklifin 27. maddesinin kabul edilmesinin ardından birleşime ara verdi.
Erdoğmuş, aradan sonra komisyonun yerinde olmaması üzerine, birleşimi bugün saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.