Hrant Dink davasında sürpriz itirafçı! ‘O dönem cemaate yakın durmalıydım’
Dink cinayeti davasında dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü sanık Faruk Sarı etkin pişmanlık başvurusu yaptı. Sarı ifadesinde “Cemaat olarak adlandırılan oluşum, dönemin istihbarat şube müdürleri arasında yüzde 60 oranındaydı. O dönem gereği cemaatle yakın durmam gerekmişti” dedi
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki Hrant Dink davasında, mahkemeye gelen yazılar okundu. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, FETÖ/PDY’ye yönelik yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan, bu davanın sanıklarından eski Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı’nın, şüpheli olarak verdiği ifadesinde etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini beyan ettiği ortaya çıktı.
‘Yapı ile ilişkim...’
Faruk Sarı’nın gözaltına alındığı Trabzon Emniyet Müdürlüğünde 20 Aralık 2016’da verdiği ve duruşmada okunan ifadede şunları anlattığı ortaya çıktı: “Ben FETÖ/PDY üyesi değilim. Ancak örgütün benimle kurduğu ilişkileri ve örgüt hakkında bildiğim her şeyi anlatacağım. Bu kapsamda etkin pişmanlıktan faydalanmak istiyorum. İrfan Akkaya 2007’de beni bu yapıyla tanıştıran şahıstır. O dönem Trabzon Polis Okulunda müdür yardımcılığı görevinde bulunmaktaydı. 2012’de Samsun Polis Okulu Müdürü olarak atandı. 2007’de Trabzon ilinde görev aldığım dönem içerisinde Hrant Dink’in öldürülmesi olayından sonra adli, idari, devlet denetleme mülki, TBMM’nin yürütmüş olduğu Trabzon ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıklarının yürütmüş oldukları adli soruşturmalara birçok kez muhatap olmam nedeniyle o dönemde psikolojik olarak yıprandım. Yapı ile kurduğum ilişki bu döneme rastlamaktadır. Bundan dolayı o dönemde nasıl bir ruh hali içerisinde olduğumu bilmediğim yapı ile kurduğum ilişkiden dolayı çok pişmanım. İlişkilerin illegal yapılanmaya müsait olduğunu değerlendirdim.”
‘Yüzde 60 oranındaydı’
“Cemaat olarak adlandırılan oluşum, dönemin istihbarat şube müdürleri arasında yüzde 60 oranındaydı. 19 Ocak 2007’de Trabzonlu kişiler tarafından İstanbul’da Hrant Dink adlı gazeteciye saldırı yapılması nedeniyle istihbarat müdürü olarak görev yapmamdan ötürü üzerimde çok baskı oluştu. Bu sebeple ciddi sorunlar yaşadım. Bu dönemde konjonktür olarak cemaat adli yapı devletin her kademesinde çok etkindi. Üzerimdeki baskı ve getirebileceği sorunlar sebebiyle cemaate İrfan Akkaya’nın da geçmişten gelen arkadaşlık bağı ile irtibata geçtim. 2007’nin ortalarına doğru bu anlattığım gerekçelerle sohbet adlı buluşmalara katıldım. O dönem gereği cemaatle yakın durmam gerekmişti.”