'Hiçbir siyasi partinin temsilcisi değiliz'
Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu'da saha çalışmalarına başladı.
Akil İnsanların Doğu Anadolu grubu Elazığ’daki çalışmalarının 2’inci gününde Akgün Otel’de sivil toplum örgütleriyle bir araya gelip, çözüm sürecini anlattı.
'SİYASİ PARTİLERİN ANADOLU UZANTISI DEĞİLİZ'
Toplantıya Can Paker, Sibel Eraslan, Ayhan Ogan, Zübeyde Teker, Abdurrahman Kurt, Mahmut Arslan ve Mehmet Uçum katıldı. Sivil toplum örgüt temsilcilerini dinlemeden önce konuşan heyet başkanı Can Paker, hiçbir siyasi partinin temsilcisi olmadıklarını belirterek, "Biz hiçbir siyasi karar vericinin Anadolu’da ki uzantısı değiliz. Onun için siyasi partilerle ilgili görüşünüz, burada bizim için önem taşımayacaktır. Bizim için süreçle ilgili görüşleriniz önem taşıyacaktır. Bizim amacımız siyasi partileri yönlendirmek değil, barış sürecini beraberce tartışmak" dedi. Paker, Malatya ve Elazığ’daki izlenimlerinde genelde iki soru ile karşılaştıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Birincisi şu; ’Peki ne oldu, ne verildi de bu süreç sona geliniyor? Bir barış olma ihtimali ortaya çıktı. Ne verdik bunun karşısında’ diye bir sual var. Benim cevabım buna, bu sualin yanlış olduğudur. Ne verdik diye düşünmek artık geçmiş asrın bir suali. Biz bu gün Türkiye’de yaşayan herkesin Türk’ün, Kürt’ün İslam’ın, Sunni’nin, Alevi’nin hepsinin insan haklarında eşit olmalarını bir süreci sonlandırmak istiyoruz" dedi.
Can Paker, ikinci sorunun ise "Bunun sonunda bölünecek miyiz?" olduğunu belirterek, "Bugünkü dünyada artık global işbirilği var. Böyle bir şeyin olması mümkün değildir" diye konuştu.
Heyet üyesi Zübeyde Teker, 1990’lı yıllarda imha, inkar, asimilasyon politilarının görüldüğünü anlatırken, yeni bir ülke hayal ettiklerini söyledi. Teker, şöyle devam etti:
"O yüzden ’Demokratik çözüm’ diyoruz. Demokratik çözüm, inanıyoruz ve umut ediyoruz ki bunca yıl yaşadıklarımızın hafızalardan silinmesine yeni nesilin bizim yaşadıklarımızı yaşamayacağı bir sürece gelinmesine bu ülkenin; herkesin kendi yaşadığı ve yaşattığı kimlikleriyle mutlu olduğu ortamların sunulduğu bir ülkeye dönüşmesine hizmet eder."
KURT: YERLİ MALI PROJE
Heyet üyelerinden Abdurrahman Kurt, bu süreci kimilerinin yeni Osmanlı, yeni Osmanlıcık gibi ifade ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Suçlama gibi söylüyorlar. Aslında böyle de değildir. Çünkü biz herhangi birilerine karşı da bunu koruma olarak yapmıyoruz. Sadece kendi ayaklarımız üzerinde durmak için yapıyoruz bunu. Bunu söyleyenlere baktığımız zaman onlar kendi aralarındaki sınırları çoktan anlamsızlaştırmışlar zaten. Siz Avrupa Birliği’ne baktığınız zaman Hollanda’dan Fransa’ya, Fransa’dan İtalya’ya, İtalya’dan Almanya’ya buradan Bursa’ya, Ankara’ya, Diyarbakır’a, Hakkari’ye gider gibi geçiyor, gidiyorsunuz arada sınırın olduğunu bile fark etmiyorsunuz. Kimse onlara Sayın Davutoğlu’nun dediği gibi, ’Biz esir olmayı mı canlandırıyorsunuz’ demedi. Ama bizler kendi aramızdaki bu suni sınırları kaldırmaya kalktığımız anda bunlarla karşılaşıyoruz. Bu yerli malı bir projedir. Bir başka önemi buradadır. Bunun içerisinde burada yaşayan ve hayatı, bu coğrafyayı, değerleri paylaşan insanlar hep beraber biz varız. Şu anda aramızda aracı yok. ’Yüz yüze göz göze diz dize’ bu süreci götürüyoruz. Eğer ki bu süreçten başarıyla çıkarsak bunun açtığı kapı büyük bir Türkiye’nin kapısıdır ve bu büyük Türkiye ayakları üzerinde duran bir Ortadoğu’ya gidişin kapısıdır. Bu bakış sadece bize ait de değildir."
'TERÖRÜN BİTİRİLMESİ SÜRECİ'
Tarihi bir süreçten geçildiğini söyleyen Ayhan Ogan, "Milletler o tarihlerinde çok önemli karar verme dönemleri ve kendilerini yeniden yapılandırma dönemleri vardır. Bu çok önemli karalar alıp yeniden yapılandırma dönemlerinden birisidir. Bizden sonraki kuşaklar bunu böyle anlatacaklar. Tarih bunu böyle anlatacaktır. Bizim bilinen 2 bin yıllık tarihimizde bütün devlerin aklı kendisini yenileyebildiği için bu millet bugüne kadar güçlü bir şekilde ayakta kalmayı başarmıştır. Bugün yine bunu yapabilecek kapasite güç ve birikime sahiptir. Tecrübeye sahiptir. Bu yürütülen süreç Türkiye’de yürütülen terörün bitirilmesi sürecidir" dedi.
Heyet üyesi Sibel Ersalan da, heyetteki arkadaşlarının kendi görüşlerini söylediklerini ifade ederken, "Sivil toplum kuruluşları fikirlerini dosyalayıp bize verecekler. Biz herhangi bir gurubu, her hangi bir siyasi partiyi temsil ederek gelmedik buraya" dedi.
Mehmet Uçum ise, Cumhuriyete vurgu yaparak, "Kuruluşundan beri Cumhuriyet egemenlik kayıtsız şartsız milletindir etrafı üzerinde bina edildiği söylendi. Ama kuruluşundan sonra egemenliği millet adına bazı kuruluşlar kullandı" dedi.