Herkesin eşit olduğu kuyruk
Genç bir öğrenciyken gazeteciliğe başladım. Ekonomi servisinde başlayan ve 25 yılı geride bıraktığım meslek hayatımda hep iş dünyasının içinde bulundum. TÜSİAD gibi büyük iş örgütlerini, Türkiye’nin sayılı ailelerinin yatırımlarını, büyümelerini yakından takip ettim. Mustafa V. Koç ile de öyle tanıştım. Ancak Koç diğer işadamlarından farklıydı. Samimiydi, doğaldı, söylenmesi gerekeni söylüyordu.
Onun farkını dün katıldığım cenaze töreninde bir kez daha anladım... Bu cenaze töreni diğerlerine benzemiyordu, karlı ve soğuk havaya rağmen tanıyan tanımayan buradaydı. Daha güvenlik bariyerlerini geçip camiye ilerlerken insanların üzüntüsüydü ilk göze çarpan... Tofaş, Ford Otosan, Arçelik, Aygaz işçileri caminin önünde adeta nöbet tutuyordu. İşçiler, “Türkiye çok büyük bir değerini kaybetti. Öksüz kaldık. Daha büyük projelere imza atabilirdik. Yeri doldurulamayacak bir yiğidimizi kaybettik” diyerek üzüntülerini dile getiriyordu.
Koç Holding çalışanları büyük acılarına rağmen cenaze organizasyonun aksamaması için çaba sarfediyordu. Divan seyyar araçlarla hizmet veriyor, caminin her yanında kolonya ve su servisi yapılıyordu.
Binlerce kişi uğurladı
Sabahın erken saatlerinden itibaren caminin yolunu tutanların kimi TEV’in kurduğu standlara bağış yapıyor, kimi metrelerce uzayıp giden taziye çadırı kuyruğuna giriyordu. Dondurucu soğuğa rağmen insanlar sessizce kuyruğun ilerlemesini bekliyordu. Kuyrukta herkes eşitti. Arçelik işçisi de vardı eski devlet bakanları da... Enka Holding’in patronu Sinan Tara ile kuyrukta karşılaştık. Çok üzgündü ve inanmak istemiyordu Koç’un kaybına... Biraz ileride İstanbul Sanayi Odası’nın eski başkanlarından Hüsamettin Kavi üzüntüsünü paylaşıyordu... Devlet eski Bakanı Kürşad Tüzmen, uzun kuyruğun epey sonundaydı ama sabırla bekledi. Maalesef hiç biri 1 saatten fazla beklediği kuyruğun sonunu göremedi çünkü cenaze namazı vakti gelince aile gitmek zorunda kaldı.
‘Ülke sana ağlıyor’
Koç’un naaşı kardeşi Ali Koç ve sevenlerinin omuzlarında camiden çıkarılırken yanımdaki yaşlı bir teyze, “Vah yavrum, çok gençtin, ülke ağlıyor sana” diye duygularını ifade etmeye çalıştı. Bir diğeri ise sanki görülecekmiş gibi el salladı tabutun arkasından...
Zincirlikuyu Mezarlığı’nda da durum farklı değildi. Holding çalışanlarının 07.30’da gittiği mezarlığa saat 08.00’den itibaren insanlar akın etmeye başladı. Yoğun ilgi Divan Oteli’nde de devam ediyordu. Defin töreninden sonra saat 17.00’de dualar okundu. Koç’un ailesi, akrabaları, dostları ve holding çalışanları katıldı duaya. 700 kişilik kapasitenin olduğu dua salonu dolarken, yoğun ilgi yüzünden taziye kabul edilmedi...
Yakınlarının şu değerlendirmesi ise cenaze töreninin bir özetiydi: “O kadar seviliyordu ki ölümüyle ülkeyi birleştirdi. İktidarı, muhalefeti, iş dünyası, vatandaşı herkes birleşti onu son yolculuğuna uğurladı.”