Gazete Vatan Logo

Her söz örgütsel tavır sayılmış!

Her söz örgütsel tavır sayılmış!

Ergenekon davasının gerekçeli kararında, sanıkların birçok savunması ‘örgütsel tavır’ sayılmış. Örnek: Veli Küçük’ün Tekin’le ilgili “Öyle dangul dungul intihar olmaz” sözü...

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yazdığı gerekçeli kararındaki ‘örgütsel tavır’ tespitleri ise dikkat çekiyor. Bunlardan bazıları şöyle:

* “Teğmen Mehmet Ali Çelebi ‘Burası bizim için Silivri Zindanı değil, Albay Reşat’ın Mehmetçik’in ve şimdi de bizlerin milletimizin namusu onuru ve bağımsızlığı için savunduğu Çiğiltepe’dir. Buradan beni yetiştiren ve taşıdığım üniformayı bana lütfeden Yüce Türk milletine Genelkurmay Başkan nezdinde tüm silah arkadaşıma ve komutanlarıma sesleniyorum Çiğiltepe kaybedilmeyecek, gözünüz arkada kalmasın burada biz varız! Burada Mustafa Kemal’in subayları Türk milletinin askerleri var!’ şeklinde beyanlarda bulunarak Mahkemeye yönelik psikolojik harekât yürütmüş ve örgütsel tavır sergilemiştir.”



* Veli Küçük’ün bir röportajda “Süleyman diye tanırım” dediği, Danıştay eyleminden sonra polisten kaçtığı sürede intihara teşebbüs eden Muzaffer Tekin için kullandığı, “Öyle dangıl dungul intihar olmaz, Türk subayı dediğin alır silahı kafasına sıkar” şeklindeki ifadesinin de açık bir örgütsel tavır olduğu belirtildi.

Arslan iyi eğitilmiş

* “Avukat olan sanığın (Alparslan Aslan) Danıştay’da büyük bir soğukkanlılıkla hareketli hedefleri tam isabetle vurması, olay yerinden hiçbir şey olmamış gibi ayrılması iyi bir örgütsel silahlı eğitim aldığını göstermektedir.” Arslan’ın saldırıdan önce ve sonra bir süre yemek yemediğine de vurgu yapılan kararda, “Eylemden sonrada zehirlenme ihtimaline binaen uzunca bir süre yemek yemeyip, koğuşuna kedi ve kuş istemesi bireysel suç işleyen bir kişinin düşünebileceği konular olmayıp...” ifadeleri de yar aldı.



‘Kumpasçılar yargılansın’

Ergenekon Davası sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Ankara’da Balyoz sanıklarının ailelerinin oluşturduğu Vardiya Bizde Platformu’nun düzenlediği “Sessiz Çığlık” eylemine katıldı. Başbuğ, şöyle konuştu: “Nefret duyguları taşımıyoruz ama ortada bir kumpas var ve bu kumpası planlayanların ve icra edenlerin adalet önüne getirilmesini istemek bizim en temel hakkımız. Bu açıdan mutlaka TBMM bu konuya el atmalı. Kurulacak bir araştırma komisyonu vasıtasıyla bu kumpasın nasıl gerçekleştiğini bilen hakim ve savcıların ifadesine başvurulmalıdır. Gölcük’te savcıların adeta eliyle koymuş gibi bulduğu 5 nolu harddisk ve diğer dökümanların kimler tarafından konulduğu bulunmalıdır. Bunu koyan asker bir kişidir.”



Başbuğ daha sonra, kitabının imza gününe katıldı. Başbuğ, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret ettiğini de açıkladı. (Çınar ÖZER / VATAN ANKARA)


Haberin Devamı