Hem babasını hem de...
Necdet Özel, babasını kaybetti
Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel, babası emekli albay Seyfettin Özel’i kaybetti. Org. Özel ilk olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Ulus Birinci Meclis’teki törene katıldı. Ardından da Meclis’in kuruluş yıldönümü nedeniyle TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in tebrikleri kabul töreninde yerini aldı. Saat 14.00’te özel gündemle toplanan Meclis’teki törene katılması beklenen Org. Özel, törenden bir süre önce GATA’da yaklaşık 2 haftadır tedavi gören babası Seyfettin Özel’in durumunun ağırlaştığı haberini aldı. Bunun üzerine GATA’ya hareket eden Org. Özel, son nefesinde babasının yanında oldu.
Törenin ardından Cumhurbaşkanı Gül, kuvvet komutanlarına Org. Özel’in babasını kaybetmesi nedeniyle üzüntüsünü belirterek, başsağlığı sundu. Gül, ilerleyen saatlerde de Özel’i telefonla arayarak, başsağlığı diledi.
95 yaşında hayatını kaybeden emekli Piyade Albay Seyfettin Özel’in cenazesi bugün öğle namazının ardından Kocatepe Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda defnedilecek.
Org. Necdet Özel, asker olan babasını örnek aldı. Org. Özel, 1969 yılında Kara Harp Okulu’nu, 1980 yılında ise Harp Akademisi’ni birinciliklerle bitirdi. Org. Özel, Kara Harp Okulu’nda eğitim alırken babası Seyfettin Özel, okulun öğrenci alayının komutan yardımcısıydı. Oğlunun birincilikleri ve son olarak Genelkurmay Başkanlığı’na kadar yükselmesi asker olan babası Seyfettin Özel’in övünç kaynağı oldu.
‘Baba diyemedi’
Devre arkadaşı eski asker Namık Çınar, Genelkurmay Başkanı Org. Özel’in babasıyla ilişkisini şöyle anlatmıştı: “Necdet Özel, Harp Okulu’na girdiğinde babası Albay Seyfettin Özel, Harp Okulu Öğrenci Alayı’nın komutan yardımcısıydı. Babasına, okuluna ve arkadaşlarına beslediği sorumluluk duygusu yüzünden hareketleri hep kontrollüydü. Titiz bir öğrenciydi. Babası için ‘şımarık bir oğlu var’ dedirtmezdi. Okulu birinci olarak bitirdi ama bunda babasının hiçbir faktörü yoktur. Eleştirilecek çok nokta vardır ama harp okulunda torpil işlemez. Hatta babası hiçbir zaman ona ‘nasılsın oğlum’ dememiştir. Hatta bizim yanımızda oğlum bile dememiştir o da baba dememiştir. Bu şekilde yapmaz, yapamaz.”