'Hedefinde camiler vardı ancak son anda...'
Sultanahmet'teki Turizm Şube Müdürlüğüne düzenlenen ve bir polis memurunun şehit olduğu, iki polis memurunun yaralandığı, saldırgan kadının ise öldüğü bombalı saldırıyla ilgili aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu ikisi tutuklu 5 sanık hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılarından Murat Çağlak tarafından hazırlanan iddianamede, saldırıda şehit olan polis memuru Kenan Kumaş'ın eşi Gülcan Kumaş "mağdur", yaralanan polis memurları Taner Şener ve Mustafa Bulut'un da aralarında bulunduğu 5 kişi ise "müşteki" olarak yer aldı. İddianamede, saldırıyı gerçekleştiren Diana Ramazanova'nın Türkiye'ye ilk olarak 17 Haziran 2014'te Moskova üzerinden geldiği ve yasal bir çıkışının olmadığının tespit edildiği belirtilerek, telefon kayıtlarına göre Ramazanova'nın, Norveç'te kırmızı bültenle aranan bir cihatçı olduğu yönünde haberler çıkan Abu Aluevitsj Edelbijev ile bir süre İstanbul'da kaldıktan sonra 18 Temmuz 2014'te Gaziantep'e gittiği ve buradan da illegal yollardan Suriye'ye geçiş yaptığı belirtildi.
"Eşinin ölümünün ardından intihar eylemi arayışına geçti"
Ramazanova'nın, Whatsapp yazışmalarına göre, kocası olarak belirttiği Edelbijev'in çatışmalarda öldürülmesi nedeniyle illegal yollardan Türkiye'ye yeniden giriş yaptığı ve sanık İbrahim Kürkçü tarafından alınan biletle 31 Aralık 2014 günü İstanbul'a gelerek, Fatih'te eşinin akrabalarının yanında kaldığı aktarılan iddianamede, Ramazanova'nın eşinin ölümünden sonra intihar eylemi yapma arayışları içinde olduğu ve ölen kocasının Suriye'deyken kendisine 3 el bombası verdiğini Whatsapp yazışmalarında ifade ettiğinin görüldüğü kaydedildi.Başakşehir'de kaldığı evden olay günü olan 6 Ocak 2015'te Sultanahmet'e sabah saatlerinde gelen Ramazanova'nın bu semtte bir süre gezindiği, internette Şii camilerini araştırdığı, semtteki camilerin civarlarında gezdiği, bazı camilere de girip çıktığının kamera kayıtlarına göre tespit edildiği ve saat 17.13'te Turizm Şube Müdürlüğüne girerek eylemi gerçekleştirdiği aktarılan iddianamede, Whatsapp yazışmalarına göre, eylemci Ramazanova'nın eşinin DAEŞ terör örgütü saflarında öldürülmesi nedeniyle eşi gibi şehit olmaya karar verdiği ve cennette eşiyle buluşacağı ümidini taşıyarak, bu eylemi gerçekleştirdiğinin tespit edildiği anlatıldı.
"Eylem DAEŞ terör örgütü adına yapıldı"
Eylemcinin 7 aylık hamile olduğu ve eşinin ölümünden sonra bunalıma girdiği belirtilen iddianamede, Ramazanova'nın İstanbul'da özellikle Şii camileri araştırmasına dikkati çekilerek, "Diana Ramazanova'nın özellikle Şii camii arayışında bulunması dikkate alındığında, eylemin mezhepsel içerikli bir anlam taşıdığı ve DAEŞ terör örgütü adına yapıldığı anlaşılmıştır" ifadesi kullanıldı. İddianamede, diğer sanıklar Abdula Abdulaev ve Azamat Begeoulov'un kullandığı evde çok sayıda yabancı şahsın kaldığı ve Ramazanova'nın da bu evde kaldığının şahsi eşyalarının bulunmasıyla tespit edildiği belirtilerek, sanıkların örgüte lojistik destek ve eleman temini faaliyetlerinde bulundukları sonucuna varıldığı aktarıldı. İddianamede, sanıklar Yakup İbragimov ve Khadzi Chakaev'in de örgüte lojistik destek ve eleman temini faaliyetlerinde bulunduğu kaydedildi.Şüphelilerin bombalı eyleme doğrudan, bilerek katkı yaptıklarının tespit edilemediği, DAEŞ terör örgütü adına faaliyetlerde bulundukları, intihar eylemcisi Ramazanova'ya saldırı dışında, barınma ve nakliye gibi diğer hususlarda yardım ettiklerinin belirlendiği aktarılan iddianamede, sanıklar hakkında söz konusu saldırı eylemiyle doğrudan irtibatları olmaması nedeniyle "öldürme ve yaralama" suçlarından dava açılmadığı aktarıldı.
Diğer şüphelilerle ilgili soruşturma devam ediyor
İntihar eylemiyle doğrudan irtibatları tespit edilen ve Suriye'de oldukları anlaşılan, Ramazanova'ya patlayıcıları veren kişiler, eylemle ilgili izin istenen ve "Emir" diye bilinen bir kişi, Ramazanova'nın Whatsapp üzerinden bombanın nasıl kullanılacağını sorduğu bir kişi ile Türkiye'de Ramazanova'ya yardım ettiği tespit edilen "Çeçen Ali" ve "Ahmad" isimli kişiler hakkında ise araştırmaların devam ettiği belirtilen iddianamede, bu kişilerle ilgili soruşturmanın ayrı bir dosya numarasıyla devam ettiği kaydedildi. İddianamede, 5 sanığın "göçmen kaçakçılığı" ve "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından 8 yıl ila 18 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Terör ve örgütlü suçlara bakmakla görevli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, UYAP üzerinden gelen iddianameyi kabul etti. Davanın ilk duruşması 14 Nisan 2016'da gerçekleştirilecek.