HDP kongresinde Kürtçe marş çalındı!
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kobani’de İslam’la savaşılmadığını, asıl hedefin özgür bir yaşamı orda boğmaya çalışanlar olduğunu belirterek, Kobani zaferinin tüm Ortadoğu dengelerini değiştireceğini ileri sürdü. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise Diyarbakır’da, ’Kürtçe öğreneceğim diyen Başbakan Davutoğlu’nu eleştirerek, Davutoğlu’nun Kürtçe öğreneceğine Kürtlere ana dilde eğitim hakkını vermesi gerektiğini söyledi.
Kongrede konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kobani zaferinin tüm Ortadoğu dengelerini değiştirecek güçte olduğunu, ancak henüz tamamlanmadığının farkında olduklarını söyledi. IŞİD’in halen tehlike oluşturmaya devam ettiğini belirten Demirtaş, şunları söyledi:
"Oradaki savaş küçük bir kasabayı ele geçirme savaşı değildir. Asıl hedef özgür bir yaşamı hedefleyen bu zihniyeti orada boğmaktır. Suriye’de savaşı bırakıp Kobani’ye yüklendiler. Kürtlere karşı savaştılar. Kimse Kürt halkına İslam’ı öğretmesin. Kobani’de yenilen zihniyet İslam’ı en çok ben bilirim zihniyetidir. Bu bize demokrasiyi de biz biliriz diyeni Türkiye’den de hatırlıyoruz. Yenilen o zihniyettir işte. Kobani’de İslam’ın savaşı değil barbarlık ile özgürlük savaşı vardı. Orada İslam kaybetmedi. Var olacak İslam’dır."
Selahattin Demirtaş, parti olarak kendilerini eleştirebilmeleri gerektiğini vurguladığı konuşmasında, yeni siyaset üretmek zorunda olduklarını, yerelde ve genelde yeterli siyaseti ve hizmeti yapamadıklarını anlattı.
HDP yeni bir siyasi anlayışla halkın huzuruna çıkacaksa cesur olmak zorunda olduğunu anlatan Demirtaş, "Yeni bir dili, yeni bir politikayı, yeni bir yaşamı özgürleştirmek gerekir. Geçmiş başarılarımızdan örnek, hatalarımızdan dersler çıkararak yapmalıyız. Şimdi ezilen halklar umut bekliyor bizden. Dürüst bir siyaset bulamadıkları için başımıza bela olan bu siyasete gittikleri için şimdi bize bakıyorlar. Biz bu beklentiye cevap vermek zorundayız. Biz muhalefet olmak için yola çıkmadık, artık halkların demokratik iktidarını kurma zamanı geldi" dedi.
Demirtaş, kendilerine barajı dayatanlara büyük bir mesaj verme kararlılığıyla karşı karşıya olduklarını belirterek, "Bu seçimde iktidar olacağız demiyorum, aynı zamanda gerçekçi olacağız. Ama bir sonraki seçimlerde Türkiye’nin ana demokratik siyasi merkezi biz olacağız.. Ezilenin Türk’ü, Kürt’ü, Çerkez’i, Alevi’si, Süryani’si birbirinin arasına ayrım koymadan ezilen kimliğiyle insan kimliğiyle karar sahibi olmalıyız demeli. Ezilen ama mahcup siyaseti temsil eden siyaset olamaz" diye konuştu.
Diyarbakır’da işsizlik sorununun büyük olduğunu söyleyen ve istihdam yaratacak projeleri gerçekleştirmeleri gerektiğini anlatan Demirtaş, "Biz Türkiye’de sadece laf üreten değil iş üreten pratiğiyle kendi hüneriyle özgür bir yaşamı inşa eden siyaseti ortaya koydukça Türkiye halkları Edirne’ye gönderdiğimiz selamı canı gönülden alacak. HDP’ye dört elle sarılacaklar. Biz artık AKP tarzı siyaseti bu topraklarda asla iktidar yapmamakta kararlıysak söz vereceğiz Halkların demokratik iktidarını baş göz etmeye hazır mıyız? HDP’yi iktidar yapmaya hazır mıyız? Faşizme boyun eğmedik. Bundan sonra da HDP’yi büyüteceksek aynı yoldaşlık duygusuyla büyütmek zorundayız" dedi.
Selahattin Demirtaş, bu kongrede en büyük mesajın ulusal birliktelik mesajı olduğunu vurguladığı konuşmasında, "Buradan bütün siyasi partilere ve bütün sivil toplum örgütlere, hareketlere çağrı yapıyoruz. İslami, Alevi hareketlerine emek hareketlerine Kürdistani hareketler, gün birlik beraberlik günüdür. Bizler tarihimizde birliğimizi sağladığımız zaman önemli başarılara imza attık. Bugünde tarihi bir süreçtir. Amed kongresi buna dönüşsün istiyoruz" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Kobani’ye selam gönderdiğini hatırlatan Demirtaş, şunları söyledi:
"Sayın Başbakan eğer buradan Kobani’ye selam gönderirken samimiyse o halde Rojava’nın statüsünün tanınması ve Kobani’nin yeniden inşasında samimi olmaz mı? Öyle ’Kuzey Suriye’yi kabul etmeyiz, izin vermeyiz’ demekle olmaz. Bunlar yanlış politikalardır. Doğru olan Rojava ile el ele vermektir. Bu başarılırsa bölgede yeni bir siyaset doğabilir ve Türkiye bu siyasetle kazanabilir. O zaman gidip Somali’de, Cibuti’de ihale peşinde koşmak zorunda kalmaz. Bölgenin istikrarı, barışı için ve Türkiye’de yürüyen müzakere süreci için büyük bir fırsattır. Rojava ile işbirliği Türkiye’ye kazandıracaktır. HDP olarak buna katkı sunmaya hazırız. HDP yüzde 10 barajı aşsa da aşmasa da Kürtler bu topraklarda vardır. Sayın Öcalan’a Amed’den selamlarımı göndererek onun öngördüğü temelde de barışı inşa sürecini de bu kadrolarla gerçekleştireceğimiz sözünü tekrarlıyorum."
YÜKSEKDAĞ’IN KONUŞMASI
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da "Kobani’ye selam olsun" diyerek başladığı konuşmasında, "Dün ’Kobani düştü, düşecek’ diyenler, ’Kobani’yle çözüm sürecinin ne ilgisi var’ diyenlere bakın, bugün Kobani’ye selam söylüyor. İşte bu selamı söyleten bu halkın direnişidir. Siyasi iktidar bugüne kadar olduğu gibi daha çok tükürdüğünü yalayacak" dedi.
Başbakan Davutoğlu’nun, partisinin Diyarbakır kongresinde Kobani’ye selam göndermesini eleştiren Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Davutoğlu gelmiş Amed’de yaptığı konuşmada Kobani’ye selam gönderiyor. Bununla yetinmiyor, ’Güzel Kürtçemizi de aslında öğrenmek istiyorum bunun içinde çalışacağım’ diyor. Ama aynı Başbakan ve hükümeti, iktidarı, ana dilde eğitim hakkını bu halkın burnundan getiriyor. Başbakan sen, ana dilinden başka bir dili öğrenmek zorunda değilsin. Ama bu halka ana dilinden başka bir dili öğrenmek zorunda da bırakamazsın. Bugün gelip Amed’de Diyarbakır’da lütfen Kürtçe öğreneceğine, bu tip siyasi jest denemeleriyle bu temel demokrasi sorununu çözeceğini zannedeceğine gerçekten demokratikleşme adımları at. Bugüne kadar çözüm masasında beklettiğin Sayın Abdullah Öcalan’ın çözüm ve müzakere taslağını tartışmaya aç. Eğer müzakere taslağını tartışmaya başlarsanız sende Kürtçe öğrenmek zorunda kalmazsın. Bir hükümetin başbakanı olarak gelip yalan yanlış sözler söylemek zorunda kalmazsın."
Figen Yüksekdağ, bugün Kobani zaferini selamladıklarını, yarın Ortadoğu’nun, Mezopotamya’nın dört bir yanından bu zafer haberlerini alacaklarını belirterek, "Biz zafer haberlerini almaya devam edeceğiz. Biz her zafer haberi aldığımızda onların kimyası bozulacak ne diyeceklerini şaşıracaklar. Cumhurbaşkanı gibi saçmalayacaklar. İşte bu kadar bu direniş size hem saçmalatır hem birinizin söylediği sözü başkasına yalanlatır. Bu halk sizin dengelerinizi daha çok alt üst eder" dedi.
Yüksekdağ, HDP’nin baraj sorunu olmadığını sözlerine ekledi.
KONGRE KÜRT MARŞI İLE BAŞLADI
HDP’nin Diyarbakır il kongresi Seyrantepe Spor Salonu’nda, Kürt marşı ’Ey Rakip’in çalınmasıyla başladı. Salona Abdullah Öcalan ile Suriye’nin Rojava bölgesinde IŞİD’e karşı savaşırken ölen bazı YPG’liler ile 1980 yılında Diyarbakır cezaevinde yaşamlarını yitiren PKK’lıların fotoğrafları asıldı. Salonda ayrıca Kürt isyanlarının liderleri Şeyh Sait, Seyit Rıza, Molla Mustafa Barzani’nin yanı sıra Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Metin Göktepe, Hasan Ocak’ın da fotoğrafları da yer aldı. Abdullah Öcalan’ın Kürtçe konuşması ile PKK’lı ve YPG’lilerin kırsal kesimde eğitimlerinde çekilen görüntülerin yer aldığı sinevizyon gösterisi yapılırken salondakiler ’Yaşasın Apo’ sloganı atıp alkışladı. Pınar Aydınlar ile Ferhat Tunç, Kobani ve Öcalan’ın övüldüğü türküler söyledi. Kongrede divan heyeti seçildikten sonra bir dakikalık saygı duruşu sırasında zafer işaretleri yapılarak, ’Rehberimiz Öcalan’dır, PKK’dır’ ifadelerinin yer aldığı marş söylendi.