Gazete Vatan Logo

‘Hava kirliliği deprem kadar riskli’

‘Hava kirliliği deprem kadar riskli’

Dış politik gelişmelere bağlı olarak İstanbul’a bir kış doğalgaz verilmemesi halinde kentte binlerce insanın ölebileceği öne sürüldü.

İklim değişimine bağlı olarak sıcaklık artışı ile kuraklık tehdidi yaşayan İstanbul’da önemli bir konu masaya yatırıldı.

İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Toros tarafından “Hava Kirliliği ve İstanbul İçin Bir Afet Senaryosu“ konulu seminerde doğalgazın kesilmesi halinde karşı karşıya kalacağı büyük tehlikeli anlattı. İşte satırbaşları:

- Herkes bana İstanbul’da temiz havası olan bir yerden ev almak için danışıyor. Hava kirliliği açısından en riskli bölgelerin başında Kağıthane geliyor. Sırasıyla Kartal, Maltepe ve Alibeyköy takip ediyor.

- İstanbul bazında afet denince akla gelen ilk olgu deprem. En az deprem kadar riskli bir konu ise hava kirliliği. İstanbul ve Türkiye ölçekli değerlendirmelerde 1990’dan itibaren doğalgaz kullanımıyla birlikte hava kalitesinde yüzde 90 oranında iyileşme sağlandığı tespit edildi. Ancak dış politik gelişmelere bağlı afet riski bulunuyor.

- Enerji konusunda yüzde 75 oranında dışa bağımlıyız. Doğalgazı ithal ediyor olmamız beraberinde risk faktörü yaratıyor. Ölçeklendirme senaryomuza göre şayet günün birinde İstanbul bazında kış ayında doğalgaz kesintisi olur ve buna bağlı odun, kömür tüketimi gündeme gelirse hava kirliliğine bağlı ölüm oranının 100 binlerin üzerinde olmasını öngörüyoruz. 7 ve üzeri depremde olası ölüm riski 70 ile 120 bin arasında olacağı tahmin edildiğinde, hava kirliliğine bağlı ölüm oranı depremden daha kötü etki yapacaktır.

“Kuzey rüzgarlarının önemi”

Doç. Dr. Hüseyin Toros, 3. Havalimanı nedeniyle gündemde olan Kuzey Ormanları’nın önemine de dikkat çekti: “Meteorolojik şartlar hava kalitesini çok etkiliyor. Yüksek basınç sisteminin olduğu her dönem atmosferden yer katmanına doğru inici hava hareketleri oluyor. Şehir merkezinde çıkan kükürt dioksit, karbondioksit gibi kirleticiler yükselemediği için sığ tabaka dediğimiz katmanda yoğunluk yaratarak kirliliğin artmasına neden oluyor. İstanbul’un sigortası ise kuzey rüzgarları. Şehrin bütün kirli havasını uzaklaştıran kuzey rüzgarının etkisi. Ancak kentin kuzeyine inşaa edilen plazalar ve yeni projeler kuzey rüzgarlarının önüne set çekiyor. Bu gidişat devam eder kuzey rüzgarlarının önü kesilirse kirlilik ciddi boyutlara ulaşır.”

‘Köydeki evinizi boşaltmayın’

Doç. Dr. Hüseyin Toros, taşradaki evlerin önemine de dikkat çekti:

‘Hava kirliliği deprem kadar riskli’
“Kirletici partiküllerin büyüklüğü saç kalınlığının 100’de 1 oranında. Teneffüs halinde vücuda yerleşiyorlar. Bir günde 20 bin litre hava soluduğumuzu düşünürseniz hava kirliliğinin etkileri daha iyi anlaşılır. Özellikle İstanbul bazında alternatif enerji kaynakları yaratılmalı. İnsanların Anadolu’daki evlerini olası bir afet senaryosuna göre canlı tutmaları gerekiyor. İstanbul’da hava şartlarına bağlı yaşanacak bir afet anında kurtuluş Anadolu’daki evler olacak.”

Haberin Devamı