Hasip Kaplan'ın Bütçe konuşması
Meclis’teki bütçe görüşmelerinde HDP grubu adına konuşan Hasip Kaplan, Selahattin Demirtaş’a gösterilen tepkilere ilişkin “Siz baskı yasalarını getireceksiniz, polise öldürme emri vereceksiniz. Biz 'Meydanlara dökülürüz' dediğimiz zaman 'Sizi cinayetten sorumlu tutarız' desin. Bu muhalefet sussun mu, meydanlara çıkmayalım mı?” diye konuştu.
2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesine başlandı.
HDP grubu adına Hakkari Milletvekili Adil Zozani ile Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, kürsüden konuşma yaptı.
Adil Zozani, özetle şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’de defakto başkanlık sistemi uygulanıyor. Fiili başkanlık sistemi uygulanıyor. Sayın Başbakan kendini bu sistem içerisinde ne olarak tarif ediyor merak ediyorum. Mayıs 2013’te Gezi eylemleri nedeniyle Ankara’da olaylar vardı. Dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Gül, Anakara Valisi’ne telkinde bulundu. Gösteride bulunanlara müsamahalı davransın diye telkinde bulundu. Dönemin Başbakanı açıklama yaptı, ‘Bir ülkede iki baş olmaz’ dedi. ‘Bir valiye iki kişi talimat veremez. Vali benim emrimdedir, ben talimat veririm’ dedi. Aynı Erdoğan, şimdi cumhurbaşkanı. Değil valiye, sokaktaki polise kadar talimat veriyor.
Sayın Davutoğlu'dan aynen Sayın Erdoğan’ın kullandığı cümleyi kullanmasını bekliyoruz. ‘Bir devlette iki baş olmaz' demelidir. Valiye 'Siz değil, ben talimat veririm' demelidir. 'Parlamentoya siz değil, ben gündem taşırım' demelidir. Bunu söylerse başbakanlık yapmış olacaktır. Bunu söylemediği sürece başbakanlık yapmış olamaz.
Bina fetişizmiyle benim işim olmaz. Ancak Türkiye’de pek çok ilin sembolü armut, elma, patates, domates, karpuz, kavun ise sembolü de saray olur, ne olur... İllerin sembolünü karpuz yaptınız, illerin kalkındırmış derecesini kavun karpuz, patatesle ölçtünüz. Ülkenin simgesini de saray yaparsanız kimse de sizi yargılamaz. Tasvip etmiyoruz. Bizim asıl önemsediğimiz Recep Amca’nın ayağındaki yırtık kara lastiktir. Ankara lastiği olarak geçer. Ankara’da lastik çok gevşedi. Ankara’nın kayışı kopmuş. Sistemi baştan tartışmamız gerekiyor.
KAPLAN: YOLSUZLUK KANSER GİBİ TOPLUMU ÇÜRÜTÜYOR
Zozani’nin ardından kürsüye HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan geldi.
Kaplan’nın konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle;
"Bugün insan hakları günü. Bir parlamenter olarak haklarımı koruyamazsam yurttaşlarımın hakkını nasıl koruyacağım. Hükümetinizi insan hakları gününde demokrasiye davet ediyorum. Bütçe hakkı demokrasinin özüdür.
Bütçeyi sadece uzmanların anlayacağı, halkın anlamayacağı anlaşmazlıklara boğarsanız hükümet de hesap vermiyorsa burada şeffaflık yoktur. Katılımcılık yok, muhalefetin katılmasını istemiyorsunuz. Bu bütçeye damgasını vuran en önemli konu yolsuzluklardır. Yolsuzluklar kanser gibi yayıldı. Toplumu çürütüyor.
TÜSİAD'ın yaptığı araştırmaya göre, işadamlarının tamamı yolsuzluğun var olduğunu söylüyor. Resmi dairede sarı zarf modası gelişti. Fuzuli'nin dizelerini hatırlarsınız, 'selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar' şeklinde.
Kutsal savunma hakkını kaldırdınız. Avukatlar dosya incelemesin dediniz. Polise mahkeme kararı olmadan gözaltı ve 48 saat tutma hakkı getirdiniz. Türkiye'de olağanüstü hal ilan ettiniz. Bu anayasaya göre edilir halbuki.
Yolsuzluk komisyonu çalışmaya devam ediyor. Biz buna alet olmadık, üyemizi çektik. İlk yayın yasağı da bu konuda konuldu.
Biz bu bütçenin halkın bütçesi olmadığını söyledik. Kapital yazarı Türkiye'de gelir dağılımı değimi yok diyor. Garip bilmiyor ki biz de para ile iman kimdedir bilinmez diye bir söz var. Türkiye'de 915 ultra zengin var. Bir yılda 15 milyar kazanmışlar. Büyüme gerilerken, onların ki yüzde 14 artmış. Bu bütçe kimin anlaşılıyor mu şimdi.
‘DARBECİLER BİLE SİZDEN DAHA İNSAFLIYDIR’
Darbeciler bile sizden daha insaflıydı. Vergi konusunda Deli Dumrul’u geçtiniz.
Sayenizde 50 milyon yurttaş açlık sınırının altında. Bu ülkenin sendikalaşma oranı; 12 milyon işçiden 1 milyon 189'unun sendika üyesi. Cari açık, büyüme geriledi rakamlar tutmadı.
İşsizlik yüzde 10'un üzerine çıktı, bunlar resmi rakamlar. Her gün işsizlikle ilgili telefon alıyoruz. Bu ülkede genç işsizler ordusu oluştu. Taşeron sayısı da 2 milyon.
‘ZEYTİNLERE KIYDINIZ’
Cari açık vermemizin nedeni, enerji ithalatı. Bu hükümet zamanında enerji alanı mafyalaştı. Putin geldiği zaman hemen ÇED raporu çıkıyor. HES'lerde sınır tanımıyorsunuz. Sizin vicdanınız kurusun. Tarihe en büyük doğa katliamı yapmış hükümet olarak tarihe geçeceksiniz.
HES'lerde sınır tanımadınız ama zeytinlere kıydınız. Zeytinler kutsaldı. Eski Yunan tanrıçaları zeytinlere dokunanlara öldürürdü. Tüm kutsal kitaplarda zeytin kutsal ağaçtı. Bu enerji mafyası zalimce kıydı.
'MEYDANA ÇIKMAYALIM MI?'
Biraz vicdan sahibi olacaksınız ama siz cüzdan diye tutturmuşsunuz. Torunlarımızı bile borçlandırdınız. Soma ve Ermenek sizin eseriniz. Bakanların istifa etmeleri için kaç insan ölmeli. Bir ülkede denetim olmaz mı? Nerede bu denetim, pişkin pişkin hayat devam ediyor dediler.
Enerji mafyası iyi çalışıyor. Biz hanımla dikkat ediyoruz, ay sonunu çıkarmak için. Sayın Babacan petrol fiyatları düştü, 4.5 milyar cari açıkta da düşüş oldu, zam olmayacak dedi. Neden zam yaptınız. Siz sadece zeytine kıymadınız. Şehirlere de kıydınız, betonlaştırdınız.
Tarihe sahip çıkalım derken, mahvettiniz. Sultanahmet'in arkasında binalar yükseldi. Güzelim İstanbul'u betona, AVM'ye çevrildi. Bu bütçe zaten halkın değil ama en çok kazananın en az vergi verdiği, az kazananın en çok vergi verdiği bir bütçe bu.
Bu bütçe Ermenekli Recep Amca’nın bütçesi değil. Bu bütçe zat-ı şahanelerinin bütçesi. Saraylarının bol olsun. Dolarlarınız da bol olsun. Fakat zekat vermeyen Müslümanlardan, vergi vermeyen zenginlerden HDP hesap soracak. HDP vicdandır. Siz baskı yasalarını getireceksiniz, polise öldürme emri vereceksiniz. Biz 'Meydanlara dökülürüz' dediğimiz zaman 'Sizi cinayetten sorumlu tutarız' desin. Bu muhalefet sussun mu, meydanlara çıkmayalım mı? 6-7 Ekim olaylarında hükümetin cevap vermesi lazım.