Hande Fırat yazdı: Bu sefer susmayacağım!
CNN TÜRK'te yayımlanan Gece Görüşü programının moderatörü Hande Fırat, önceki gün canlı yayında rahatsızlanmıştı. Canlı yayında yaşananları bugün Hürriyet'teki köşesine taşıyan Fırat, sosyal medyada yapılan bazı yorumlara da sert bir dille tepki gösterdi. Gazeteci Hande Fırat, köşesinde "Bazen susuyorum... Bu sefer susamayacağım. Ben sadece fenalaştım, hastalandım. Hakkımızda bizi hiç tanımadan üretilen tüm spekülasyonlara, yalanlara, iddialara rağmen bizler sıradan insanlarız. Azıcık insaf" ifadesini kullandı.
Ankara'da gazeteci olmanın çok zor yanları olduğunu belirten Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat, yazısında "Aslında herkes gibiyiz. Sıradan, normal ev hayatlarımız var. İşimiz ise hem yoğun hem de stresli. Tarihe tanıklık etmek keyifli de olsa, Türkiye gibi gündem açısından hareketli bir ülkede aynı zamanda zor ve stresli. Eğer televizyonda program yapıyorsak, program saatine kadar evde yan gelip yatmıyoruz. Ankara’da köşe yazarı isek evimizdeki koltukta yazmıyoruz yazıları. Kısacası, mesleğimizi ne kadar seversek sevelim Ankara’da gazeteci olmanın zor, hem de çok zor yanları var" ifadesini kullandı.
Canlı yayında rahatsızlanmanın ardından sosyal medyada yapılan “Bunlar hep size işaret, ölümün de var olduğunu hatırlatıyor.”, “Yukarıdan telefon ile programı bitirdiler sandık.”, “Erdoğan tekrar aday olamaz konusu tartışılınca, gündemin tamamen değişeceği fark edildi ve yayın bitirildi.” ve “Hande Fırat’ı rahatsız eden Erdoğan’ın aday olamama ihtimali.” yorumlarına tepki gösteren Fırat, yazısının devamında şu ifadeleri kullandı:
BU SEFER SUSMAYACAĞIM
Bazen susuyorum... Bu sefer susamayacağım. Ben sadece fenalaştım, hastalandım. Hakkımızda bizi hiç tanımadan üretilen tüm spekülasyonlara, yalanlara, iddialara rağmen bizler sıradan insanlarız.
Kızımı okula göndermek, kahvaltı hazırlamak için 07.30’da kalkmam, bazen spora gitmem, bazen doğrudan ofise geçmem ile başlayan gün; haberleri ulaşmak veya takip etmek, yazı yazmak başta olmak üzere günlük işlerimle geçiyor. Perşembeleri ise yazımı yazdıktan sonra televizyon programıma hazırlanmaya başlıyorum. Sağlığıma, beslenmeme çoğu zaman dikkat ediyorum. Bazen her insan gibi es geçebiliyorum.
Bu perşembe de güne sabah 07.30’da başladım. Perşembe akşamı normal yemeğimi yedim, atladığım tek şey programa girmeden beni zinde tutacak bir parça şekerli yiyecek yemekti. O gün fazladan yorulmuş da olabilirim. Programda başım dönmeye, gözüm kararmaya başladı. Editörümüze “Ara var mı?” diye sordum. Reklam olmadığını söyledi. “Dayanmazsam ne yaparız?” dedim, kamu spotu girebileceğimizi söyledi. Çantamı istedim, ağrı kesici içerim diye düşünerek. Sizlerin görmediğiniz açıdan stüdyoya çantam sokuldu. Kendi kendime “Dayan Hande, geçecek, yok bir şey” deyip durdum. Geçmedi. Ben orada, yayın sırasında düşmekten korktum.
AZICIK İNSAF
Yukarıdaki yorumları yapanlara söylüyorum: Azıcık insaf. Bembeyaz olduğumu stüdyoda herkes fark etti. Göz kararması, zeminin ayaklarımın altından kayması artınca yayını kestim.
Konuklar, çalışma arkadaşlarım hepsi yanımdaydı. Yatırıp ayaklarımı kaldırdılar, kolonya ile rahatlatmaya çalıştılar. Sonra üşüme ve titreme geldi. Ambulans geldiğinde titriyordum. Saat ikiye kadar hastanedeydim, dün yeniden ayrıntılı tetkikler için gittim. Kötü bir şeyden şüphe edilmiyor. Önemli olan ise içimizin kötü olmaması... Sevmesek de saygılı, anlayışlı olabilmemiz... İftira ve yalandan uzak durabilmemiz... Kısacası, tansiyonumda anlık sorun yaşandı, çarpıntım oldu, korktum. 1996 yılından beri yaptığım mesleğimde ilk kez canlı yayında hastalandım. Konuklarıma ve CNN Türk canlı yayın ekibine yanımda olup kendime getirdikleri için; ayrıca CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener ve bakanlar başta olmak üzere arayan, soran, destek olan herkese teşekkür ederim. Yayını kesmek zorunda kaldığım için ise kusuruma bakmayın.