Haliç Üniversitesi’nden tahliye iddialarına yanıt
Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin (TSYD), ödeme alamadığı gerekçesiyle Levent'teki tesislerinden tahliyesini istediği Haliç Üniversitesi’nden açıklama geldi. Açıklamada, TSYD’nin tahliye etme hakkı ve yetkisinin bulunmadığı ve üniversitenin TSYD’ye borcunun olmadığı belirtildi.
Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) ödeme alamadığı gerekçesiyle Haliç Üniversitesi’nin Levent’ten tahliyesini istedi. Konuya ilişkin Haliç Üniversitesi Rektörlüğü yazılı bir açıklama yaptı. Üniversiteden yapılan yazılı açıklamada, “TSYD’nin hiçbir şekilde Üniversitemizi tahliye etme hakkı ve yetkisi bulunmamaktadır. Üniversitemizin şu an itibariyle TSYD’ye hiçbir borcu yoktur.
Tesislerin kullanımı esnasında kapalı spor salonu, tartan pist, sosyal alanlar, balo salonu, tesisin ihtiyacı olan tamir ve bakımları üniversitemiz tarafından yapılmıştır. Kira bedelleri ise bu yatırım ve hizmetlerin dışında ayrıca ödenmiştir” ifadeleri kullanıldı.
TSYD'den konuyla ilgili yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
"Haliç Üniversitesi imzalanan iş birliği çerçevesinde 7 yıldan bu yana eğitim faaliyetlerini TSYD Levent tesislerinde sürdürmektedir. Ne var ki el değiştiren ve özel bir firmaya satılan Haliç Üniversitesi o günden bu yana, öğrencilerden milyonlarca lira toplamasına rağmen, derneğimize para ödememektedir. Elektrik ve su borçlarını dahi vermeyen Haliç Üniversitesinin TSYD'ye yaklaşık 500 bin lira borcu bulunmaktadır.”
“ÜNİVERSİTEMİZİN ŞU AN İTİBARİYLE TSYD’YE HİÇBİR BORCU YOKTUR”
Haliç Üniversitesi Rektörlüğü’nden ise TSYD’ye herhangi bir borcun olmadığı vurgulanarak şöyle denildi:
“Haliç Üniversitesi, tüm üniversiteler gibi tüzel kişiliği bulunan bir eğitim kurumudur. Üniversiteler ticari meta değildir ve hiçbir koşulda alınıp satılamazlar. Üniversitemiz yönetimi, Mayıs 2019 tarihinde garantör üniversite olan İstanbul Üniversitesi’nden, kurucusu olan Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı Mütevelli Heyetine devrolmuştur.
“Yükseköğretim Genel Kurulu 02.05.2019 tarihli ve 6 sayılı oturumunda; Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 26. Maddesi çerçevesinde Haliç Üniversitesi yönetiminin kurucu vakfı olan Bizim Lösemili Çocuklar Vakfına iade edilmesinin uygun olduğuna…” karar verilmiştir. Alınan bu kararla Haliç Üniversitesi’nin yönetimi kurucu vakfa iade edilmiştir. Yükseköğretim Kurumu’nun almış olduğu bu karara istinaden kurucu vakıf tarafından üniversitemiz mütevelli heyeti ve mütevelli heyet başkanı seçilmiş ve göreve başlamıştır. Üniversitemiz herhangi bir ticari meta olmadığı için alınıp satılması söz konusu dahi değildir.
“Üniversitemiz ile TSYD arasında, 01.12.2012 tarihinde, 10 yıllık süreli olarak iş birliği sözleşmesi yapılmış ve tesislerin büyük bir bölümü üniversitemizin kullanımına tahsis edilmiştir. Yapılan iş birliği çerçevesinde an itibariyle bütün borçları ödenmiş TSYD yetkililerinin yakınlarının burslu olarak okutulması dahil üniversitemizin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirilmiştir.
“Ancak, İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçilerinin yaptığı denetimlerde TSYD’nin usulsüzlüklerini belirlemiş ve durumu İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü’nün 15.12.2015 tarih ve 77994 sayılı yazısı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne iletmiştir. Bu yazı ile TSYD tarafından hukuksuz olarak bu tesislerin üçüncü şahıslara kiraya verildiği ve haksız kazanç elde ettiği kayda geçmiştir.
TSYD’nin usulsüzlüklerinin tespitine istinaden İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından TSYD ile 10.12.1987 tarihinde imzalanan protokol 04.05.2017 tarih ve 86283 sayılı yazı ile iptal edilmiştir. Bu bilgiler ışığında bilinmesini isteriz ki TSYD’nin hiçbir şekilde Üniversitemizi tahliye etme hakkı ve yetkisi bulunmamaktadır. Üniversitemizin şu an itibariyle TSYD’ye hiçbir borcu yoktur.
Tesislerin kullanımı esnasında kapalı spor salonu, tartan pist, sosyal alanlar, balo salonu,tesisin ihtiyacı olan tamir ve bakımları Üniversitemiz tarafından yapılmış. Kira bedelleri ise bu yatırım ve hizmetlerin dışında ayrıca ödenmiştir.
Üniversitemiz Mütevelli Heyet üyeliğinden Mahkeme kararı ile ihraç edilen eski Mütevelli Heyet başkanı ve üyeleri gibi üçüncü şahıslar tarafından da Üniversitemiz aleyhinde kara propaganda yapılmasına üzülerek tanık olmaktayız.
"TSYD’nin ilgili yazısında Üniversitemize yöneltmiş olduğu asılsız iddiaları kesinlikle kabul etmiyoruz. Yanlış ve olumsuz algı oluşturmaya matuf bu yöntemlerle Üniversitemize zarar veren, haksız ithamlarda bulunan eğitim ve öğretim süreçlerimizi engelleyen ve itibarımızı zedelemek amaçlı mesnetsiz söylemlerde bulunan TSYD’ye karşı hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.”