Gül'ün 'dönüyorum' demesi ve 27 Ağustos kararı ne anlama geliyor?
Erdoğan sonrası AK Parti'yi kim yönetecek?
Recep Tayyip Erdoğan'ın, resmi olmayan sonuçlara göre Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi, Ankara kulislerini hareketlendirdi. Şimdi gözler Erdoğan sonrası Ak Parti'nin nasıl şekilleneceğinde....
Bu sabah, 28 Ağustos'ta görevi Tayyip Erdoğan'a devredecek olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "AK Parti'ye dönüyorum" açıklamasında bulundu. Kulislere bomba gibi düşen bu açıklama sonrası AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, kameralar karşısına geçti. Çelik, AK Parti'de yeni genel başkanın belirleneceği olağanüstü kurultayın 27 Ağustos'ta toplanacağını söyledi. Çelik, tarihin Gül'ün gelişiyle değil Başbakan'ın gidişiyle ilgili olduğunu söyledi. Açıklamaların ardından piyasalar da hareketlendi, borsa eksiye geçti.
Gül'ün kararı ve hemen ardından gelen Ak Parti olağanüstü kongre tarihi ne anlama geliyor? Yeni Başbakan kim olacak? Abdullah Gül ne yapacak?
"DAVUTOĞLU'NUN BAŞBAKAN OLMASINA KARAR VERİLDİ AMA..."
Habertürk Gazetesi Yazarı Nihal Bengisu KARACA: "Benim aldığım duyumlar Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olacağı yönünde. Fakat bu durum Abdullah Gül gibi önemli bir ismin açıklamalarının farklı bir sonuç doğurmayacağı anlamına gelmiyor. Bekleyelim görelim. Biraz daha izlemek lazım. Gül'ün bu açıklaması çok ilginç.
Her halükarda 'Gül, başbakan olabilir' dediğimizde bence bu kadar seçim yorgunu olan ülkede biz 2015'i kastediyoruz. 'Kurultay tarihini aceleci bir biçimde 27 Ağustos'a almak, Gül'ün önünü kesmek içindir' demek zorlayıcı bir yorum olur. Süreci yine Başbakan Erdoğan yönlendirecektir. 2015 itibariyle Gül'ün başbakan olması gerektiğine inanırsa problem kalmaz. Fakat tekrar belirteyim Davutoğlu, AK Parti'de Başbakan olarak ismi kabul edilen kişidir. Davutoğlu seçilirse, 2015'ten sonra da partiyi yönetir ve Başbakan olarak hükümeti idare eder. Fakat 3 dönem kuralına takılan bir isim başbakan olursa, 2015 sonrası yeniden başbakan arayışları başlar.
"GÜL'ÜN BİR SÜRE BEKLEMESİNDE MAHSUR YOK, ZATEN MİLLETVEKİLİ OLMADAN BAŞBAKAN OLAMAZ"
Habertürk Gazetesi Yazarı Fehmi KORU: Kongre, AK Parti’nin, genel başkanını cumhurbaşkanı olarak çıkarttıktan sonra kendisine yeni yol çizme hazırlığını gösteriyor. Kongre anayasal zorunluluk. Abdullah Gül, cumhurbaşkanı seçildikten bir gün sonra partisinden istifa etmiş bir AK Partili. Tekrar partisine elbette dönecek. Yaşı, siyasetten emekli edecek kadar ileri yaşta değil. Hem de onun deneyimlerinden istifa edecekler var olabilir. Bu da onun eski partisidir.
AK Parti’nin yaptığı 27 Ağustos'ta kurultay toplama açıklamasını Abdullah Gül’ün açıklamasından bağımsız olarak görüyorum. Gül, siyasete dönse bile başbakan olacak durumda değil. Anayasa'ya göre Başbakan olacak kişinin milletvekili olması lazım. Partinin başına geçebilirdi ama bu doğru mu yoksa bir süre bekledikten sonra yapılması mı uygun önümüzdeki süreçte tartışılacak. Kendisinin bile karar verdiğini düşünmüyorum. Bir süre beklemesinde mahsur yok. Sayın Gül, AK Parti'nin her kademesinde görev alabilir. Buna ileride genel başkanlık ve halk seçerse, milletvekili olursa başbakanlık da dahildir.
"SEÇİLECEK İSİM MİLLETVEKİLİ OLACAK"
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya CÖMERT:Kongre tarihinin bu şekilde belirlenmesi Abdullah Bey’in kongreye katılmasını önlemek için değil, Erdoğan’ın kongreyi partinin ve hükümetin başındayken yapmasını sağlamaktır.
Abdullah Gül’ün de beyan ettiği gibi AK Parti’de siyasete devam etmeyi düşünmesi, böyle bir karar vermesi son derece doğal. Gül, AK Parti siyaseti açısından çok önemli bir şahsiyettir. AK Parti siyasetinin nasıl şekilleneceği konusu hem Gül ile hem de partinin diğer organları ile istişari organları ile yapılacak görüşmeler sonucunda belirlenecektir. AK Parti lehine en iyi şekilde nasıl yapılacaksa öyle bir sonuca gidileceğini tahmin ediyorum. Başbakan’ın istişareye verdiği önemi herkes biliyor. Başbakan’ın AK Parti’nin oy kaybetmemesi ve seçimlere zayıf girmemesini istediğini herkes biliyor ve bu hesapları en iyi yapan siyasetçidir.
Kongre için Ahmet Davutoğlu, Binali Yıldırım, Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin gibi pek çok isim sıralanıyor. Bu isimler Türk siyasetinin tanıdığı, bildiği, siyaseten rüştünü ispat etmiş isimler. İstişare süreçleri sonunda en doğru isim bulunur diye tahmin ediyorum. Birincisi milletvekili olması gerekiyor. Hem genel başkan, hem başbakan denildiğine göre kongrede seçilecek isim milletvekili olacak. Eğer Bülent Arınç gibi üçüncü dönemini tamamlamak üzere olan bir isim tercih edilirse, o zaman seçimlerde yeni bir gündemin oluşması ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekir. Dolayısıyla bütün bu faktörler şekillenecek. Özel olarak başbakan bu kararı aldıysa ve biriyle paylaşmışsa, onun dışında kimse bilmiyordur.
“GÜL’ÜN ÖNÜ KESİLDİ, AK PARTİ’DE ZORLU GÜNLER YAŞANACAK”
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Aydın ENGİN: Gül'ün partiye döneceğini açıklaması ve AK Parti'nin kongre tarihini 27 Ağustos olarak belirlemesi Gül'ün önünü kesmek için. Bunu tartışmanın anlamı yok. Gül'ü devre dışı bırakmak için yapılan bir siyasi manevra. Bunu ‘AK Parti'de silahlar çekildi, kılıç kınından çıktı’ diye tercüme edebiliriz. Gül’ün daha uzun vadeli bir plan yapması lazım. 27'sinde genel başkan ve yeni başbakan seçilmiş olacak. Dolayısıyla ‘Partime döneceğim’ mesajı veren Gül ‘Çankaya ilçe üyesi olarak çalışacağım’ demek istemedi herhalde. Daha zorlu bir siyasal mücadele onu bekliyor. Gerek 3 dönem kuralı gibi partinin yenilenmesine hizmet etmesi kuşkulu mekanik barajın konması ve bundan geri adım atılmamasından kaynaklanan küskünler var. Tayyip Erdoğan’ın partiyi yönetmesinden, başbakanlığından ve Çankaya’dan hükümeti yönetmesini açıklamasından rahatsız memnuniyetsizler grubu olduğunu tahmin ediyorum. AK Parti’de zorlu günler yaşanacak.
(Gül’ün 2015 seçimlerinden sonra partinin başına geçmesi) Böyle bir formül de mümkün. Tayyip Erdoğan için bir formül geliştirilmiş, Siirt’ten Meclis’e girmişti. Gül ile birlikte hareket eden güçlü kesimler eğer ağırlıkları el verirse Abdullah Gül’ü parlamentoya sokacak formülü üretebilirler. Tayyip Erdoğan’ın bunun önünü kesmesi ipleri koparması demek olur.
Kongrede seçilecek parti başkanı ve başbakanın parti ilkelerine bağlı değil, Erdoğan’a sadık biri olması zorunlu gibi görünüyor. Burada da Ahmet Davutoğlu'ndan başka bir isim görünmüyor.
Kaynak: Habertürk