‘Gülen, hocaefendi değil, meczup’
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) ortaya çıkışı ve faaliyetlerinin anlatıldığı 65 sayfalık kitapta, ‘Esasen hain bir elebaşı olan Gülen, bir hocaefendi olarak asla görülemez’ denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “FETÖ ile mücadele” çalışmaları kapsamında vatandaşlara dağıtmak için hazırladığı “FETÖ: Din istismarının arkasına gizlenen terör örgütü” başlıklı 65 sayfalık kitapta, Gülen cemaati ve FETÖ’nün ortaya çıkışı, işleyişi ve faaliyetleri hakkında ilginç bilgiler yer aldı. Kitapçıkta, “meczup” olarak nitelenen Fetullah Gülen için, “Esasen hain bir elebaşı olan Gülen, bir hocaefendi olarak asla görülemez” denildi. ‘Ne aldatan, ne aldanan olalım’ denilen kitapçıkta, özetle şunlar kaydedildi:
‘Her yolu meşru sayarlar’
FETÖ, dış yüzüyle dini bir hizmet faaliyeti gibi görünse de 15 Temmuz’da hain karakteri gün yüzüne çıkmış bir terör örgütüdür. FETÖ din kardeşliği esasına dayanılarak oluşturulan iyi niyetli bir hareket olmadığı gibi dini bir cemaat de değildir. Kendilerini nihai amaca götüren her yolu meşru sayarlar. FETÖ elebaşı, aklını ve emeğini şer odaklarının hizmetine sunmuş bir meczuptur. Esasen hain bir elebaşı olan Gülen, bir din alimi olarak nitelenemez; bir hocaefendi olarak asla görülemez. Terörün ele başı, büyüklenme, güç tutkusu, tevazu ile maskelenmiş kibir, seçilmişlik duygusu, kendini mükemmel ve her şeye kadir gören hastalıklara sahip bir şahsiyettir.
Mafya benzeri hiyerarşi
FETÖ’nün teşkilat yapısı 2 bölümden oluşmaktadır. Bu bölünmüş yapının amacı iyi niyetli insanların örgütün arka planındaki karanlık dünya yerine, ön yüzündeki masum görüntüye aldanmalarını sağlamaktır. Açık yapılanma, okullar, dershaneler, kreşler, dernekler, meslek kuruluşları, uluslararası ve yerel ticari işletmeler, basın yayın ve medya organları gibi görünürde legal yapılardan oluşur. Gizli yapılanma ise son derece katı ve mafya benzeri bir hiyerarşiye sahip olup sır, gizem, adanmışlık, karizmatik kişilik gösterisi ve takiyye üzerine inşa edilmiştir. Sivil bürokrasi, akademi, yargı, kolluk kuvvetleri ve ordu bu gizli şebekenin kapsadığı farklı alanlardır. Merkezde FETÖ elebaşı yer alır.
‘Ilımlı İslam söylemi’
Batı kamuoyunun ilgi ve desteğini sağlamak üzere FETÖ tarafından üretilen en şaibeli girişim dinlerarası diyalog ve ılımlı İslam söylemidir. Bu söylem, Müslümanların aleyhine oluşturulan uluslararası karanlık bir projenin parçasıdır. Dinlerarası diyalog adı altında tüm dinler için ortak bir teoloji veya dini kültür birliği oluşturma çabası hiçbir şekilde onaylanamaz.
‘Ne aldatan, ne aldanan olalım’
Kuran ve sünnet çizgisini aşmadıkça ve geleneğimizin kabullerini sarsmadıkça dini ve ilmi faaliyetlerde bulunan, hayır işlerinde koşan farklı oluşumlar, birer zenginliktir. Ancak bunların şeffaf, denetlenebilir ve hesap verebilir olmaları gerekir. Kendimiz ya da yakınlarımız lehine kimseyi hakkı olmadığı mevki, makam veya kadroya yöneltmeyelim. Mezhebi, meşrebi, yöresel hiçbir aidiyeti liyakatin ve ehliyetin önüne geçirerek tercih sebebi yapmayalım. Kuran ve sünnete dayalı bir din öğretiminden ahlak ve maneviyat eğitiminden asla ödün vermeyelim. Ne aldatan ne aldanan olalım.
‘Hadisi istismar etti’
Gerçek niyetlerini sürekli gizleyen örgüt elemanları, gayelerine ulaşmak için her türlü sınırı ihlal etmekten çekinmemiş, ‘Harp hiledir’ hadisini istismar ederek kendilerine sözde dayanak yapmıştır. Halbuki Şia tarafından benimsenen ve uygulanan takiyye prensibine göre savaşta hile yapmaya dair ruhsat düşmana karşı geçerlidir. Müslümanların birbirine karşı yalan ve hilesi asla caiz değildir. Örgütün hükümet karşıtlığında beddua silah olarak kullanılmış; başta elebaşı olmak üzere örgüt beddua seanslarıyla Müslümanlara bela dilemiştir. (Milliyet)