Güleda Cankel cinayeti nasıl oldu? Isparta Güleyda Cankel cinayeti…
ISPARTA'da, eski erkek arkadaşı tarafından öldürülen üniversiteli Güleda Cankel'in (19), Isparta 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davasında gerekçeli karar açıklandı. Isparta'da 20 Ağustos günü görülen 4'üncü duruşmasında Pehlivan, 'kasten öldürme' suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Aile karar itiraz edecek ve müebbet hapis cezası ile yargılanmasını isteyecek. Peki, Güleda Cankel cinayeti nasıl oldu?
ISPARTA'da, eski erkek arkadaşı tarafından öldürülen üniversiteli Güleda Cankel'in (19), Isparta 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davasında gerekçeli karar açıklandı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ederken müebbet hapis cezası verilmesini yetersiz bulan aile, karara itiraz edeceklerini açıkladı. Cankel ailesinin Avukatı Alev Öztürk, "Zanlının Güleda'yı bilerek ve isteyerek öldürdüğü, bunu mektuba dökmesi apaçık ortadadır. Mahkeme heyetinin karar verirken bu mektubu görmezden gelmesi, ailesini üzmüştür" dedi.
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi Güleda Cankel, geçen yıl 18 Kasım günü, kaldığı aparttaki odasında, eski erkek arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından boğazı sıkılıp, kabloyla boğulduktan sonra kalbinden bıçaklanarak, öldürüldü. Cinayetin ardından teslim olan Zafer Pehlivan, tutuklandı. Isparta'da 20 Ağustos günü görülen 4'üncü duruşmasında Pehlivan, 'kasten öldürme' suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Isparta 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, geçen cuma günü gerekçeli kararı da açıkladı. Zafer Pehlivanlı'nın yazdığı öğrenilen mektuba kararda yer verilmediğini iddia eden Güleda'nın ailesi, karara itiraz etmeye hazırlanıyor.
Güleda Cankel'in ailesinin Avukatı Alev Öztürk, önlerinde itiraz için 7 gün olduğunu söyleyerek, "Gerekçeli karar kısa bir sürede yazıldı. Zaten mahkemenin bittiği gün, duruşma sonrasında söylediğimiz gibi mahkeme ağırlaştırılmış müebbet cezasını hükmetmemişti. Mahkeme sadece kasten öldürme suçundan müebbet suçunu hükmetmişti. O gün söylemiştik, bugün de söylüyoruz; suçun cezası ağırlaştırılmış müebbet. Çünkü dosyada katilin el yazısıyla yazdığı, Güleda'yı öldüreceğine dair, onu tasarlamaya yönelik mektubu var. Hükümlü, mektubu gayet aklı başında yazdığını ifade etti, kendisinin cümleleri bu şekilde. Bu mektupta tasarlama çok net, belli.
Mahkeme bunu tamamen göz ardı etmiş. Mektubun varlığını kabul etmiş ama bunu tasarlama yönünde yeterli görmemiş. Çünkü arada bir zaman dilimi var. Yaklaşık 17 saatlik bir mücadele var. O zamanlama ile ilgili bunu yeterli görmemiş" dedi.
'YARGI YORUM YAPMAZ'
Kararın üst mahkemeden döneceğine inandıklarını söyleyen Avukat Öztürk, şunları söyledi: "Mahkeme kendince yorum yapmış ama mahkeme ya da yargı yorum yapmaz. Delillere bakar ve bunun üzerinden karar verir. O geceki darp olayı, vatandaşların şikayetleri üzerine polise gidilmesi, Güleda'nın ölümle tehdit edildiğini söylemesi üzerinde hiç durulmamış. Bunlar şu açıdan önemli; tehdit etmesi ve 2 defa boğazını sıkması. Bunu ilk karakol ifadesinde kendi ifade ediyor. 'Ben 2 kez boğazını sıktım, öldürmeye teşebbüs ettim' diyor zaten. Bunlar katilin ne kadar sebatla, kararlı bir şekilde, öldürmeye yönelik hareketleri olduğunu gösteriyor. Bunlar hiç dikkate alınmamış. Genel olarak değerlendirdiğimizde bizim için bir hukuk garabeti olduğunu düşünüyoruz. Şimdi 1 haftalık süremiz var. 1 haftalık süreç içerisinde bir üst mahkemeye başvuracağız, itiraz edeceğiz. Antalya Bölge Mahkemeleri'nde görülecek duruşma isteyeceğiz. Yerel mahkemenin dikkate almadığı konuları İstinaf Mahkemesi'nin değerlendirmesini talep edeceğiz. Ayrıca HTS kayıtlarını da tekrar talep edeceğiz. Bu karara itiraz edeceğiz. Bu yanlış kararın istinaf mahkemesinden döneceğini düşünüyoruz."
GÜLEYDA CANKEL CİNAYETİ
Olay, dün saat 11.00 sıralarında, Isparta Fatih Mahallesi'ndeki apartta meydana geldi. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) Fotoğrafçılık Bölümü öğrencisi Güleda Cankel, ayrılmak istediği erkek arkadaşı Zafer P. tarafından önce boğazı sıkılıp, kabloyla boğulduktan sonra kalbinden bıçaklanarak, öldürüldü.
Muğla'dan gelerek, işlediği cinayetten 3 saat sonra polis merkezine gidip, teslim olan Zafer P.'nin ifadesine ulaşıldı. Üniversiteli Güleda'nın, hayatta kalmak için 17 saat mücadele ettiği, bu sürede 3 kez Zafer P.'nin elinden kaçmaya çalıştığı ortaya çıktı.
ZAFER PEHLİVAN’IN İFADESİ
Zafer P.'nin, emniyetteki ifadesinde, Güleda Cankel ile görüşmek için 15 Kasım Cuma günü Muğla'dan Isparta'ya gittiğini ardından kızın kaldığı aparta geçtiğini söylediği belirtildi. Evde kimse olmadığını anlayınca otogara döndüğü öğrenilen Zafer P.'nin 2 gün burada beklediği, 17 Kasım Pazar günü saat 18.00 sıralarında ikinci kez Güleda'nın kaldığı aparta gittiği, ışığın yandığını görünce zili çaldığı kaydedildi.
GÜLEDA, SON KEZ ANNESİYLE KONUŞMUŞ
Güleda Cankel'in kapıyı açıp, kendisini görünce hızla kapattığını, 'Seninle konuşmam gerekiyor' deyince yeniden açtığını anlatan Zafer P., emniyetteki ifadesinde şunları söyledi:
"İçeri girdim, yaklaşık 5 dakika sonra kapı çaldı. Gelen, Osman diye biriydi. Güleda, içeri almak istemedi. Ben Osman'ı gördüm, aşağı beraber indik. Osman, bana, Güleda'yı rahat bırakmamı söyledi. Ben de '5 yıllık arkadaşlığımız var, nasıl bırakayım?' dedim. Güleda'yı telefonla aradım. Açmadı, Osman'la apartın önüne geldik. Kendisi dışarıdaydı. Osman, 'Sen gelme Güleda'yla konuşmam lazım' dedi...
Ben de gitmedim. Bir süre sonra yanlarına gittiğimde Osman, Güleda'ya dönerek, 'Zafer'e söylemek istediğin bir şey var mı?' dedi. Güleda 'Yalnız kalmak istiyorum' dedi. Osman'a gitmesini söyledim. O da gitti. Güleda ile eve çıktık. 'Eğer bana iyi davranırsan kötü davranmazsan seninle beraber devam edebiliriz' dedi. Beni neden bıraktığını sorduğumda '5 yıl senin gibi birini boşa sevmişim. Sen gereksiz birisin' dedi. Tokat attım, küfretmeye başladı, tekme attı. Annesini ve Osman'ı aramak istedi. Telefonunu aldım. Mesaj attığı için annesi aradı. Telefonu kendisine verdim. Konuştular ama benden bahsetmedi. Kapatınca telefonu geri aldım."
3 KEZ KAÇMAK İSTEMİŞ
Zafer P., ifadesinin devamında, telefonu elinden aldıktan sonra Güleda'nın, kapıya doğru koşmaya başladığını; ancak anahtar kendisinde, kapı da kilitli olduğu için kaçamadığını söyledi. Güleda Cankel'i boğazını sıkarak, yan odaya götürdüğünü anlatan Zafer P.'nin, şunları kaydettiği öğrenildi:
"Boğazını sıktığım için hava alamadığını, dışarı çıkmak istediğini söyledi. Dışarı çıktık. Markete gittik. Aniden beni itekleyerek, kaçmaya başladı. Sonra geri gelip, telefonunu istedi. Birini aramak istediğini söyledi. Ben de verdim. Osman'ı aradığını görünce telefonu geri aldım, yere atıp, kırdım. Bir kez daha kaçmaya başladı. Peşinden koştum ve yakaladım. Aparta kadar kucağımda götürdüm. 'Eşyalarımı ver, gideceğim' dedim. Eve çıktım. Tekme attı. Ben de boğazını tekrar sıktım. Bir süre sonra hava alamadığını söyledi. Dışarı çıkmak istediğini belirtti. Ben de 'Kaçmayacaksan çıkarız' dedim. 'Kaçmayacağım' dedi; ancak dışarı çıkınca tekrar kaçmaya başladı. Yakaladım. Apartın önüne geldiğimizde tokat attım, ittirdim. Yere düştü. Bağırmaya başladı. Kafasını çarptı."
OLAY YERİNE GELEN POLİSLERE ŞİKAYETÇİ OLMAMIŞ
Çevredekilerin ihbarı üzerine, olay yerine sağlık ve polis ekiplerinin geldiğini; ancak Güleda'nın kendisinden şikayetçi olmadığını öne süren Zafer P.'nin, "Onu ambulansla hastaneye götürdüler. Benden şikayetçi olmadığı için birileri beni otogar civarında bıraktı. Para çektim, taksiyle hastaneye gittim sonra Güleda'yla beni karakola götürdüler. Güleda, şikayetçi olmadı. Onu polis aracıyla evine götürdüler. Beni de ifademin ardından bıraktılar. Ben de aparta gittim. Nasıl olduğunu sordum. Başının ağrıdığını, midesinin bulandığını söyleyince tekrar hastaneye götürdüm. Saat 05.00 sıralarında eve döndük, uyumuşuz. Saat 10.00 gibi kalktık. Kahvaltı yaparken Güleda, bana, 'Sen nasıl erkeksin? Bana saldırdın, beni dövdün' dedi. Bu sırada Osman, telefonla beni aradı. Konuşmak istediğini söyledi. Ben de Muğla'da olduğumu söyledim. Güleda'ya aralarında bir şey olup olmadığını sordum" dediği öğrenildi.
ÖNCE ELLERİYLE SONRA KABLOYLA BOĞUP BIÇAKLAMIŞ
Zafer P., Güleda Cankel'i saat 11.00 sıralarında öldürdüğünü belirttiği ifadesinde, "Boğazını sıktım. Yatağa yatırdım. Morarmaya başladı. Sesi gitti, boğazından hırıltılar geliyordu. Orada bulunan kabloyu gördüm. Boğazına sardım ve sıkmaya devam ettim, sonra kalbini kontrol ettim. Yaşadığını görünce mutfağa gidip, bıçak aldım, kalbine sapladım. Yarım saat sonra evden çıkarak, annemi aradım, cinayet işlediğimi söyledim. Sonra karakol yakınına gittim. Yarım saat bekledim. Bu sırada babam başta olmak üzere diğer akrabalarımı da aradım. Bana teslim olmamı söylediler. Ben de karakola geldim" dedi.