Gazete Vatan Logo

Gücün etkisiyle gömlek değiştirmeyiz!

Twitter ve HSYK kararlarından sonra hükümetin eleştiri oklarının hedefinde olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AYM’nin 52. kuruluş yıldönümü töreninde çok sert bir konuşma yaptı. Anayasa Mahkemesi’nin 52 yıllık tarihinde başkanlık koltuğuna oturanlar içinde en farklı hikaye kuşkusuz Haşim Kılıç’a ait.

Gücün etkisiyle gömlek değiştirmeyiz!

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AYM’nin 52. kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı konuşmayla gündeme bomba gibi düştü. Son dönemde mahkeme kararlarına yönelik hükümet kanadından gelen eleştiriler için “Meydan okuma çağrılarını cevapsız bırakmaya kararlıyız” diyen Kılıç, yine de eleştirileri tek tek yanıtladı. İşte AYM Başkanı’nın Başbakan Erdoğan ve hükümete yönelik kılıç gibi keskin sözleri:

- VESAYET ODAKLARININ İŞGALİ: Yargı, devletin vicdanı olarak tanımlanır. Bu vicdanın, siyasi ve ideolojik vesayet odaklarının işgaline uğraması nedeniyle topluma verilen zararların acı örnekleri hafızalardan silinmedi. Dünkü mağdurlarla, bugünün mağdurlarının kimliklerinin farklı olması, bu bakışımızı asla etkilemez.



- İNTİKAM ALMA ARACI: Yargı, siyasi ve ideolojik yapılanmaların hedefinde her zaman ‘ele geçirilmesi gereken bir kale’ olarak görülmüş, ele geçirenler kendi vesayet sistemini dayatmanın çabasına düşmüştür. Kaleyi işgal edenler yargıyı, siyasi düşüncelerine ve ideolojilerine lojistik destek sağlamak için ya da rakiplerinden intikam alma aracı olarak kullanmışlardır. Altını çizerek ifade ediyorum; Bu anlayış ve işgalden kurtulmadıkça, bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşması hayaldir.

- GÜVERCİN ÜRKEKLİĞİ: Herkese bildik gelen bir sözle tekrarlamak gerekirse, hukuk güvenliği insanların güvercin ürkekliği (Hrant Dink’in yazısına atıf) içinde yaşamadığı korkusuz bir ortamın varlığıdır.



- FARKLI RENKTE BİR VESAYET: 2010’daki Anayasa değişikliği ile yargı üzerindeki vesayetçi anlayışların kaldırılması için cesaretli adımlar atıldı. Vesayetçi yönetimlerin sona ermesi ile büyük bir boşluk doğdu. Ancak bu kez, farklı renkte yeni bir vesayet sisteminin oluştu. Kimse bu yeni oluşumun günahından kendini soyutlamaya çalışmasın. Tarih olanları kaydediyor.

- PARALEL DEVLET İDDİALARI: Yargı, milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir ve olmamalıdır. Yargı, ‘paralel devlet’ ya da ‘çete’ diye nitelendirilen çok vahim, çok ciddi ve çok ağır bir suçlamayla karşı karşıyadır. Bu suçlama üzerinde yapışık kaldığı sürece yargının ayakta kalması mümkün değildir. Başta yargı ve yürütme organları olmak üzere herkes bu iddialarla ilgili bilgi, belge ve delilleri zaman geçirmeden ortaya koymak zorundadır. Yargıda ve yürütme içinde var olduğu iddia edilen bu kişilerin başka illere tayin edilerek ya da yerlerini değiştirerek sorunu çözmenin anlamsızlığı açıktır.



- VİCDAN YOLSUZLUĞU: İddia edilen kayıt dışı yapılanma yargı mensupları arasında korku, endişe ve gelecekle ilgili belirsizliklerin doğmasına, aralarındaki mesleki ilişkinin çok olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Görevi, maddi gerçekleri ortaya çıkarmak olan yargının karşı karşıya kaldığı bu iddianın adı ‘vicdan yolsuzluğu’dur. Demokratik hukuk devletlerinde, tehdit ederek, korkutarak sorunların çözüldüğüne ilişkin örnekler bulamazsınız.

- TWİTTER ELEŞTİRİLERİ ÖLÇÜSÜZ: AYM, bir internet sitesi kararında ‘tüketilmesi gereken başvuru yolları’ gözetmediği için yoğun eleştirilerle karşı karşıya kalmıştır. AYM’nin tutukluluğa ilişkin AİHM’in içtihatları doğrultusunda verdiği kararlara hiçbir eleştiri yapılmamasına rağmen, bir internet sitesine yönelik kararının siyasal kaygılarla ölçüsüz eleştirilmesi dikkat çekicidir.



- DOSTLUK VE DÜŞMANLIK DUYGULARI: Mahkemeler, dostluk ve düşmanlık duyguları ile yönlendirilemez. Mahkemeler, kararlarının doğurduğu üzüntü ve sevinçlerle de ilgilenmez. Ancak, kararlardan hukuk dışı sonuçlar çıkararak, mahkeme mensuplarını itibarsızlaştırma gayretleri iyi niyetle izah edilemez. İnternet sitesine getirilen yasağın daha ilk dakikasında siteye başka yollardan ulaşılmak suretiyle etkisiz bırakılabilmesi gösterilen orantısız tepkiyle örtüşmüyor.

- ANTENLERE VİZE KOYAMAZSINIZ: Gorbaçov, SSCB çözülmeden önce, küreselleşmeye direnenlere ‘antenlere vize koyamazsınız’ demiştir. AYM’nin kararı, idari bir işlemin kanuni dayanağının olmadığının tespitinden ibarettir.



SIĞ ELEŞTİRİ

“AYM kararının siyasi sonuçlar doğurması doğaldır. Bu sonuçlara bakarak AYM’nin siyasi amaçlarla hareket ettiğini söylemek ya da milli olmamakla suçlamak içeriği ve derinliği olmayan sığ eleştirilerdir. Mensuplarımız, kararlarından siyasi ya da sosyal bir rant elde etme iddialarını onurlarına yapılmış bir saldırı olarak kabul ederler. AYM, 2010’daki Anayasa değişikliği öncesinde, yargı ile yürütme organı arasında yaşanan gerilimlerin, ülkemize verdiği zararların bilincindedir. Bu sebeple yeni gerilimler yaşatacak meydan okuma çağrılarını cevapsız bırakmaya kararlıyız.

- GÖMLEK DEĞİŞTİRMEYİZ: 2010’daki Anayasa değişikliğine kadar, AYM’nin demokrasi, laiklik ve sosyal hukuk devleti konularındaki sınırlayıcı anlayışından mağdur olanların bugün hak ve özgürlükleri genişleten, evrensel standartları hayata geçiren AYM kararlarından rahatsızlık duymalarını garip bir çelişki olarak görüyoruz. Bizler adil olmayı kutsal bir görev kabul eden bir medeniyetin mensupları olarak, gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız. Dün hak ihlaline uğrayanların nasıl yanında yer alınmışsa, bugün de kimliği, gücü ve rütbesi ne olursa olsun, hak ihlaline sebep olan herkesin karşısına, aynı adalet gömleğiyle çıkmaya devam edeceğiz.

- MAHALLE BASKISI: Mahalle baskısı ile yargı mensuplarının kararlarının etki altına alınma çabaları, adaletin kutsallığına inananlar için geçerli değildir. Bireysel başvuruların yüzde 70’i adil yargılanma konusundadır. Yargıya güvensizliğin yetkililerce güçlü şekilde dillendirilmesi sorunları çözmez.

- KARARLIYIZ: AYM’nin etkin denetim yapmadığı düşüncesinin yerleşmesi halinde AİHM, AYM’in kararlarını yok sayarak, başvuruları doğrudan kabul edecektir. Bu, dünya milletleri nezdinde ciddi itibar kaybına sebep olur. Anlayışla karşıladığımız tüm eleştirilere rağmen, hak ve özgürlük yollarının açılması süreci AYM’ce kararlı bir şekilde sürdürülecek.

4 kritik karara imza atmıştı

TWITTER YASAĞI: Mahkemenin hükümeti kızdıran ilk kararı 2 Nisan’da 3 kişinin yaptığı başvuru üzerine Twitter yasağını kaldırması oldu. Erdoğan sert tepki gösterdi ve ‘Karara saygı duymuyorum’ dedi.

TAM GÜN YASASI: Mahkeme 8 Nisan’da CHP’nin kamuoyunda ‘Tam Gün Yasası’ olarak bilinen yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle açtığı davayı görüşerek, iki maddesinin yürürlüğünü durdurdu. Mahkeme, davayı esastan görüşecek.

BAKANIN YETKİLERİNE TIRPAN: AYM, 10 Nisan’da hükümetin 17 Aralık Operasyonu’ndan sonra çıkardığı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısında radikal değişiklikler öngören ve Adalet Bakanı’na geniş yetkiler veren 6524 sayılı yasanın bazı maddelerini iptal etti.

İNTERNET YASASI: Anayasa Mahkemesi’nin son kararı ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) elektronik haberleşme sektörüyle ilgili kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi veren 5809 Sayılı kanun hükmünün iptali oldu.

Erdoğan, ‘Milli görüş gömleğini çıkardım’ demişti

Kılıç’ın, Başbakan’ın AKP’nin kurulduğu dönemde söylediği “Milli Görüş gömleğini çıkardık” sözlerine atıf olarak değerlendirilen, “Gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız” sözleri ise konuşmanın en dikkat çeken ifadelerinden birini oluşturdu.

AYM’nin ötekisiydi kudretli başkanı oldu

Anayasa Mahkemesi’nin 52 yıllık tarihinde başkanlık koltuğuna oturanlar içinde en farklı hikaye kuşkusuz Haşim Kılıç’a ait. Kırşehir Çiçekdağı doğumlu olan Kılıç, 1990 yılında 40 yaşında iken dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından AYM üyeliğine seçildiğinde, en genç üyelerden biri olmuştu. Sayıştay üyesi iken AYM üyeliğine getirilen Kılıç, siyasal İslam kökleri nedeniyle basının sürekli gündeminde oldu.

‘Günah diye evine televizyon almadı’

İlk seçildiğinde evine günah olduğu için televizyon almadığı bile iddia edildi. Eşinin başörtülü olması da özellikle 28 Şubat döneminde sürekli yazılan bir konuydu. Kılıç, 1980 öncesinde İBDA-C’nin yayın organının Ankara temsilcisi olduğu iddialarını da yalanladı. Kılıç, yine Özal tarafından seçilen üye Sacit Adalı ile birlikte adeta AYM’nin aykırı ikilisini oluşturuyordu. Kılıç ve Adalı, Refah ve Fazilet kapatma davalarında karşı oy kullanan 2 üye olarak dikkat çekmişti. Hukuk eğitimi görmemesine rağmen çalışkanlığı ve yazdığı görüşlerdeki yetkinliği ile AYM içinde “öteki” olmaktan kısa sürede sıyrılan Kılıç, 1999’da Başkanvekili seçilmeyi başardı. Kılıç, 2007 yılında ise oy dengeleri bakımından imkansız görüneni başardı ve “Atatürkçü” kanat ile yaptığı ittifak sayesinde uzun oylamalar sonunda AYM Başkanı oldu.

Haberin Devamı