Gözaltına alınan emekli astsubay: Gizlilik üst seviyede tutuluyordu
Çanakkale’de Fethullahçı Terör Örgütü /Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında gözaltına alınan ’Rıza’ kod adlı 55 yaşındaki emekli astsubay R.Ü., örgüt içindeki askeri yapılanmayı anlattı. Kendilerinden AK Parti taraftarıymış gibi görünmelerinin istendiğini ve bağlantıların nasıl kurulup himmet toplandığını detaylarıyla anlattı.
İstanbul 1’inci Ordu Hava Alayı Komutanlığı’ndan 2004 yılında emekli olduktan sonra Çanakkale’ye yerleşen astsubay R.Ü, kendisine yöneltilen ’Anayasayı ihlal, Yasama Organını Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin görevini yapmasını engelleme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan, Silahlı Örgüt Kurmak, Terör Örgütüne Finans Sağlamak’ suçlamalarıyla geçtiğimiz günlerde gözaltına alındı.
RIZA KOD ADIYLA TANINMIŞ
’Rıza’ kod adlı emekli astsubay R.Ü, polisteki ifadesinde, 2010 yılında tanıştığı Fethullahçı cemaatin Çanakkale jandarma astsubaylarının abisi olan ’Niyazi’ kod adlı örgüt mensubu tarafından kendisine ’Rıza’ kod adının verildiğini ve örgütsel yapı içinde tanıştığı herkesin kendisini bu adla tanıdığını anlattı.
FETHULLAH BAGLANTISI SEHIT TOPRAKLARINDA BAŞLAMIŞ
Çanakkale Kara Savaşları’nın olduğu Gelibolu Yarımadası’nda Eceabat İlçesine bağlı Kilitbahir Köyü’nde, bir kahvaltı salonu açan R.Ü, 2007 yılında ise ’Rüstem’ kod adlı bir kişiyle tanıştığını ve bu kişinin kendisine Fethullahçı yapının cemaati hakkında bilgilendirmeye başladığını belirtti. Ardından da, bu kişi tarafından, ’Orhan’ kod adlı jandarma astsubay başçavuş olan arkadaşıyla tanıştırıldığını anlatan R.Ü., "Rüstem, Orhan ile birlikte o dönem Esenler Mahallesi’ndeki evime geldi. Eşim ve çocuklarım başka odaya geçerek bizi yalnız bıraktı. Rüstem, Orhan ve bana, ’birbiriniz ile irtibatlı olun, manevi destek verin, kitap okuyun, bize inanan insanlardan himmet toplayın, hizmete herkesin katkısı olsun, verdiğiniz kadar sahiplenir ve sevap kazanırsınız’ dedi. Haftada bir veya 15 günde bir benim evimde görüşmemizi söyledi. Yaklaşık 2 saat süren sohbetin ardından ikisini de evimden yolcu ettim" dedi.
YENİ ADAM KAZANMAMIZ YASAKTI
Orhan’ın, görev yoğunluğuna göre bazen haftada bir, bazen üç haftada bir evine gidip gelmeye başladığını, kendisiyle Risaleler üzerine görüşmeler yaptıklarını ve Hizmet hareketi ile ilgili konular konuşmaya başladıklarını anlatan R.Ü, ifadesine şöyle devam etti:
"Bizim yeni adam kazanmamız ve bu konularla ilgili başka kimseyle konuşmamız kesinlikle yasaktı. Biz askeri yapı olduğumuz için gizlilik üst seviyede tutuluyordu. Her ay maaşın normalde yüzde 10’u himmet olarak örgüte verilirdi. Fakat bu rakam hep tutmazdı. Genelde yüzde 5’i verilirdi. Bu söylediğim benim tabi olduğum astsubaylar için geçerli olandır. Esnaflarda bu rakam daha farklıdır. Onlar yıllık bir beyanda bulunur ve ona göre ödeme yaparlar. Fakat ben bu yapının dışında olduğum için bunların topladığı himmet miktarından tam olarak bilgi sahibi değilim. Orhan, ilk ay dolunca bana maaşının yüzde 5’ini himmet olarak teslim etti. Bu para bende Rüstem gelene kadar bekliyordu. Rüstem geldiğinde benim himmet paramı da üzerine ekleyerek kaç ay olmuşsa toplamdaki parayı kendisine teslim ediyordum. Rüstem her ay düzenli şekilde yanımıza gelmezdi. 3 veya 4 ayda bir gelir benden himmet paralarını alır ve giderdi. Her geldiğinde bana önceden verdiği Fethullah Gülen’in kitaplarından ne kadar okuduğumu, Risalelerden ne kadar okuduğumu ve daha ne kadar okumam gerektiğini konuşuyorduk. Sonra, Mikail kod adlı bir astsubay ile tanıştırdı. O da himmet parasını bana veriyordu. Bende kendi paramla birlikte, 3-4 ayda bir Rüstem gelince paraları kendisine veriyordum. Yaklaşık 1 yıl kadar Rüstem’den koptuk ve kendisiyle hiçbir şekilde irtibatımız olmadı."
HER HAFTA BİR EVDE BULUŞUYORDUK
R.Ü, 2012 yılında ’Niyazi’ kod adlı örgüt mensubuyla tanıştığını, kendisini Rüstem’in yönlendirdiğini ve artık kendisiyle birlikte hareket edeceklerini belirterek, kendisini jandarmadaki astsubaylardan sorumlu ’abi’ olarak tanıttığını söyledi. Karacı, havacı ve denizci astsubayların ayrı ağabeyleri bulunduğunu, ancak kendisinin bunların kim olduğunu bilmediklerini anlatan R.Ü, "Niyazi ile tanıştıktan sonra beni evine götürdü. Her hafta, olumsuz bir durum olmadığında sürekli bire bir toplantı yapıyorduk. O hafta kimin evinde buluştuysak, bir sonraki hafta buluşacağımız evi de kararlaştırıyorduk. Bazen benim bazen de Niyazi’nin evinde buluşuyorduk" dedi.
AK PARTİ TARAFTARIYMIŞ GİBİ DAVRANIN
Her kurumun kendi sorumlu abisi bulunduğunu, kendisinin, jandarma astsubaylarının sorumlusu olan Niyazi’nin altında faaliyet gösterdiğini ifade eden R.Ü, 17-25 Aralık süreciyle ilgili de ilginç bilgiler paylaştı:
"Ben sadece üst yapıda Niyazi’yi tanıyorum. Onun haricinde üst yapıdan veya ağabey statüsündeki başka birinden bilgim yok. Fethullahçı yapı içerisinde, 17- 25 Aralık dönemine kadar askerin içinde CHP’li ve Alevi görüşlü olanlara karşı çok dikkatli olunması yönünde telkinlerde bulunuluyordu. 17-25 Aralık sonrasında ise kimliklerin gizliliğine daha çok dikkat edilmesi ve AK Parti taraftarıymış gibi davranılması yönünde Niyazi’den aldığım talimatı bana bağlı olan ’Mikail, Fatih ve Ahmet’ kod isimli jandarmadaki Fethullahçılar’a iletiyordum."
"17-25 ARALIK PARA TOPLAMALARI SEKTEYE UĞRATTI"
Özellikle Kurban Bayramları ile örgütten olan veya olmayan gözetmeksizin esnaf dolaşılarak para toplandığını söyleyen R.Ü, "Ayrıca Ramazan aylarında yine aynı şekilde esnaf dolaşılarak burs adı altında para toplanıyordu. Ancak, 17-25 Aralık olaylarından sonra bu para toplamalar aşırı derecede sekteye uğradı ve kendilerinden olmayanlardan hiçbir şekilde para istemediler. Bizim örgütlenme şeklimiz askeri alan olduğu için bizde eleman kazanma yöntemi yasaklanmıştı. Bizden önce bu görevi yapanlar kazandıkları elemanları bize gönderiyorlardı" dedi.