Gazete Vatan Logo

Gökçek'e 'kürtaj' yumurtası!

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, kürtaj ve sezaryen açıllamalarını protesto eden bir grup kadının yumurtalı saldırısına uğradı. Ankara Alışveriş Festivali kapsamında İzmir Caddesi’nde bir mağazanın önüne gelen Gökçek’e yumurtalı saldırı gerçekleştirildi. Üniversite Kadın Kolektifi üyesi olduğu öğrenilen yaklaşık 20 kızın yumurtalı saldırısı üzerine Gökçek, yakınlarda bulunan bir mağazaya alındı. Göstericilerle Gökçek’in korumaları arasında kısa süreli arbede yaşandı. Protestocu iki kız öğrenci gözaltına alındı. Bu sırada CHP’li bir grup kadının, protestocu gruba destek verdi. Olay yerine gelen CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, korumaların vatandaşları darp ettiğini iddia ederek suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Gökçek ise ”Bana herhalde 3 tane yumurta isabet etti. 17’ye yakın hanım vardı. Hepsini teker teker tespit ettirdik. Saldırganlar cezalarını alacak. Olayı kürtaj meselesine bağlamaya çalışmışlar. Bu doğru değil” dedi.

Başkan Gökçek, katıldığı bir TV programında “Anası olacak kişinin hatasından dolayı çocuk niye suçu çekiyor? Anası kendisini öldürsün” demişti.

Şok iddia!

Gökçek’e yumurta atan kadınların bir mağazaya alınıp korumalar tarafından darp edildiği ve birinin kolunun kırıldığı iddia edildi.

Yumurtalı saldırıya ilk tepki!

Gökçek, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci ve Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir ile, ATO binasında basın toplantısı düzenledi.

Gazetecilere saldırıyı anlatan Gökçek, Ankara Alışveriş Festivali ile ilgili sohbet etmemek için İzmir Caddesi'ne, ATO Başkanı Salih Bezci ve ASO Başkanı Özdebir ile gittiğini belirterek, bu sırada kendisine CHP'li Elif Doğan ile Halkevlerine mensup bir grubun slogan atarak kendisine bağırmaya başladığını söyledi.

Bunun üzerine, içeriye girmek istediğini, bu sırada kendisine yumurta atılmaya başlandığını dile getiren Gökçek, “Tam bir yumurta yağmuru. Tamamen organize etmişler. Aşağı yukarı bana herhalde 3 tane yumurta isabet etti” dedi.

Saldırı sırasında atılan yumurtalardan bazılarının isabet ettiği bir bayan gazeteci ile ATO'ya ait ipad'i gazetecilere gösteren Gökçek, “Tam bir şehir eşkıyalığı. En enteresan olanı da saldırganların tamamına yakını bayan. Hepsinin fotoğrafı çekildi, videosu alındı. Hiçbir tanesinin kaçması mümkün değil. 17'ye yakın hanım vardı. Onların hepsini teker teker tespit ettirdik” diye konuştu.


“Polisten önce Levent Gök, geldi”

Gökçek, hiç kimsenin bir başkasına yumurtayla veya başka bir şeyle saldırmaya hakkı olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Bu şehir eşkıyalarının bu demokratik ortamın içinde derslerini alması lazım. Yumurta atmak demokrasi demek değildir, saldırganlıktır. Saldırganlar daima cezalarını alacaklar. Beni en çok üzen taraf da bu saldırganlara sahip çıkan, hatta onları, daha önceki birtakım olaylardan biliyorum, tahrik eden, teşvik eden kişi, Levent Gök. Bir de baktık ki, fazla vakit geçmedi, polisten önce kendisi geldi. Demek ki, bu kadar organizasyon var, aralarında, bu kadar irtibat var. Polisten önce Levent Gök geldi oraya. Levent Gök CHP Ankara Milletvekili. Bu işlerin tamamen organizatörü görünümündeydi. 'Ben bu kızları almadan dışarı çıkmam' diyor. Sen kimsin? Resmen bu saldırganları tasvip ediyor. Bu çok tehlikeli iş. CHP'nin resmen halk evleriyle birlikte, yumurta atan kişilerle birlikte işbirliği yapması resmen şehir içinde terörü ortaya çıkarmaktan başka bir şey değildir.”

CHP'yi ve kendisine saldıranları kınayan Gökçek, “Biz kararlığımızdan bir adım geriye atmayız. Doğru bildiğimizi aynen yaparız ve orada bu zavallı kızları ortaya atan, aynı kuruluşun içindeki erkeklere de yazıklar olsun. Bu kızları ortaya atıyorlar, kendileri ortada yoklar. Olayları gündeme getirelim ve bunları kullanalım fikrinin hakim olduğu gösteri” ifadelerini kullandı.

“Ankara esnafına en büyük düşmanlığı yapanların, hem CHP hem de onlarla işbirliği yapan halkevleri” olduğunu öne süren Gökçek, “Bu halkımız bunların gerçek yüzünü görsün. Bu vesileyle ben bunları protesto ediyorum. Hepsinden davacıyım ve davanın da sonuna kadar takipçisiyim” dedi.
Gökçek, bir gazetecinin, “Levent Gök ismini daha önce Dikmen Vadisi'ndeki yıkımda da duşmuştuk. Orada da yine polis ile vatandaşlar arasında çıkan arbede de Levent Gök, 'oraya ayırmaya geldiğini' söylemiştik ama görüntülerden görmüştük, öyle olmadığını. Levent Gök'ün şahsınızla ilgili Kılıçdaroğlu tarafından bir yönlendirmesi mi var” şeklindeki sorusu üzerine de şunları söyledi:

“Levent Gök, iki dönem seçilememesini bana bağlar, benim o muhitte yaptığım siyasi mücadeleye bağlar. Öylesine bana bir kini var. Ayrıca Levent Gök, netice itibarıyla bu İşçi Parti kökenli, militan kadrolarla çok yakın münasebettedir. Levent Gök, aşırı solla kol kola, iç içe olan bir tiptir. Bundan dolayı yapıyor”

“Olay kürtaj meselesiyle bağlantılı değil”

Gökçek, Levent Gök ve orada bulunan bir grubun açıklama yaparak, saldırıyı kürtaj meselesine bağlamaya çalıştıklarına da dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Olayı özellikle kürtaj meselesine bağlamaya çalışmışlar. Bu doğru değil çünkü bana orada onun için değil Dikmen Vadisi ile ilgili slogan atarak üzerime geldiler, yürüdüler. Daha sonra haksız duruma düşmemek için olayı başka tarafa çevirmeye çalıştılar. Twetter'da ben demişim ki, 'herhangi birisi tecavüze uğrarsa, tecavüze uğrayan kişi kendini öldürsün ama karnındaki çocuk ölmesin.' Ben, böyle bir laf etmedim. Külliyen yalan, iftira. Herhangi bir kimse tecavüze uğrar, Allah korusun, hamile kalırsa, olması gereken o çocuğun devlet tarafından bakılmasıdır. Elbette o felakettir ve tecavüze uğrayan kişiye yardımcı olmaktan daha doğal bir şey olmaz. Ama karnındaki çocuğun dünyaya gelme gibi bir insani hakkı vardır. Ben başka bir şey söyledim özellikle gayri meşru bir hayatla çocuk sahibi olan kişi, o çocuğu aldırırsa, bu cinayettir. Bunu yapmaya hakkı yok. Hem sen gerekli önlemleri almayacaksın, tıp artık bu tip önlemleri alabilecek durumda, hamile kalacaksın, ondan sonra çocuğu öldüreceksin. 'Bu cinayettir' dedik. Bunu yine diyorum. Kendisi fiili zina içerisinde bulunup, arkasından çocuk sahibi oluyorsa bunu öldüremez. Buna hakkı yok, çünkü o çocuğun canı Allah'a ait. Senin bedenin sana aitse o çocuğun canı da Allah'a aittir. Bu cinayettir, başka bir şey değildir.”

Söz konusu tartışmalarla ilgili bir örnek de verdiğini kaydeden Gökçek, “Bugün köpekler, sokakta herhangi bir şekilde bir belediye tarafından veya bir vatandaş tarafından itlaf edildiğinde bütün köpekseverler ayağa kalkıyorlar ve ayağa kalkmakta da yüzde yüz haklılar. Niye? Çünkü o da bir can taşıyor. Onu öldürmeye hakkımız yok. Bir köpeğe karşı hassas davranırken, 'insanı, insanın karnında bir çocuğu öldürün' demek bence katiyen yanlıştır.”
ATO Başkanı Salih Bezci da Ankara Alışveriş Festivali'nin kent için büyük önem taşıdığını ifade ederek, saldırıyı gerçekleştirenlerin ailelerinin de bu festivalden elde idelen kazançtan istifade edeceğini belirterek, “Bizi olayların içine çekmesinler” dedi.

ASO Başkanı Nurettin Özdebir de üzücü bir olay yaşadıklarını anlatarak, “Çok çirkin bir olay oldu. Türkiye bir hukuk devletidir. Hak aramanın yolları kanunda tarif edilmiştir. Bir şikayeti olan varsa bu şikayetini hukuk yoluyla dile getirebilir. Bu olayı yapanlar da alışveriş festivaliyle ilgili değil başka bahanelerle ilgili oradaydılar. Yapılan iş, Ankara'ya zarar vermiştir, tıpkı THY personelinin yaptığı kanunsuz direniş gibi” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı