'Gizli tanıklar kayboldu'
Hrant Dink Cinayeti davası avukatı Fethiye Çetin'den inanılmaz iddia
Hrant Dink Cinayeti davası avukatı Fethiye Çetin'in davada yer almayan bilgileri paylaştığı kitabı "Utanç Duyuyorum: Hrant Dink Cinayetinin Yargısı" Metis Yayınları'ndan çıktı. Çetin 367 sayfada 19 Ocak'tan önce Hrant Dink ile tanışmasını, cinayet öncesini ve yargılamayı anlatıyor.
İNFAZ EMRİ MİT'TEN
Çetin kitabında daha önce duruşma salonlarında paylaşılmamış olan ve cinayetle ilgili kendilerine ulaşan bilgileri paylaşıyor. Kitapta Çetin, Ramazan Dündar adlı bir kişinin kendisine Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) ait olduğunu iddia ettiği kiril alfabesiyle şifrelenmiş ve Hrant Dink ile Barış ve Demokrasi Partisi Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın 1994'te öldürülen eşi Savaş Buldan'ın infaz emrini verdiğini aktarıyor.
GİZLİ TANIK KAYBOLDU
Ayrıca Çetin, 2009'da bir kişinin kendilerine gelerek uzun süre Emniyette haber elemanı olarak çalıştığını ve Dink'in öldürülmesi görevini İBDA-C örgütüyle iliflkili F.D.'ye ve F.D. ile ilişkili H. isimli şahsa vermek istediklerini aktardığını yazdı. Çetin bu kişiyi savcılar Zekeri Öz ile Fikret Seçen'in de dinlediğini, Öz'ün notlar aldığını ancak bu verilerin araştırılmadığını ve tanığın da bir süre sonra kaybolduğunu yazdı.
Kitapta ayrıca Ukrayna'da yaşayan Trabzon doğumlu bir kişinin Arat Dink'e bir yazı yazarak Ukrayna'da yaşayan Trabzonlu Salih Cihan ve ağabeyi Yaşar Cihan'ın Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetini finanse ettiğini öne sürdüğü yer alıyor. Çetin ihbarcıya ulaşacakken iletişimlerinin kesildiğini ve tanığa ulaşamadıklarını aktarıyor.
Çetin 2009'da Agos'a gelen ve eski bir Emniyet haber elemanı olduğunu söyleyen kişiyle ilgili şunları yazdı:
"2006 Mayıs ve Haziran aylarında, Hrant Dink'in öldürülmesi "işini", İBDA-C örgütüyle iliflkili F.D.'ye ve F.D. ile ilişkili H. isimli şahsa vermek istediklerini, Hrant Dink hakkındaki istihbari bilgilerin SESAR (Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Merkezi) tarafından derlenip yedi klasör halinde F.D.'ye aktarıldığını söylüyordu."
Buna göre F.D. işi reddetmesi üzerine gazeteci N.G. ile akademisyen H.Ü., F.D.'yi ikna etmeye çalışmış ancak işi kabul ettirememişti. Emniyetin haber elemanı olan şahıs, Çetin'e daha önce İstanbul'daki görev yerlerini, oralara nasıl girdiğini ve neler yaptığını da açıklıyor, Ankara Emniyetine çalıştığı sırada JİTEM'e çalıştığını bildiği isimler de veriyor. Bu kişinin açıklamalarını tutarlı bulan Çetin, tanığı savcılara ifade vermeye ikna ediyor. Tanığı dinleyen Savcı Zakeriya Öz ajandasına notlar alıyor ve bir emniyet görevlisinden araştırmasını istiyor.
Çetin işin bu noktada kaldığını daha sonra Öz'ün yanına iki defa gittiğini ancak konunu araştırılmadığını ve bu sürede gizi tanığın da kaybolduğunu yazıyor.
Çetin'in kitabında yer alan tanıklardan biri de Trabzon'da doğumlu ve Ukrayna'da yaşayan bir muhbir. Arat Dink'e ulaşan bu kişi Ukrayna'da yaşayan Trabzonlu Salih Cihan ve ağabeyi Yaşar Cihan, Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetini finanse ettiğini yazıyor.
Mesajda, bu kişi, Haluk Kırcı'nın Ukrayna'da Mariupul şehrinde Salih Cihan'ın evinde kaldığını, Muhsin Yazıcıoğlu'nun emekli bir büyükelçi ile bir imamın da bu eve geldiğini belirterek Salih Cihan'ın evindeki konuşmalara şahit olan bir arkadaşının Santaro'nun, Dink'in ve birçok ismin telaffuz edildiğini duyduğu yazıyor.
Çetin bunun üzerine savcıya dilekçe yazdıklarını ve savcı Selim Berna Altay sınır kapılarına yazı yazarak bu kişilerin Türkiye'ye girişlerinde ifadelerinin alınacağını bildirdiğini yazıyor.
ERİVAN'DA BULUNAN PLANLAR
Çetin kitabında, bu kişiyle Erivan'da buluşma planları yaparken iletişimlerinin kesildiğini birkaç ay sonra da Ukrayna'da Interpol'ün düzenlediği bir operasyonda adlarına sahte pasaport düzenlenmiş iki kişinin gözaltına alındığını ve bunun Dink cinayetiyle ilgili olduğundan şüphelendiğini yazıyor.
Mart 2010'da adının Ramazan Dündar olduğunu söyleyen bir kişi Çetin'e ulaşarak elinde Dink davasını sonuçlandıracak belgeler olduğunu söylüyor.
Çetin ile Skype'tan konuşan Dündar, üzerinde "Gizli", "Hizmete Özel", "Anka Kuşu" amblemleriyle imzalanmış belgeler göstererek, elindeki evrakların kriptolu evraklar olduğunu söylüyor. Belgelerde üzerinde kullanılan hattın MAC numarası ile bilgisayarın seri numarasının da olduğunu belirten Dündar bunların Devlet Malzeme Ofisi'nden araştırılabileceğini söylüyor. Çetin kitabında Dündar'ın evraklarında yer alan kodların kiril alfabesiyle çözüldüğünde Hrant yazısının çıktığını aktarıyor.
Çetin, Dündar'ın Halep'teki Fransız Konsolosluğu'na sığındığını ve ancak Fransa istihbaratı izin verdiği takdirde belgeleri Gaziantep'te kendisine verebileceğini söylediğini aktarıyor. Fransa Konsolosluğu'ndan Dündar'ın sığındığını teyit ettiren Çetin bir arkadaşını Gaziantep'te Dündar ile buluşmak için ayarlıyor.
Çetin, Dündar'ın, yanında iki Fransa istihbaratından olduğunu tahmin ettiği kişiyle birlikte buluşma saatinden iki saat önce, arkadaşının kaldığı yere geldiğini, kendisine iki belgenin fotokopisini verdiğini ve belgelerin Savaş Buldan ile Hrant Dink'in infaz emirleri olduğunu yazıyor.
Elindeki belgelerle savcılığa başvuran Çetin'in soruların cevap veren MİT Ramazan Dündar isimli birinin teşkilatta hiç çalışmadığı cevabını verdi.(BİANET)