Genç mankenin ölümünde şok iddia!
Antalya’da 4 yıl önce ’Mankenler Kraliçesi’ Aslı Baş gibi ’intihar ettiği’ öne sürülen 22 yaşındaki manken Burcu Çağlayan’ı balkondan attığı iddiasıyla gayrimenkul zengini sevgilisi 34 yaşındaki İbrahim T. ile ona yardım ettiği belirtilen Murat E.’nin yargılanmasına başlandı. Duruşmada, Burcu Çağlayan’ın evli olduğu ortaya çıktı.
Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde kaldığı otelin 3’üncü katından 23 Temmuz 2010 tarihinde düşen ve kaldırıldığı hastanede ölen 2003 yılı mankenler kraliçesi Aslı Baş’ın toprağa verilmesinden 1 gün sonra Antalya’da benzer bir manken ölümü gerçekleşmişti. Bir deri mağazasında mankenlik yapan Burcu Çağlayan, sabaha karşı Fener Mahallesi, Akanay Sitesi’nde, sevgilisi İbrahim T.’nin 5’inci kattaki evinin balkonundan düşerek yaşamını yitirdi. İhbar üzerine olay yerine giden polis, Burcu Çağlayan’ı kanlar içerisinde buldu. İbrahim T., ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Savcının 4 yıl süren araştırması sonunda İbrahim T. hakkında ’Kasten adam öldürme’, arkadaşı Murat E. hakkında ise, ’Kasten adam öldürmeye yardım etme’ suçlamasıyla Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.
KOCASI DA DURUŞMAYA KATILDI
2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 15.30 gibi başlayan duruşmaya, tutuklanma talebiyle aranan İbrahim T. katılmazken, adli kontrol hükümleriyle tutuksuz yargılanan Murat E., Burcu Çağlayan’ın babası Cafer Aluç, annesi Sabiha Aluç ile duruşmada evli olduğu ortaya çıkan kocası Bulut Emir Çağlayan ve avukatlar katıldı. Duruşmada Murat E. olay sırasında kesinlikle aynı evde olmadığını belirterek, "Benim evim bir üst katta. Olaydan hemen sonra İbrahim T. gelerek evimin kapısını yumrukladı. Yataktan fırladım ve arkadaşımı sakinleştirmeye çalıştım. O sırada şok halinde evimin balkonuna çıktık. Kendisine zarar vermemesi için nereye gittiyse onunla beraber gittim. Alt kata indik, İbrahim burada da olayın şokundaydı ve evin her tarafını dağıttı. Kafasına soda şişesiyle vurdu. Onu sakinleştirmeye çalıştım. 112’yi, 155’i aradım. Kafası kanadığı için banyoya götürdüm. Burada kafasına bez bastırdım. Daha sonra olay yerine ambulans geldi. Kesinlikle ’Niye attın kızı’ filan demedim" dedi.
Olay sırasında ’Polis, imdat’ diye bağıran kadın sesi ve balkona çıkan 2 kişinin kendi aralarında birisinin diğerine ’Niye attın kızı’ dediğini duydukları ileri sürülen 8 tanık, duruşmaya katıldı. Tanıklardan Nazan Yıldırımcan, "Benim olayda görgüme dayalı bir şey yok. Kardeşim Baran Yıldırımcan geldi ve bir kızın düştüğünü söyledi. Aradan çok zaman geçtiği için ’Kızı niye attın lan’ şeklinde söyledi mi söylemedi mi hatırlamıyorum" dedi.
Olayın görgü tanıklarından Baran Yıldırımcan ise "Ben arkadaşım Umur ile birlikteyken ’pat’ diye bir ses duyduk. ’Kız atladı, kız atladı’ şeklinde duydum. Rüzgarlıydı başka bir şey duymadım. Gidip baktığımızda bir kadının yere düştüğünü ve olay yerinde öldüğünü gördük. Başka hiçbir şey duymadık" dedi.
Tanıklardan Umur Akar da olay sırasında Baran Yıldırımcan’la beraber olduklarını belirterek, "Ben de bir şey duymadım. ’Pat’ diye bir ses geldi, ardından kızın öldüğünü öğrendik" diye ifade verdi.
’TECAVÜZE UĞRADI’ İDDİASI
Tanıklardan Yaşar Taşır ise Burcu Çağlayan’ın tecavüze uğradığını belirterek, "Olaydan bir gün önce defileye çıkacaktık. Arka tarafta uyuyordu. Burcu’yu uyandırdım, ağlayamaya başladı. Bana "akşam birileri tarafından alındım. Beni İbrahim'e götüreceklerini söylediler. Sabah uyandığımda başka birinin kollarındaydım" dedi ama bu kişinin ismiyle ilgili bana bilgi vermedi. Çok ısrar etmeme rağmen kendisiyle birlikte olan adamın kim olduğunu söylemedi. İbrahim T. onun sevglisiydi. Arada tartışırlardı, ama ufak tefek şeylerden. Mesela sosyal paylaşım sitesindeki paylaştıkları şeylerden tartışırlarmış" diye konuştu.
Bir başka tanık Merve Özgen ise Burcu Çağlayan’ın kıskanç biri olduğunu belirterek, kendisini olay gecesi aradığını, ’İbrahim ile aranızda bir şey mi var’ dediğini, daha sonra yeniden arayarak ’Siz yine görüşüyor musunuz’ diye sorduğunu anlattı. Merve Özgen, "Ben kim olduğunu bilmiyordum. Bu arada İbrahim telefonu Burcu’dan alarak ’Kusura bakma, özür dileriz. Eğlenmene bak’ dedi. Benim bilgim bundan ibaret" dedi.
Sanık avukatlarının ’Burcu Çağlayan eşine boşanma davası açtı mı?’, ’Siz onun çocuğuna bakmak için para istediniz mi?’, ’Uyuşturucu kullanıyor mu?’ ve ’Daha önce intihara teşebbüs etti mi?’ sorularına anne Sabiha Aluç, kızının uyuşturucu kullanmadığını belirterek, "Kızım eşiyle ilgili ne sorunu varsa boşanma davası açtı, fakat sonra vazgeçti. Kızım bir kere intihara teşebbüs etti, ancak bir daha yapmayacağına dair tövbe etti. Kızım uyuşturucu kullanmıyordu. Torunuma bakmak için kızımdan para filan istemedim. Bir işi olduğunu söyleyerek evden ayrıldı" karşılığını verdi.
Baba Dursun Aluç, olaydan 3 gün sonra kızının öldüğü eve girdiklerinde yerlerde pembe ojelerinin izlerinin bulunduğunu söyleyerek, Burcu Çağlayan’ın öldürüldüğünü ileri sürdü, sanıkların cezalandırılmasını istedi. Olay sırasında vatani görevini yaptığını belirten Burcu Çağlayan’ın eşi Bulut Emir Çağlayan, "Bu olanların hiçbirisinden bilgim yok. Ancak suçlular cezalandırılsın. Şikayetçiyim" dedi.
ÖZEL HAYATLA İLGİLİ SORUYA İZİN YOK
Mahkeme Başkanı Süleyman Teke, avukatların ’Geceleri eve geliyor muydu’ sorusu üzerine özel hayatı ilgilendirdiği için sorulmamasına karar verdi ve özel hayata ilişkin soru sorulmaması için uyardı. Süleyman Teke ayrıca mahkemede tanıklara ve müştekiye soru sormak isteyen firari sanık İbrahim T.’nin avukatları Muhammet Tokgöz ile Naim Karakaya’nın soru sormalarına izin vermedi.
Burcu Çağlayan’ın avukatları tanıkların yalan söylediğini belirterek, haklarında ’Yalancı tanıklık’ suçlaması ile cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Mahkeme Başkanı Teke bu talebi reddederek, "Avukat olarak savcılığa suç duyurusunu bireysel yapabilirsiniz" dedi. Duruşma, firari sanık İbrahim T.’nin yakalanması, gelmeyen tanıkların dinlenmesi için 22 Nisan tarihine ertelendi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Antalya'da 7 Temmuz 2010'da sabaha karış Fener Mahallesindeki bir apartmanın 5'inci katından düştüğü belirtilen 22 yaşındaki manken Burcu Çağlayan, hayatını kaybetmişti. Çağlayan'ın düştüğü evde bulunan arkadaşı İbrahim T. olaydan sonra gözaltına alınmış, ifadesi alındıktan sonra da serbest bırakılmıştı.
Cumhuriyet Savcılığının, yaptığı araştırma sonucu Çağlayan'ın balkondan atıldığı kanaatine varması üzerine İbrahim T. hakkında "Kasten adam öldürme", arkadaşı Murat E. hakkında ise "Kasten adam öldürmeye yardım etme" suçlamasıyla ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Sanık İbrahim T. hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı.
Olayla ilgili Cumhuriyet Savcısı Haki Çeliker'in hazırladığı iddianamede, Çağlayan'ın iki bacağının ön tarafından yukarıdan aşağıya doğru pütürlü bir zemine sürtünerek direndiğini gösteren çizikler bulunduğu, çiziklerin maktülün düşme anında balkonun dış cephesine ayaklarıyla direndiğini gösterdiği, ayaklarının altındaki toz ve rengin apartmanın dış cephesindeki boyayla aynı olduğu belirtilmişti.
İddianamede görgü tanıklarından Baran Yıldırımcan'ın "5'inci kattaki bir erkek, kafasını duvarlara vuruyordu. Daha kısa boylu olan onu sakinleştirmeye çalışıyor ve 'Niye attın kızı, giy pantolonunu' diyordu" şeklinde ifade verdiği belirtilmişti.