GENAR'ın son seçim anketi
Seçime iki hafta kala kamuoyu araştırma şirketlerinin Ekim ayının ilk haftasında elde ettiği sonuçlar netleşmeye başladı. Ancak araştırma şirketlerinin uzmanları, Ankara Katliamı sonrasında seçmenin tercihlerinde bazı değişimler yaşanabileceğini öngörüyor.GENAR araştırma şirketinin sahibi İhsan Aktaş da şimdiye kadar yaptıkları araştırmalara göre, 1 Kasım'da, 7 Haziran'dakiyle kıyaslandığında çok büyük oy değişimlerinin olmayacağını belirtiyor. Konda ve Andy-Ar'da seçime 13 gün kala ellerindeki son verileri açıkladı. 3 seçim anketinin ortak sonucu ise MHP 1 Kasım'da oy kaybedecek
İşte Radikal'de yer alan o değerlendirmeler
ÇOK BÜYÜK OY DEĞİŞİMLERİ YAŞANMAZ
7 Haziran seçimlerinden bu güne parti oylarında çok köklü bir değişiklik olmadı. İki seçim arasında toplamda 5-6 puanlık bir oy hareketliliği yaşanacak gibi duruyor. 7 Haziran seçimlerinde ülkenin büyük partilerinden ziyade milliyetçi iki partisi konuşuldu ve oy hareketliliği HDP ve MHP'ye doğru idi.
Bu seçimde merkez partileri, AK Parti ve CHP, oy artırma eğiliminde gözüküyor. Seçimlerde muhalefet partileri sözünü söylemiş, muhalefetini yapmış, gereken etkiyi oluşturmuştu.
AKP: ADAY VE VAAT DEĞİŞİMİ OLUMLU
1 Kasım seçimlerinde sadece AK Parti'nin kendini değiştirme şansı vardı ki, adaylarda ve seçim beyannamesinde bu değişiklikleri yaptığını hissettirdi. Ve yapılan araştırmalarda aday değişiklikleri ile ekonomik vaatlerin olumlu karşılandığı gözükmektedir.
CHP: POZİTİF BİR YOLDA İLERLİYOR
CHP yine bu seçimde olumlu kampanya geleneğini sürdürmektedir. CHP'yi çerçeveleyen sosyolojik sınır sebebiyle oylarında çok köklü bir degişiklik gözükmemektedir. CHP bu olumlu siyaset ve kampanya kültürünü bir kaç seçim daha devam ettirirse, sosyolojisini aşan bir sonuca ulaşabilir.
MHP: BELİRGİN BİR DÜŞÜŞ VAR
MHP bu seçimin belirgin bir şekilde düşüş yaşayan partisi olarak görünüyor. Koalisyon ve çözümden yana olmayan tutumunu telafi etmek için seçimden sonra "HDP hariç herkesle koalisyon yaparım" söylemiyle bu dezavantajını ortadan kaldırmaya çalışıyor.
HDP: YÜZDE 13 OYUNU KORUYOR
HDP bir önceki seçimde almış olduğu %13 oyu korumak için amansız bir bilgilendirme kampanyası yürütmektedir. Bu çabası zaman zaman 'kara propagandaya' kadar varmaktadır. Büyük oranda çözüm sürecine destek olarak verilen oylar sonrasında PKK'nın terörü şehir içlerine kadar sokması bölgede ciddi iç tartışmalar ve gerilimler oluşturmaktadır. Halka anlamsız gelen ve ne için olduğu anlaşılmayan çatışma durumunu kapatmak için HDP sürekli iktidarı ve devleti töhmet altında tutarak bir kampanya yürütmektedir. Bugüne kadar bu kampanya stratejisinde başarılı da oldular.
15 GÜN KALA TAHMİN: 43-44, 25-26, 13-14, 12-13
Seçime 15 yaklaşık iki hafta kala AK Parti yüzde 43-44 CHP 25-26 MHP 13-14 HDP 12-13 bandında gözükmektedir. Bir önceki seçimin aksine bu seçimde küçük partiler iyice erimiş durumdalar.
TÜRK MİLLİYETÇİSİ OYLAR HÜKÜMETİN KARAKTERİNİ BELİRLER
Seçimin kaderini milliyetçi Türk seçmenin tutumu belirleyecektir. HDP'ye oy veren Kürt seçmen bir seçim daha oylarını HDP'de tutacak gibi duruyor. CHP'de köklü bir artış gözükmüyor. Milliyetçi Türk seçmen bu seçimin kaderini değiştirecek seçmendir. Tek başına iktidar ve koalisyonlu bir Türkiye tercihinin anahtarı bu seçmen kitlesinin elindedir.
YÜZDE 6-7 KARARSIZ SEÇMEN VAR
Karasız seçmen meselesi araştırmaların yapılma şekline göre değişiklik gösteriyor. Telefonla yapılan anketlerde kararsız sayısı daha yüksek oranda çıkmaktadır. Yüz yüze yapılan anketlerde ise daha düşüktür. Araştırmalarda oy kullanmaya gideceğini söyleyen seçmen sayısı oldukça yüksektir fakat bu tutumun sandığa yansıması araştırmalar kadar olmuyor. İki seçim arasında kararsız seçmen sayısı çok yüksek bir orana sahip gözükmemektedir yine de 'kararsız', 'cevap yok' vb. toplamı yüzde 6-7 civarındadır. Bu oran bu seçim için oldukça kıymetlidir çünkü bir puan, partilerin kaderini değiştirecek etkiye sahiptir. Seçimden tek başına iktidar mı yoksa koalisyon mu çıkacağı bir iki puanla belirlenecektir.
BÜYÜK ÖLÇEKLİ EKONOMİK VAATLER ARTIK ETKİSİZ
Bütün seçimlerde olduğu gibi seçmenin kararını birinci derecede ekonomi etkilemektedir. Türk seçmeni giderek ekonomik seçmen hüviyeti kazanmaktadır. Fakat şeçmenin ekonomik tercihleri 2002'lerde daha ziyade makro ekonomik konular ve krizlerle ilgili iken bugün kendi meseleleri ön plana çıkmıştır. Seçmenin ne kadar maaş alacağı, sosyal destek konuları, emekli maaşları, asgari ücret, kadınlara ve gençlere yapılan ayrıcalıklı destekler ve tarım faaliyetlerinde girdi maliyetinin azaltılması daha öncelikli konular haline gelmiştir.
Terör ve Kürt meselesi hala seçmeni etkileyen konuların başında gelmektedir. Çözüm süreci ilk günkü kamuoyu desteğini korumaya devam ediyor. Kürt seçmende bu oran yüzde doksanlara tırmanmıştır. Partilerin çözümden yana söylemeleri seçmen kararını etkileyecek bir unsurdur.
Çok konuşulmasa da siyasi partilerin gelecek perspektifleri ve dünya ile bütünleşme arzuları ve bilgi teknolojileri ile ilgili beyanları da genç seçmeni etkilemektedir.
Seçim beyannamelerine bakıldığında giderek Avrupa ülkelerindeki beyannameler gibi konu sayısı azalmaktadır. Büyük yatırımlar, hastane, okul ve yol vadi vaat olamaktan çıkmış durumdadır. Örneğin; yıllık toplamı yüz milyarlarca doları bulan enerji tedariği ve arzı seçimlerde hiç tartışma konusu bile olmamaktadır.
SON OLAYLAR HDP SEÇMENİNİ DAHA DA KENETLEDİ
Son günlerde yapılan terör saldırılarının, Diyarbakır mitinginde patlayan bombada olduğu gibi, HDP seçmeni üzerinde bir kenetlenme etkisinin olacağı düşünülmektedir.
1970'lerde birinci boğaz köprüsünün yapılaması ve Özal döneminde ikinci boğaz köprüsünün yapılması siyaseti en çok etkileyen sembollerken, bugün üçüncü boğaz köprüsü, tüp geçit gibi projeler İstanbullu seçmenin dahi ilgi alanı dışındadır.
Bundan sonraki seçimlerde devlet yatırımlarından ziyade seçmenin kendisini doğrudan ilgilendiren konular siyasetin gündeminde olacaktır. Seçmenin günübirlik küçük meseleleri partileri kazandıran ya da kaybettiren unsurlar olarak öne çıkmaya devam edecek. Tabii ki, bir şartla. Ülkede herkesi sarsan bir istikrarsızlık ve kriz olması...