Hürriyet gazetesinden Fatma Aksu'ya konuşan, Tuncay Güney, tarihe ‘süper ajan’ olarak geçtiğini belirterek, “Benim için CIA, MOSSAD, MİT diyorlar.
Böyle saçmalık olur mu? James Bond yanımda hiç kalır” diyor. Güney, “Türkiye’de istediğim şekilde, bir başka isme pasaport alabilecek kadar gücüm var. İstediğim nüfus cüzdanını da alabilirim” diyecek kadar da iddialı.
Ergenekon’un karakutusu Tuncay Güney’in CIA’deki dosyasında adı, “Silk” diye geçiyor. Bir zamanlar kendisine Türkiye’de protokol uygulandığını savunan Tuncay Güney, “Demokrasi gelecekse beni devlet sırrı kapsamından çıkarsınlar” diyor.
DEVLETİ KULLANDIM
Ben kullanılacak birisi değilim. Ben Çorum Kargı’da, tarlada çalışan insanların yaşadığı fakir bir köyde, tarlada doğmuşum. Bir ebe vasıtasıyla. 1 yaşındayken İstanbul’a gelmişiz. Gecekondu mahallesinde büyüdüm. Varoş mahalleleri diyorlar ya? Eğer birisi birini kullandıysa, devleti ben kullanmışımdır.
BEN BİR SÜPER AJANIM
Benim için CIA, MOSSAD, MİT diyorlar, herhalde ben süper ajanım. Tarihe süper ajan olarak geçmiş oluyorum. Zaten ajan olsa da, kimse ajanım demez. Böyle bir saçmalık olur mu? Ergenekon’u koyarsan 4, JİTEM’i koyarsan 5 eder. Demek ki ben bir süper ajanım. James Bond yanımda hiç kalır. Ama öyle iddia edildiği gibi 10 tane kimliğim yok. Türkiye’de istediğiniz kadar kimlik kullanabilirsiniz. Yeter ki nüfus müdürlüğünde tanıdığınız olsun. Bu ilişkilerinize ve yetkilerinize bağlıdır. Benim Türkiye’de istediğim şekilde, bir başka isme pasaport alabilecek kadar da gücüm var. İstediğim nüfus cüzdanını da alabilirim. İstesem Türkiye’ye kimsenin ruhu duymadan da giriş-çıkış yapabilirim. Ama niye öyle yapayım ki? Havaalanından nasıl çıktıysam, aynı şekilde girerim. Yani gizemli bir şekilde Türkiye’ye girmek falan istemiyorum.
BURADAKİ ADIM DANIEL
Buradaki ismim Daniel. Tuncay Güney de aynı şekilde geçerli. 60 dolar verip, form dolduruyorsunuz, adımı soyadımı değiştirmek istiyorum diyorsunuz, değiştiriyorsunuz. Parasını ödersiniz, 3 ayda bir yeni isim ya da soyadı alırsınız. İngilizce olmadığı için Tuncay’ı söyleyemiyorlar. O yüzden Daniel’i kullanıyorum.
AYIYLA YATAĞA GİRMEK
Türkiye’dekiler benim için Amerika’nın, İsrail’in, yok Türkiye’nin adamı diyorlar. Devletlerle yatağa girmek ayıyla yatağa girmeye benziyor. Biliyorsunuz ayıyla yatağa girdiğinizde, tırmalıyor yani. Benimki de o durum artık.
Katalogdan taşıyıcı anne baktım, vazgeçtim
ARADIĞI lüks hayata kavuşmaktan mutlu görünen Güney’in Kanada’daki en büyük sorunu yalnızlık. Bir kez evlenip boşandığını söyleyen Güney, yeniden evlenmek konusunda kararsız. Yaşının 41’e geldiğini ve ağustosun 5’inde doğum gününü kutladığını söyleyen Güney’in evlenmek için tercihi genç kızlardan yana. Şöyle açıklıyor: “Ben genç seviyorum. Beni gençleştirsin diye. Ama yaş 40’lı olunca, genç biri de benimle evlenmez herhalde. 18-25 yaş arasında seviyorum. 26’ya çıkmamalı diyorum. Türk kızıyla zor. Burada bulamazsınız. Türkiye’de olsa belki bu şansımız olabilir ama, evlilik diye bir hayalim yok. İşin aslı bu” diyor. Güney, ilginç bir deneyimini bakın nasıl anlatıyor:
PAZARDAN KARPUZ ALIR GİBİ ÇOCUK
“Burada 8-10 bin dolara kiralık kadınlar, yani taşıyıcı anneler var. Laboratuvara gidiyorsunuz. Sonra bir taşıyıcı anneyle tanışıyorsunuz. Kadın sizi bir daha asla rahatsız edemiyor, adresinizi bilmiyor. Siz de aynı şekilde. Size bir katalog veriyorlar. Resimlere bakıyorsunuz, kan grubu, eğitimi... Baktım bir arkadaşımla beraber. Sonra buna çok güldük. 9 ay sonra geleceksiniz, çocuğunuzu alacaksınız, beşiği de bizden hediye dediler. Ne diyeceğiz, pazardan oğlan çocuğu aldık mı? Her şey yasal. Para bir şey değil, ama pazardan çocuk almak gibi, saçma geldi vazgeçtim. Ne diyeceğim yani. Benim bir oğlum var. Anama da anlatamam bunu. Gelin kim diyecek. Çocuğa ne diyeceğim? Teknoloji ve medeniyet ilerledikçe, bir şeyler kopuyor. Her şeye özgürlük diyorlar. Özel yaşamda çıtayı kırmışlar. Burada, fermuarınız açık kalırsa, 60 dolar ceza var. Ama siz evinizde uyuşturucu içebilirsiniz.
EŞCİNSELLİK iDDiALARINA YANIT
Türkiye’de din, cinsellik çok önemli şeyler. Önce tabuları yıkmalıyız. Ben eşcinsel değilim demedim. Eşcinselim de demedim. Kimseyi ilgilendirmez, kimseye de hesap vermek zorunda değilim. Eğer Türkiye’de demokratikleşme adına bütün özgürlüklere bir adım atılacaksa bunu söylerim tabii ki.
Haberin Devamı