Garipoğlu Ailesi'nin altınları bakın kimin oldu?

Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü’nde 26 Mayıs’ta satılmayan 21 parça altın, ihaleyle ikinci kez satışa çıkarıldı. Satışa çıkarılan altınlara alıcı çıkmayınca, Karabulut ailesi adına avukat Rezan Epözdemir ihaleye dahil oldu. Satışı, Garipoğlu ailesinin avukatı Bülent Hazar da takip etti. Toplam 10 dakika süren açık artırma saat 14.50’de başladı. Açık artırmaya katılım için 109 bin TL teminat istendi. Açık artırma 469 bin 844 TL ile başladı. Avukat Epözdemir 470 bin TL teklif etti. Rakipsiz kalan Rezan Epözdemir, ikinci bir artırmaya giderek, 475 bin TL teklif verdi. Epözdemir, satışın bitmesine az bir zaman kala son bir teklifle altınların fiyatını 476 bin TL’ye çıkardı. Başka alıcı çıkmadığı için, Münevver Karabulut’un ailesi, 476 bin TL’lik altınları, kazandıkları 1 milyon 287 bin TL tazminattan mahsup edilmek üzere almış oldu.

"MECBUR KALDIK"

Adliye çıkışında konuşan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, kendilerinin altınları almadıkları takdirde satışın düşeceğini ve aylar sonra satış günü verileceğini söyledi. Kazandıkları 1 milyon 287 bin liralık tazminatın Türk hukuk sisteminde "emsal" niteliği taşıdığını vurgulayan Epözdemir, benzer bütün cinayet suçlarında bu kararın uygulanabileceğini belirtti.

"KARŞI TARAF KÖTÜ NİYETLİ’

Avukat Epözdemir, şöyle devam etti:

"Karşı taraf o kadar kötü niyetli ki, icra müdürlüğüne gelerek herhangi bir ücret yatırmıyor, ama kararı temyiz etmek için 110 bin lira harç ödüyor. Bu sefer siz, yakalayabildiğiniz gayrimenkul, araçların satışını yapmak durumunda kalıyorsunuz. İlk ihalede alıcı çıkmadı. İkinci ihalede de kimse girmedi. Niye girmediğini hepimiz biliyoruz. İnsanlar sinmiş, korkmuş. Yoksa böylesine bir satışta, özellikle bunun bir sektör olduğu ülkemizde, onlarca insanın girip, özellikle icra satışlarını bekleyip bunu meslek haline getirdiği süreçte, satışa kimsenin girmemesi, herhangi bir kişinin bu altınlara talip olmaması manidar ve düşündürücüdür. Bu hukuk sürecini takip ederken, son 5 yılda attığımız her adımda bir dirençle karşılaştık. Hak arama özgürlüğümüzü kullanamadık. Bugün de bunun halkalarından birini yaşıyoruz. İhaleye kimse girmedi. Mecburen biz girdik. Çünkü satış düşecek. Biz alacağa mukabil bu altınları almak zorunda kaldık. Zaten ailenin ekonomik koşulları çok kötü. Baba Süreyya Karabulut çalışmıyor. Anne Nagihan Karabulut ise hafta sonları bir yerde çalışıyor. Biz yüzde 11,5 tahsil harcı ödeyeceğiz. Yüzde 2,5 cezaevi harcı ödeyeceğiz. 70 bin liralık avukatlık ücretleri için hacze vermişti, müvekkilleri. O haciz dosyasından bu dosyaya haciz müzekkereleri yolladılar. O parayı yatırmadan, buradaki altınları teslim alamıyorsunuz. Dönüp o 70 bin lira yatırılacak. Bu 476 bin liranın yüzde 15’ini yatırmak zorunda kalacağız. Bir de bu 70 bin lirayı yatıracağız. Neredeyse altınların değeri eşdeğer. 150-160 bin liralık bir yek?ne geliyor. Bu kadar ekonomik imkansızlığın olduğu bir yerde, her şeye rağmen direnmeye çalışıyoruz. Gönül isterdi ki, üçüncü bir kişi girsin ihaleye ve bu altınları alsın. Zaman aşımı yok; ölene kadar bu hukuki sürecin takipçisi olacağız. Pırlanta ve mücevherler bir önceki satışta satılmıştı. Altınlar da bu satışta satıldı. Karabulut ailesi bu tazminat parasıyla Bolu Mengen’de bir okul yaptırmayı istiyor."

ÖNCEKİ SATIŞ

26 Mayıs’ta yapılan ilk açık artırmada, 28 parça ziynet eşyasını, toplam 89 bin 700 liraya Elazığlı akaryakıt istasyonu sahibi Çetin Demir satın almıştı.