Fren lambası hiç yanmamış
Marmaris yolunda uçurumdan yuvarlanan midibüsün, hemen ardındaki aracın kamera görüntülerine ulaşıldı. Kazayı soruşturan savcı görüntülerle ilgili “En dikkat çekici olan fren lambasının yanmaması” tespiti yaptı
Bir yolcu otobüsünün araç kamerası görüntüsünde, midibüsün Sakar Geçidi’nde viraja gelmeden çok hızlı bir şekilde sağ şeritteki aracın yanından geçtiği, viraja yaklaşmasına rağmen fren lambalarının yanmadığı görülüyor. Görüntülerde midibüsün önce sağ, sonra sol şeride geçip bölünmüş yolun orta kısmında bulunan beton bariyerlere çarptığı ve devrildiği anlar tek tek görülüyor. Çarpmanın etkisiyle yolda lastik izleri görülürken ilk vurduğu yerde bazı yolcuların yola savrulduğu ve hemen ardından midibüsün uçurumdan düştüğü an da yer alıyor.
Başsavcı dikkat çekti
Muğla Cumhuriyet Başsavcısı Necip Topuz, Marmaris Yolu’ndaki Sakar Geçidi’nde 24 kişinin öldüğü 10 kişinin yaralandığı kazayla ilgili açıklama yaptı. Başsavcı Topuz, “Kazayla ilgili görüntüyü izledim. Midibüs hızlı bir şekilde seyir halindeyken yanındaki aracı solluyor. En dikkat çekici olan ise fren lambasının yanmaması. Kaza sonrası güvenli bir bölgeye çekilen midibüs üzerinde detaylı bir bilirkişi incelemesi yapılacak” dedi. Midibüsün koltuk sayısının yasaya göre 30 kişi olması gerektiğini belirten Başsavcı Topuz, ölen ve yaralıların toplamının bu rakamı aştığına dikkati çekti. Topuz, “Araç sahibi B.Ç. yapılan sorgusunu müteakip çıkarıldığı mahkemece taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan tutuklanarak ceza infaz kurumuna konuldu” dedi.
10 yaralı hâlâ hastanede
Öte yandan kazada yaralanan Yasemin Namlı Arkan, Nazime Çiçek, Duygu Sertbaş, Bircan Kıran, Fatma Ökten, Bahar Sınur, 10 aylık Nehir Sertbaş, Beyzanur Hano, Cahide Güler ve Simge Sinur’un tedavisinin sürdüğü bildirildi. Yaralılardan Beyzanur Hano, Cahide Güler ve Bircan Kıran’ın isteği üzerinde İzmir’deki hastanelere sevk edildiği öğrenildi. Nehir bebek ile birlikte toplam 10 yaralının da sağlık durumunun iyi olduğu tedavilerinin sürdüğü bildirildi.
Midibüs fren arızası nedeniyle 3 kez muayeneden geçememiş
CHP’li milletvekilleri Ömer Süha Aldan, Prof. Dr. Nurettin Demir ve Utku Çakırözer (soldan), 24 kişinin öldüğü kazanın meydana geldiği Sakartepe Rampası’nda incelemede bulundu. Aldan, aracın son muayenesinin 5 Mayıs 2016’da yapıldığını, fren sistemindeki arıza nedeniyle 3 kez araç muayenesinden geçemediğini öğrendiklerini söyledi. Söz konusu aracın İzmir ilinden Muğla’ya gelene kadar Çine, Kavaklıdere Kavşağı ve Menteşe girişinde 3 ayrı polis kontrol noktasından geçtiğini kaydeden Prof. Demir, “Bu noktalarda durdurulup, yolcu sayısı ya da TÜRSAB sözleşmesine bakılsaydı belki bu kaza olmayacaktı. Bahis konusu Sakar Rampası’nda mevzuata göre yüzde 10 olması gereken eğimin özellikle viraj noktalarında bu sınırın üzerinde olup olmadığı da araştırılmalı” dedi.
‘Eyvah fren patladı Allah’ım yardım et’
Kazadan yaralı kurtulanlardan Bircan Kıran, tedavi gördüğü hastanede, o anlarda yaşanan korkunç saniyeleri anlattı. Şoförün son etaplarda aracı hızlı kullanmaya başladığını kaydeden Kıran şöyle konuştu: “Marmaris’e gidiyorduk, erken saatte yola çıktık. Yolda mola verdik. Moladan sonra gezeceğimiz yerler hakkında bir kadın mikrofondan konuşmaya başladı. Bu sırada şoför, ‘eyvah arabanın freni patladı’ dedi. Yanındaki yedek şoför koltuğunda eşi ve 10 aylık çocukları oturuyordu. Şoför, ‘Allah’ım sen yardım et’ demeye başladı. Sadece frenin patladığını söyledi. Bir de ‘arabada çocuk var, arabada çocuk, çocuğa dikkat edin’ dedi. O çocuk da annesinin kucağındaydı. Benim yanımda görümcemin torunu vardı, görümcem vardı. Otobüstekiler ‘Allah’ım sen yardım et’ demeye başladı. Sonra da kıyamet gibi gürültü koptu. Gerisini zaten hatırlamıyorum.”
‘Onu trafik levhasına takılmış halde buldum’
MUĞLA’da 24 kişinin hayatını kaybettiği kazanın en önemli isimlerinden, eşiyle birlikte turu düzenleyen Murat Ceylan, korkunç anları anlattı: “Biz peş peşe yola çıktık. Çine’de mola verdiğimiz zaman eşim o araca geçti. Sakar Geçidi’ndeki çay bahçesinde inecekti. Ancak oraya 500 metre kala da kaza oldu. Beni yine o bölgede tur taşımacılığı yapan birisi aradı. Aracı tarif etti ve bize ait olup olmadığını sordu. Ben de hemen geri döndüm. Orada eşimi aradım dakikalarca. Sonra görüntülerde de var... Bir kadın levhaya takılmış işte o benim eşimdi. Saatlerce başında bekledim...”
İtiraf etti...
Ceylan, bu tür turlar için gerekli olan turizm belgesinin olmadığını itiraf edip sistem hakkında da şunları söyledi: “Benim 30 yolcu kapasiteli bir tane ticari aracım var. Sağda soldan insanlar bu tür geziler için benim aracımı kiralarlar. Bu gezide de öyle oldu. Benim aracımın kapasitesi tamamen doldu. Ancak tura gelmek isteyen kişiler, benden yeni bir araç bulmamı istedi. Ben de bu arkadaşın bulunmasına aracılık ettim. Ancak o şoförü de yıllardır tanırım ve o yola da çok sık gidip gelmiştir. Benim turizm belgem bulunmuyor. Dediğim gibi sadece vatandaşlar toplanıp kiraladıkları zaman giderim. Zaten o gün, o yolda giden benimki gibi 100 aracı durdursan, ancak bir ya da ikisinde turizm belgesi bulunur. Sistem böyle çalışıyor. İnsanlar böyle yapıyor. Ben de 5 yıldır bu şekilde yolcu taşımacılığı yapıyorum.”