FETÖ'nün "VIP dinleme" iddianamesi kabul edildi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Hasan Yılmaz ile savcı Mustafa Okan Yaman tarafından FETÖ'nün ''VIP dinlemelerine'' yönelik yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame üzerindeki inceleme işlemleri tamamlandı
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) iş adamları, milletvekilleri ve gazetecilerin de bulunduğu 59 ismi yasa dışı dinlediği iddiasıyla yürütülen soruşturma sonucunda örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile eski emniyet müdürlerinin de aralarında yer aldığı 45 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi kabul ederek, ilk duruşmanın 19 Aralık'ta Silivri'de yapılmasına karar verdi.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) aralarında iş adamları, milletvekilleri, gazetecilerin bulunduğu 59 ismi yasa dışı dinlediği iddiasıyla yürütülen soruşturma sonucu 45 sanık hakkında hazırlanan iddianameyi kabul ederek, ilk duruşmanın 19 Aralık'ta Silivri'de yapılmasına karar verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Hasan Yılmaz ile savcı Mustafa Okan Yaman tarafından FETÖ'nün ''VIP dinlemelerine'' yönelik yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame üzerindeki inceleme işlemleri tamamlandı.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 238 sayfalık iddianamenin kabulüne karar verirken, hazırladığı tensip tutanağında ilk duruşmanın 19 Aralık'ta yapılmasına hükmetti.
Heyet, sanık sayısının çokluğu ve güvenlik nedeniyle duruşmaların Silivri Ceza İnfaz Kurumu karşısında yer alan salonda yapılmasına hükmetti.
Şüpheli ve mağdurlar
İddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen "bir numaralı" sanık olarak gösterilirken, aralarında meslekten ihraç edilen emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan ve Hayati Başdağ'ın da bulunduğu meslekten ihraç edilen 44 polis "sanık" olarak yer aldı.
İddianamede, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, iş adamları Mehmet Emin Karamehmet ve Mustafa Süzer ile CHP'li milletvekili Muharrem İnce "şikayetçi", iş adamı Yıldırım Ali Koç, Caroline Nicole Koç, Fevzi Bülent Özaydınlı, Atalay Şahinoğlu, Erol Altaca, Mehmet Yörük, Melih Türker, Mehmet Topsoy, Ali İhsan Karacan, Yener Şenok, Süleyman Kocakaya, Dursun Ali Yılmaz, Memduh Karakullukçu, Sezai Çanakçı, İbrahim Çağlar, İbrahim Özay Şendir, Ömer Lütfi Karagöz, Cemal Tanıl Küçük ile gazeteciler İ. Tufan Türenç, Mehmet Murat Yetkin, Zafer Mutlu, Sabri Yılmaz Özdil, Can Dündar, Aslı Aydıntaşbaş, Mehmet Faraç, İsmail Küçükkaya, Mirgün Sırrı Cabas, İsmail Uğur Dündar, İbrahim Yıldız, Amberin Zaman, Şirin Payzın Acet, Nihat Genç, Rasih Yılmaz, Selahattin Sadıkoğlu, Ergün Diler, Cengiz Semercioğlu, Halil Engin Ardıç, Bedri Baykam, İlhami Melih Meriç, Metin Yüksel, Saner Ayar, Recep Tepeli, Nesibe Ruhat Mengi, Bülent Çöltekin, Rıdvan Bıyık, Mustafa Şekeroğlu, Gülden Aydın, Mehmet Nuri Çolakoğlu, Faruk Bildirici, Şükran Suna Vidinli, Arslan Bulut, Özdemir İnce, Mehmet Emin Darendeliler, Ahmet Altınel, Hüseyin Özalp ve emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın "mağdur" sıfatıyla bulunuyor.
Hürriyet gazetesinde 3 Aralık 2014'te "Dinlenen VIP isimler" başlığı altında yapılan haberde "İstanbul polisinin, 2008 ve 2009'da çoğu tanınmış kişiyi dinlediği iddialarına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca resen soruşturmanın başlatıldığı" bilgisinin yer aldığı anlatılan iddianamede, FETÖ'nün yapılanması ve eylemlerine detaylı olarak yer verildi.
İddianamede, emniyet ve istihbarat teşkilatlarına ait mevzuat ve talimatlar ile dinlemelere ilişkin mülkiye ve polis müfettişlerince hazırlanan tevdi raporlarına değinildi.
Örgüt elebaşı Gülen'in talimatıyla sanık 44 istihbaratçı polisin, 59 ismi hukuka aykırı dinlediği belirtilen iddianamede, örgütün, İstanbul ve diğer illerde yapılan veya yapılacak operasyon ve faaliyetlere zemin hazırlamak amacıyla emniyet istihbarat şubelerini "casusluk örgütü" mantığıyla kullandığı, dinlemeleri, örgütün amacına uygun, şantaj ve tehdide yarar nitelikte belge ve suç delili toplama alanı olarak kullanmaya çalıştığı vurgulandı.
Mağdur çağrıya rağmen gelmedi
İddianamede, sanıkların yasa dışı dinlediği belirtilen bazı mağdurlara ilişkin şu değerlendirmede bulunuldu:
"Soruşturmamız sürecinde yasa ve diğer mevzuata aykırı dinlenip izlenen mağdurların konuya ilişkin iddia ve şikayetleri bildirmeleri için gerek Cumhuriyet Başsavcılığımıza gerekse emniyet müdürlüğüne davet edildiklerinde, mağdurların bir kısmının gelmediği, şüphelilere atılı suçların resen soruşturulan ve kovuşturulan suçlardan olması, soruşturma sürecinde elde edilen bulgular içeriğine göre müşteki yahut mağdur beyanlarının temininin soruşturma açısından zorunluluk gerektirmemesi nedeni ile tüm müşteki ve mağdurların beyanları tespit edilememiştir.''
Savcılığa veya emniyete gelerek ifade veren müşteki-mağdurların beyanlarının yer aldığı iddianamede, sanıkların dinlenilecek kişiler hakkında mahkemeye talepte bulunurken, farklı isim ve meslek yazdıkları anlatıldı. İddianamede, mahkemeye yazılan talep yazılarında dinlenilecek polislerin mesleklerine emlakçı, seracı, kamyon şoförü, güzellik merkezi çalışanı gibi meslekler yazıldığı kaydedildi.
İddianameye göre, Ferih Şahenk, 2008-2009 yılları arasında "Ergenekon Terör Örgütü" ile ilişkili olduğu iddiasıyla dinlenildi. "Ferit" kod ismiyle dinlenilen Şahenk'in, IMEİ numarası üzerinden 5 bin 40 görüşmesi kayıt altına alındı. İddianamede sanıkların Ergenekon örgütüyle ilgili bir çalışma yapmaktan ziyade Ferit Şahenk'in ilişkilerinin takip edilmesini amaçladığının değerlendirildiği aktarıldı.
İş adamı Ali Koç da Ergenekon iddiasıyla 2008-2009 yıllarında dinlenildi. IMEİ üzerinden bin 936 görüşmesi kayıt altına alındı. Mustafa Koç'un eşi Caroline Koç'un da aynı yıl içerisinde 13 bin 879 görüşmesi kaydedildi.
31 sanık "ByLock" kullanıcısı
Bazıları rütbeli, bazıları dinlemeci personel olan sanıkların İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli oldukları dönemde, hukuka aykırı birçok eylem ve işlemlerde yer aldıkları vurgulanan iddianamede, daha önce açılan bazı kumpas ve dinleme davaları kapsamında ülke siyasetinde, ekonomi, askeri, medya ve ticari alanlarda etkin kişilerin ''Ergenekon, İBDA/C, Selam Tevhid Kudüs Ordusu'' gibi örgütlerle irtibatlı oldukları gerekçesiyle istihbari olarak dinlenildiği, bunun sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın yönlendirmesiyle örgütünün amaçları doğrultusunda gerçekleştiği belirtildi.
Sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın örgüt yöneticisi konumunda bulunduklarına dikkati çekilen iddianamede, iş dünyası, medya ve akademik alanda çok etkin kişiler olan mağdurların gerçek kimlik ve kullandığı hatlar bilinmesine rağmen isimleri kısaltılarak yahut farklı şekilde yazılarak mahkemelerin kısmen yanıltıldığı anlatıldı. İddianamede, dinleme kararlarının kısmen de örgütünün yargı alanına sızmış mensuplarınca verildiği aktarılarak, bu kararların mağdur ve müştekilerin kimlikleri tespit edilmesine rağmen birçok kez uzatıldığı, "dinlemeci" olarak görevli sanıkların bu süreçte dinledikleri kişinin kim olduğunu anlayıp bilmelerine rağmen amirlerini bilgilendirmedikleri vurgulandı.
İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görev yapan sanıkların, mağdur ve müştekilerin gerçek kimliklerini ve kullanımdaki telefon hatlarını bilmelerine rağmen, suç örgütleriyle irtibatlı olmadıkları anlaşılmasına rağmen irtibatları varmışçasına klişe ve soyut ifadelerle gerçeğe aykırı yazı ve talepler hazırlanması karşısında sahte belge tanzim etmek suretiyle "nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçunu işledikleri belirtilen iddianamede, devlet otoritesini illegal yöntemlerle ele geçirmeyi amaçlayan örgüt üyesi oldukları anlaşılan sanıkların hukuksuz bu istihbari dinlemeleri FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün özellikle iş dünyası ve medyadaki hakimiyetini sağlamak amacıyla yaptığı kaydedildi.
Can Dündar örneği
İddianamede, FETÖ/PDY terör örgütü üyelerinin yaptıkları bu üsülsüz dinlemelerdeki amaç ise şu şekilde anlatıldı:
''Hukuksuz olarak elde edilen bilgi, belge ve kasetleri bir havuzda toplayarak günü ve yeri geldiğinde, halk iradesiyle ortaya çıkan meşru iktidarı devirme, siyasi ve askeri casusluk, Türk siyasetine dizayn verme, yüksek yargıya etki etme, hedef şahıs ve kurumları itibarsızlaştırma, gündem değiştirme, şantaj, iftira, kumpas ve psikolojik baskı (hedefe koydukları şahıslarla ilgili yasal olmayan dinlemelerle elde ettikleri bilgileri kullanmak suretiyle sahte mektup ve e-mail ihbarlarının yapılarak muhalif ya da hedef gördükleri şahısları görevden aldırma, görev yerini değiştirme, istifa ya da emekliliğe zorlama, toplumdaki itibarını zedeleme), örgüte müzahir şirket ve holdinglere menfaat sağlama, ticari ve finansal sırları öğrenerek kendi yararlarına kullanma, örgüte gelir (himmet) temin etme, örgüte yakın şahıs (fake) ve sosyal medya hesaplarına (Fuatavni, Haramiler, Sarayın Uşakları, Yıldız Kulis, Başçalan, Acem Uşakları vb.) bilgi ve kaset servis etmek suretiyle toplumda algı yaratma gibi operasyonlarda kullanma olduğu anlaşılmıştır.
Yasaya aykırı istihbari dinlemesi yapılan kişilerden Can Dündar örneğinde olduğu gibi; Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen bir dosyadaki bulgular içeriğine göre, Can Dündar'ın FETÖ/PDY terör örgütüne yardım ettiği, aynı doğrultuda eylem ve işlemlerde bulunduğunun anlaşılması üzerine İstihbarat Şube Müğürlüğü'nce yapılan bu dinlemelerin müşteki ve mağdurları FETÖ/PDY örgütüne boyun eğdirmek ya da haklarında şantaj konusu olabilecek bilgiler elde edilerek örgüte yardım etmesinin amaçlandığı tespit edilmiştir.''
İddianamede, örgüt lideri Fetullah Gülen, meslekten ihraç edilen dönemin emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan'ın da bulunduğu 45 sanık hakkında ''silah terör örgütü kurmak ve üye olmak'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'', ''Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği'' ve ''hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek'' suçlarından çeşitli oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.