FETÖ'cü askerden komutanına 'Ben senden emir almıyorum' sözleri
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin davada, Müşteki İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanı Tümamiral Yıldırım, Ayhan Bay'ın kendisine 'Ben senden emir almıyorum.' dediğini aktardı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile sanık yakınları ve avukatları katıldı. Duruşmada, Başbakanlık avukatları Halit Çokan ve Emre Arık ile TBMM avukatı Ömer Burak Barış da hazır bulundu. AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, Başiskele Belediye Başkanı Hüseyin Ayaz ve belediye meclis üyeleri de duruşmayı izledi.
İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım, Gölcük Merkez Komutanı Deniz Piyade Albay Uğur Çelikten ve eski Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin emir astsubayı Yalçın Gül, duruşmaya müşteki olarak katıldı.
Duruşmada, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, darbeci eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren talimatıyla, eski Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ile zor kullanılarak alıkonulan ve cezaevi nakil aracıyla İstanbul Maltepe'ye götürülürken Gebze'de polis ekiplerince kurtarılan Tümamiral Yıldırım dinlenildi.
Darbe girişimi sırasında Harp Filosu Komutanı olarak görev yapan Yıldırım, olay günü kendi aracıyla İstanbul'a giderken saat 22.16'da Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın kendisini arayarak, savaş gemilerinin Poyraz Limanı'ndan hareket ettiğini, bu durumdan haberinin olup olmadığını sorduğunu söyledi.
Böyle bir konudan haberi olmadığını ve araştırıp kendisine dönüş yapacağını söylediğini anlatan Yıldırım, saat 22.19'da Harekat Şube Müdürü Deniz Kurmay Albay Ahmet Gül'ü arayarak derhal Poyraz Limanı'na gidip durumu kendisine rapor etmesini emrettiğini ve daha sonra Gölcük'e dönüş için hareket ettiğini kaydetti.
Gölcük'e giderken 22.36'da Kurmay Başkanı Deniz Kurmay Albay Murat Erdem'i arayarak konuyu öğrenmek istediğini ama kendisine ulaşamadığını dile getiren Yıldırım, sonrasında Güney Görev Grup Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici'yi aradığını, kendisinden cevap alamayınca 22.42'de emir astsubayı Erkan Aker'e derhal Poyraz Limanı'na gidip konuyu kendisine rapor etmesini emrettiğini belirtti.
Daha sonra Gül ve Aker'in kendisini arayarak, limanda gemilerin olmadığını aktardığını söyleyen Yıldırım, Osmangazi Köprüsü'nden geçerek Gölcük Donanma Komutanlığı Kalyon kapısına geldiğini ifade etti.
"Ben senden emir almıyorum"
Müşteki Yıldırım, kendisini tanıtarak acil içeri girmek istediğini ancak kapının önünde barikatların olduğunu aktararak, "Yüksek sesle bağırdım fakat kapıdaki askerler emir geldiğini, kapıyı açamayacaklarını söyledi. Orada bulunan Deniz Yarbay Alptekin Erdem bariyerleri kırdı ve içeri girebildik." diye konuştu.
Koşarak Amiral Ayhan Bay'ın evine gittiğini ve kapı zilini çaldığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bir müddet sonra Ayhan Bay iç kapıdan çıktı. Ayhan Bay'a gemilerin nerede olduğunu sordum. Genelkurmay'dan terör saldırısı ve sabotaj tehdidi (SABKOR) emri aldığını, bu yüzden gemileri kaldırdığını söyledi. Bundan neden haberim olmadığını sorduğumda, 'Ben senden emir almıyorum.' dedi. Ben ısrarla bu emri kimden aldığını, Donanma Harekat Odası'na ve Tuğamiral Yalçın Payal'a neden bilgi vermediklerini, olaydan Donanma Komutanı'nın da haberinin olmadığını, niye böyle olduğunu sorduğumda kendisi bana 'Sizi ilgilendirmez.' dedi." diye konuştu.
Yıldırım, Bay içeriden çıkmayınca derhal Poyraz Limanı'na gelmesini, onunla orada görüşeceğini söyledikten sonra Poyraz Limanı'ndaki karargahına gittiğini dile getirerek, "Deniz Kurmay Albay Murat Erdem'i donuk vaziyette gördüm. Kendisine durumun ne olduğunu, neden bana haber verilmediğini, böyle bir şeyin askeri düzende olmayacağını söyleyip, konuyu sordum. Orada bulunan subaylara Ayhan Bay'ı derdest edip, karargaha getirmesini emrettim fakat Murat Erdem kilitlenmiş bir vaziyette hiçbir şey yapmıyordu." ifadelerini kullandı.
"40 yıllık arkadaşım beni sürükleyerek götürdü"
Daha sonra kıyafetlerini değiştirmek için odaya girdiğini söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Üzerimi giyerken kapıda bir ses duydum. Dışarı çıktığımda kapıda Gölcük Deniz Üs Komutanı Hayrettin İmren ve önceden tanımadığım ancak daha sonradan onun İstihbarat Şube Müdürü olduğunu öğrendiğim Albay Muharrem Aslan'ı gördüm. Kendileri beni emniyete almak için geldiklerini, Merkez Komutanlığı'na götüreceklerini söylediler. Benim korumaya ihtiyacımın olmadığını, zaten güvende olduğumu, bunun nereden çıktığını sordum. İmren, Genelkurmay'dan emir aldıklarını Merkez Komutanlığı'nda bana bilgi verileceğini söyledi. Bunun üzerine aynı zamanda 40 yıllık arkadaşım, sınıf arkadaşım olan Hayrettin İmren'e onlarla gitmeyeceğimi, derhal Ankara ile konuşmak istediğimi söyledim. Bunun üzerine İmren ve yanındaki albay Muharrem Aslan iki koluma girip direnmeme rağmen, sürükleyerek alt kata doğru beni indirmeye başladılar. Bu sırada orada bulunan Murat Erdem'e 'Komutanını bunlara teslim mi edeceksin?' diye bağırdım. Kendisi hiç hareket etmeden donuk bir vaziyette, sanki kilitlenmiş gibi hiç ses çıkarmadı."
"Gölcük'ü kuran Türk Donanması'dır, insanlar ölürse rezil oluruz"
Müşteki Yıldırım, zorla Merkez Komutanlığı'na getirildiğini ve komutan odasına kilitlendiğini anlatarak, "Burada Donanma Komutanı'nın durumdan haberi olmadığını söyledim. Hayrettin İmren 'O kansız satılmış.' dedi. Bu sırada televizyonda Cumhurbaşkanın cep telefon konuşmasının yayınlaması üzerine, Başkomutanın bunun darbe olduğunu açıkladığını, bu durumdan vazgeçmelerini, yaptıklarının darbe olduğunu, idamla yargılanacaklarını, bizi serbest bırakmalarını defalarca söyledim. İmren, Cumhurbaşkanı için 'O satılmış.' dedi. Cumhurbaşkanının konuşmasının ardından Merkez Komutanlığı'nın önünde halk toplandı. İmren dışarı çıktı. Silahların hazırlandığını fark ettim. Kapıyı zorlayıp dışarıya çıktım. 'Gölcük'ü kuran Türk Donanması'dır, burada insanlar ölürse dünyaya rezil oluruz.' dedim." ifadelerini kullandı.
Başka bir yere nakledilecekleri söylenerek Yalçın Payal'la zorla cezaevi aracına bindirilip yola çıkarıldıklarını anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Araç içindekilere defalarca bu işten vazgeçmeleri gerektiğini, bunun suç olduğunu içeride 2 amiralin olduğunu söyledim. Gebze'de polis ve halk tarafından araç durduruluncaya kadar yola devam ettik. Gebze'de aracın durdurulması üzerine parmaklık pencereden orada bulunan bir polise içeride 2 amiralin olduğunu, içeride erler ve bir astsubayın bulunduğunu söyledim. Polisler tarafından kurtarılarak emniyete gittik. Gebze Emniyet Müdürlüğü'nde cumhuriyet savcısına olayı anlattıktan sonra Donanma Komutanı Veysel Kösele ile telefon görüşmesi yapıldı ve ardından Gölcük'te oluşan komuta boşluğunu gidermek üzere bize tahsis edilen araçla Gölcük Emniyet Müdürlüğü'ne geldik. Burada Kocaeli Valisi, Gölcük Kaymakamı ve Belediye Başkanı ile ne yapmamız gerektiğini konuştuk."
"Komutanlığın önünde kurşun atılması kanın gövdeyi götürmesi demek"
Yıldırım, sabah 06.00 civarlarında arayan Kocaeli Valisi'nin niyetlerini söylediğini kaydederek, "Ben de 'Efendim önce ben üsse gidip, ikna edeyim.' dedim. Merkez Komutanlığı'nın önünde kurşun atılması demek kanın gövdeyi götürmesi demek. Bunu ben Vali Bey'e söyledim, Vali Bey de 'Tamam.' dedi. İkna etmek üzere üsse girdim. Teslim olması için İmren'i aradım bana, '5 dakika müsaade et.' dedi. Bu esnada Hayrettin İmren, beraberindeki Tuğamiral Nazmi Ekici ve Tuğamiral Ayhan Bay'ın Sahil Güvenlik 19 ile Poyraz Limanı'ndan kaçtıklarını öğrendik." diye konuştu.
Sonradan Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin TCG Yavuz'da alıkonulduğunu öğrendiğini belirten Yıldırım, darbe girişimine karışanları tutuklattığını, saat 14.00 civarında Kösele'nin Poyraz Limanı'na gelmesinin ardından komutayı kendisine devrettiğini söyledi.
Duruşma, müşteki Yıldırım'ın dinlenilmesiyle devam ediyor.