Gazete Vatan Logo

Fazıl Say davasında flaş karar!

Ünlü piyanist Fazıl Say'ın itirazı kabul edildi

Piyanist Fazıl Say’ın hakkında verilen 10 ay hapis cezasına yaptığı itirazı 29. Asliye Ceza Mahkemesi kabul etti. Fazıl Say önümüzdeki günlerde yeniden yargılanacak.

İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi 15 Nisan Pazartesi günü verdiği kararda, ünlü piyanist Fazıl Say’ı “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla 10 ay hapis cezasına çarptırmıştı. Mahkeme hükmün açıklanmasınıysa geri bırakmıştı. Fazıl Say’ın avukatı Meltem Akyol mahkemeye itirazda bulunmuş ve kararın düzeltlmisini istemişti. Avukat Akyol, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasını ve Fazıl Say hakkında beraat kararı verilmesini talep etmişti.

Mahkeme kararında direndi

Ancak İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi kararında direndi. İtirazı reddede den mahkeme taleplerin değerlendirilmesi için dosyayı bir üst mahkeme olan İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

Tam anlatılmamış

Başvuruyu değerlendiren İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” yönündeki kararı iptal etti. Mahkeme kararın gerekçesinde şu vurguyu yaptı: “Sanığa yapılan yargılama sırasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönündeki kararın ne anlama geldiği yeterince anlatılmamıştır.”

Mahkeme dosyayı tekrar İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Fazıl Say önümüzdeki günlerde yeniden hakim karşısına çıkacak. Ünlü sanatçı hakkında yapılan bu yargılama sonunda yeniden karar verilecek.

Milyarlarca müdahil olurdu

İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi üç sayfalık kararının gerekçesinde ilginç yorumlara da yer verildi. Fazıl Say hakkındaki kararda yer alan tespitlerden bazıları şöyle:

“İslam dinine mensup bir kişinin, İslam dinine yönelik bir söz nedeniyle suçtan zarar gördüğünü ve davaya katılma hakkının bulunduğunun kabulü halinde açıkça yargılama yapacak hakimin İslam dinine mensup olması halinde davanın tarafı olacağı ve dolayısıyla yargılamaya bakamayacağı gibi bir sonuç doğacaktır. Sadece İslam dinine mensup diye milyarlarca kişinin davaya katılma haklarının bulunduğu gibi çözümsüz bir yargılamaya gidileceği, ayrıca katılmak isteyen kişilerin gerçekten bu dine mensup olup olmadıklarının araştırılması gibi sorunlar göz önüne alındığında bu kişi ve diğerleri yönünden katılma taleplerinin reddi gerekirken kabul edilmiş olmasının sonuç doğurması mümkün görülememiştir.”

Haberin Devamı