Eymür: Biz randevu alırdık
Ergenekon Davası'nda tanık olarak dinlenen Eymür, Amerikalı istihbaratçıların kendilerinden daha etkili olduğunu öne sürdü.
”Ergenekon” davasında tanık olarak dinlenilen eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, ”Amerika’nın
Türkiye’de çok etkin olduğu bir gerçek. Ben üst düzey bir MİT yöneticisi olarak bile Genelkurmay’a randevu ile gidebilen biriyim. Ancak Amerikalı meslektaşlarımın Genelkurmay’da istedikleri gibi dolaştıklarını biliyorum”
dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tanık olarak dinlenilen eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, ”Türkiye’de birçok ülke, hatta müttefik dediğimiz birçok ülke istedikleri şekilde at koşturuyorlar. Basını ve kamuoyunu yönlendiriyorlar. Biz de üzüntü içinde olanları takip ediyoruz”dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Özese’nin, söz konusu ülkeleri sorduğu Eymür, bu ülkelerin Amerika ve Almanya olduğunu söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel’in sorusu üzerine Eymür, ”Amerika’nın Türkiye’de çok etkin olduğu bir gerçek. Ben üst düzey bir MİT yöneticisi olarak bile Genelkurmay’a randevu ile gidebilen biriyim. Ancak
Amerikalı meslektaşlarımın Genelkurmay’da istedikleri gibi dolaştıklarını biliyorum” cevabını verdi.
İnternet siteleri
Savcı Pekgüzel’in, ”gercekergenekon.4t” isimli internet sitesinde yayınlanan ve dava konusu Ergenekon örgütü yapılanmasıyla alakalı yazıları okuyarak sorduğu sorulara Eymür, sitenin iddia edildiğinin aksine kendisine ait olmadığını söyledi.
Savcı Pekgüzel’in, Eymür’e ait olduğu söylenen bazı internet sitelerinde çıkan bazı yazılarla ilgili sorular sorması üzerine Eymür, şunları kaydetti:
”Bana ait olduğu iddia edilen birçok site vardı. Ben hiçbir şeyi gizli yapmadım. Her zaman açık adım ile riskleri de alarak yazdım. Zaten bu kadar siteye yetişmem de mümkün değil. Tek başına yazan bir insanım. Yanımda bir ekip de yok.”
Savcı Pekgüzel’in, internet sitesinde yayınlanan ve Eymür’e ait olduğu ileri sürülen ”Aydınlığın ipleri kimin elinde” başlıklı yazıyı sorduğu sırada tutuklu sanık eski Aydınlık Dergisi Genel Yayın yönetmeni Deniz Yıldırım bu sorunun sorulmasına itiraz etti.
Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu İşçi Partili sanıkların avukatı Hasan Basri Özbey de ”Savcı soruyu sorarken, ’çok önemli bir tespit’ diyerek sordu. Bu da kendisinin bu başlığa katıldığı anlamına gelmektedir. Yorum yaparak soru sormasına itiraz ediyoruz” dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Özese de savcı Pekgüzel’i, yorum yapmadan soru sorması yönünde uyardı.
”Aydınlıkçıların anti Amerikancı olduğunu düşünmüyorum”
Soruyu yanıtlayan Eymür, ”Aydınlıkçılar’ın anti Amerikancı olduğunu düşünmüyorum. Bunu da ilişkide olduklarını bildiğim iki Amerikan casusuna dayandırıyorum. Birine kitap bastırdılar. Diğeri de haber kaynaklarıydı. ABD’deki Aydınlık muhabiri, bir Yahudi’dir ve ABD vatandaşıdır” ifadelerini kullandı.
Savcı Pekgüzel, ”İnternet sitesinde sizin alıntılarınızdan oluşan bir yazı ve devamında sizin yorumunuz olduğu anlaşılan bir yazı var. Ergenekon
belgelerinde doğruların yansıtıldığını söylüyorsunuz” demesi üzerine Eymür, bütün belgelere olmasa da katıldığı belgeler olduğunu söyledi.
Eymür, bu konuların hangileri olduğunun sorulması üzerine de üzerinden çok zaman geçtiği için hatırlayamadığını, tekrar okuyarak hatırlayabileceğini
ifade etti.
Tarık Ümit soruşturması ile ilgili bilgisi sorulan tanık Eymür, ”Tarık Ümit tahkikatı engellenmiştir. Tahkikatı yürüten subay görevden alınarak Veli Küçük’ün emrine verilmiştir. Veli Küçük’e bu durumun aslını sorduğumda da bana ’Korunsun diye verilmiştir’ cevabını verdi” dedi.
Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Mehmet Eymür’ün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu bilgi notunu okuyarak, sorular yöneltti.
Savcı Pekgüzel’in bu notta yer alan Sedat Peker’in Veli Küçük’e bir araba hediye ettiği ve bu arabanın Küçük’ün kızı tarafından kullanıldığı bilgisini nereden aldığını sorduğu Eymür, böyle bir bilgisi olmadığını söyledi.
Savcı Pekgüzel’in ”Neye dayanarak yazdınız?” şeklindeki sorusuna Eymür’ün ”Ben mi yazmışım?” diyerek cevap vermesi, salonda gülüşmelere neden oldu.
Aynı bilgi notunda JİTEM’in Veli Küçük tarafından kurulduğunun anlatıldığını, davanın sanıklarından Arif Doğan’ın da JİTEM’i kendisinin kurduğunu söylediğini hatırlatan savcı Pekgüzel, Eymür’e bu konudaki bilgilerinin
neye dayandığını sordu.
Eymür de, ”Veli Küçük, kendisi anlatırdı. Yakın bir dostluğumuz vardı. Mardin’de görev yaptığımız sırada yakınlaşmıştık. Böyle küçük yerlerde herkesle ahbaplık kurulmuyor” dedi.
Veli Küçük’e Dışişleri ve MİT’ten ikaz
Veli Küçük’ün Doğu Perinçek ile yakınlığını garipsediğini ve bunu kendisine de söylediğini belirten Eymür, bilgi notunda Küçük’ün Irak’taki dinci gruplarla bağlantısı olan Yusuf Ziya Arpacık ile ilişkisinden bahsettiğinin hatırlatılması üzerine de ”Veli Küçük bana, Kerkük üzerinde çalışmalar yaptığını, Dışişleri ve MİT’ten bu nedenle ikaz aldığını söyledi. Başımıza çuval geçirme olayları bu tip faaliyetlerden kaynaklanıyor belki” diye konuştu.
Davanın sanıklarından Semih Tufan Gülaltay’ın kendisiyle ilgili beyanları okunarak sorular yöneltilen Eymür, şunları söyledi:
”Ben kendisiyle görüştüğümü hiç hatırlamıyorum. Onunla görüşecek, 4-5 saat harcayacak vaktim yoktu. Abuk, sabuk bir adam. PKK konusunda kendisinden yardım istediğimizi söylemiş. Öyle bir kapasitesi olsa isterdik. Tahsilat işlerine bakan bir adam. Bunlar benim hatırladığım şeyler olmadığı gibi doğru olduğunu da düşünmüyorum. Kendini önemli bir şahıs gibi göstermek istiyor.”
Eymür, Tuncay Güney’i hiç tanımadığını, sadece aldığı bir bilgi üzerine çift meslekli olduğunu yazdığını söyledi.
Tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek hakkında ”fabrikatör” kelimesini ilk kullanan kişi olduğunu, dava dosyasında ”fabrikatör” adlı bir belge bulunduğunu belirten savcı Pekgüzel, Eymür’e dava dosyasındaki belgenin kendisine ait olup olmadığını sordu.
Belgeyi inceleyerek kendisine ait olmadığını belirten Eymür, ”Ben yalan haber yayan manasında kullandım bu sözü. Söz konusu belgede belki benim yazımdan esinlenilmiştir” diye konuştu.
”Benim kompüter doldu artık”
Savcının bazı sorularını ”hatırlamadığını” söyleyerek cevaplayan Eymür, ”Benim kompüter doldu artık. Hafızam eskisi gibi değil” dedi.
Mahmut Yıldırım’ı operasyonlarda kullanıp kullanmadığı sorulan Eymür, ”Kullandık. Kişi olarak sadece ben değil. Bir takım hiyerarşik yapılar için de
kullanıldı. Biz bu işlemleri yaparken aranan bir kişi değildi” diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek’in eski MİT görevlisi Nuri Gündeş’in anılarına dayanarak ”CIA ile işbirliği yaptığınız söyleniyor, doğru mu?” diye sorduğu Eymür, ”Çocuk yazısı, ilk okul çocuğu gibi cahilane yazılmış bir kitabı bıkmadan okudunuz mu?” dedi.
Eymür, Nuri Gündeş’in de o dönem üst düzey görevli olduğunu hatırlatarak, ”Bu konuda ne yapmış peki, böyle bir şey olur mu?” diye konuştu.
Perinçek’in MİT’in yaptığı bir açıklamada, görevli bulunduğu Kontrterör Dairesi’nin ”kuruluş ve işleyişinin tartışmalı olduğunu” bildirdiğini söylemesi üzerine Eymür, Emre Taner ile görüştüğünü, kendisinden özür dileyerek
”kızgınlıkla yazılmış şeyler olduğunu” söylediğini anlattı.
Ziverbey Köşkü
Doğu Perinçek’in ”Ziverbey Köşkü’nde işkence edilenlere ”Burası kontrterör, anayasa, babayasa yoktur” denilip denilmediğini sorması üzerine Eymür, şunları söyledi:
”Bu sözü rahmetli Memduh Ünlütürk söylerdi. ’Siz gerilla olduğunuzu iddia ediyorsunuz, biz de kontrgerillayız’ anlamında söylüyordu. Bunda acayip bir şey yok. Memduh Paşa insancıl iyi bir paşaydı. Memleketini seven biriydi, zaten fazla yaşamadı.”
Perinçek’in 34 gün boyunca Ziverbey Köşkü’nde kaldığını ve bu sözü her gün duyduğunu belirtmesi üzerine Eymür, ”135 sayfalık ifadeyi bu yüzden mi verdiniz?” diye sordu.
”Benim ifadem tertemiz” diyen Perinçek ile Eymür arasında bu konuda yaşanan kısa tartışma, başkan Özese’nin müdahalesiyle yatıştırıldı.
Perinçek’in MİT tarafından kendisine görev verilmediği halde İşçi Partisi’ni neden izlediğini sorması üzerine Eymür, ’78’de bizi sayfa sayfa deşifre ettiniz. Bu hainliği neden yaptınız? Biz bir arkadaşımızı şehit verdik.
Hiram Abbas’ın arabasının, kendisinin resmini bastınız. Adresini verdiniz” dedi.
Her şeyi bilen adam Ergenekon’u bilmiyor
Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen eski MİT’çi Mehmet Eymür, ”Ergenekon’la ilgili çok şey bilmiyorum. Bu yapılanmaya ilişkin soruşturma, ben Amerika’dayken başladı. Bilgilerim genelde kulaktan dolma, duyuma dayalıdır” dedi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon davasının dünkü duruşmasında eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür tanık olarak dinlendi. Eymür, 1966 yılından beri istihbaratçı olarak çalıştığını belirterek, meslek hayatı boyunca aktif görevlerde yer aldığını kaydetti. Eymür, mesleğinin son yıllarında terörle mücadele konusunda görev aldığını ifade ederek, en son ABD’ye görevi nedeniyle gittikten hemen sonra da emekli olduğunu belirtti. Mahkeme başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin, ”Ergenekon konusunda bildiklerinizi anlatın” demesi üzerine Eymür, ”Ergenekon’la ilgili çok şey bilmiyorum. Bu yapılanmaya ilişkin soruşturma, ben Amerika’dayken başladı. Bilgilerim genelde kulaktan dolma, duyuma dayalıdır” ifadesini kullandı. Eymür, davanın sanıklarından Doğu Perinçek ve birçok sanık ile uzun zamandır sorunları olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
”Bizi sürekli ifşa ettiler. Terör örgütünün hedefi haline getirdiler. Hala da devam ediyorlar. Yakın zamanda mahkemenizde Alaattin Çakıcı’nın da tanıklığına başvuruldu. Çakıcı’nın anlattıkları bazı basın yayın organlarında yer aldı. Bunların hepsi asılsız, yıpratmak amaçlı yapılan şeyler. Bu iddiaların komik olduğu, yapılan soruşturmalar neticesinde ortaya kondu. İddiaları soruşturan cumhuriyet savcılığı, kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi.”
‘Veli Paşa’yı tanıyorum’
Mahkeme başkanı Özese, sanıklar arasında tanıdıklarının olup olmadığı sorması üzerine Eymür, ”Veli Paşa’yı tanıyorum. Mardin’de birlikte çalıştık. Ben bölge müdürüydüm. O da Mardin tabur komutanıydı. Güler Kömürcü Amerika’da komşumdu. Tuncay Özkan’ı da tanırım” dedi.
Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel’in, ”Ergenekon” yapılanmasını ilk ne zaman duyduğunu sorması üzerine Eymür, kural dışı güçler olduğunu bildiğini belirterek, ”NATO örgütlenmesinin isminin Ergenekon olup olmadığını bilmiyorum” diye konuştu. Eymür, ”Ergenekon” adını ilk defa ABD’de bulunduğu sırada, 2000 yılından sonra duyduğunu, yöneticilerinin arasında eski bir MİT mensubunun olduğunu öğrendiğini söyledi.
Eymür Savcı Pekgüzel’in ilk kez 1997’de bazı yazarlar tarafından gündeme getirilen ”Ergenekon” örgütüne ilişkin MİT’te herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığı sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’a bir rapor sunuldu. Abuk sabuk bir rapor yazıldı. Toplanan bilgiler alt alta konuldu. Hatta Fethullah Gülen’den bahsediliyor, hiç alakası olmadığı halde. Bu işin başında Mithat Alpay vardı. Doğru dürüst bir çalışma yapılmadı. Benim yazdığım raporlar da ortadan kaybedildi” dedi.
”Ergenekon” kitapçığı ve şemasının hazırlanmasında görev alıp almadığı sorulan Eymür, o dönem MİT’te görevi bulunmadığını, şemalardan haberi olmadığını, basından takip ettiğini söyledi.
Danıştay saldırısı sonrasında Yeditepe Hukuk Bürosu’nda ele geçirilen ”Ergenekon” belgesinin ”atin.org” sitesinden 2 Eylül 2002 tarihinde çıktı olarak alındığını belirten savcı Pekgüzel’in, yazının kendisine ait olup olmadığını sorduğu Eymür, yazıyı inceleyerek kendisine ait olduğunu söyledi. Savcı Pekgüzel’in, ”Ergenekon” belgesinin Doğu Perinçek tarafından yazıldığı ve Perinçek’in yeniden yapılanma içinde görev aldığına ilişkin bilgilere nasıl ulaştığı yönündeki sorusunu Eymür, şu şekilde yanıtladı:
”30 yıldan fazla istihbaratta çalıştım. Geniş bir tanıdık muhitim var. Birçok bilgi bana gelir. Ben kafama göre süzerim. Yazılarımda abartma yoktur. Doğu Perinçek’i 70’li yıllardan beri tanıyorum. Bu tip faaliyetler içerisinde olduğunu biliyorum. Bunu yapabilecek kapasitede olduğunu düşünüyorum. Senelerin verdiği birikime dayanarak yazdım.”