Evlilik için ehliyet önerisi! Düğün öncesi belge istenecek!
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin önlenmesi için milletvekillerinden, evlilik öncesi çiftlerin eğitime tabi tutulması ve kişilerin şiddet geçmişlerinin araştırılarak psikolojik rapor alması teklifi geldi. TBMM Kadına Şiddeti Araştırma Komisyonu’nda getirilen ‘evlilik ehliyeti’ önerisi tartışma yarattı. Peki evlilik öncesi taraflardan kan testi gibi ‘psikolojik rapor, sabıka kaydı, şiddet eğilimi olup olmadığına dair belge’ istenmesi hukuka uygun mu, kadına şiddeti önler mi? İşte detaylar...
Kadına yönelik şiddete karşı milletvekillerinden evlilik için ehliyet önerisi geldi. Evlilik öncesi çiftlere rapor verilmesi istenen öneri ile kadına yönelik şiddet önlenmeye çalışılacak. BMM Kadına Şiddeti Araştırma Komisyonu'na getirilen öneride evlilik öncesi çiftlerin eğitime tabi tutulması ve kişilerin şiddet geçmişlerinin araştırılarak psikolojik rapor alması gibi maddeler bulunuyor. Evlilik öncesi psikolojik rapor istenecek mi? Evlilik ehliyeti hukuka uygun mu? Hürriyet'ten Oya Armutçu, evlilik ehliyetinin hukuka uygun olup olmadığını hukukçularla konuştu.
EVLİLİK EHLİYETİ HUKUKA UYGUN MU?
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çetin Arslan: Medeni Kanun Madde 133’e göre, ‘akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.’
Bu çerçevede içeriği, kapsamı ve şekli, açık ve ölçülü olacak şekilde kanunla düzenlenmesi koşuluyla, kişinin şiddete eğiliminin akıl hastalığı çerçevesinde evlenme engeli oluşturup oluşturmadığı, evlilik ehliyeti için değerlendirilebilir. Ancak hangi suçtan olursa olsun, sabıka kaydının evlilik engeli oluşturması kanunla dahi öngörülemez.
Sabıka kaydına özgü olarak evlenme yasağı getirilmesi temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunacağında Anayasa’ya aykırı olur.
ŞİDDETİ ASLA ÇÖZMEZ
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü: Toplumsal cinsiyet eşitliği sorunu görmezden gelinerek, bu tip öneriler kadına şiddeti asla çözmez.
Ülkenizin içinde bulunduğu koşullara gözünüzü kapatıp, arkanızı başka tarafa dönüp İspanya, Fransa gibi gelişmiş ülkelerin uyguladığı modelleri buraya getirme fikrine karşı çıkıyorum. Çünkü, bu ülkede toplumsal cinsiyet eşitliği zayıfın da altında, eksiye düştü.
Şimdi sorunun kaynağını görmezden gelerek, üstünü örterek, evlilik ehliyeti alınması gibi önerilerle, başka kulvarlara kaçmanın hiçbir anlamı yoktur. Evlilik ehliyeti ararken neye bakacaksınız? Hangi kavramları koyacaksınız? Bu raporları kim, nasıl verecek? Para ile mi alınacak?
Sorunu çözmenin yolu en önce TCK’ya kadın cinayetleri ile ilgili maddeyi koymaktır. Kadını yasayla güçlendireceksiniz.
TCK’daki maddeye sadece kadın olduğu için öldürmeye ağırlaştırılmış müebbet cezası koyacaksınız. Evlilik ehliyeti önerisi getirmek hiç anlamlı değil; konuyu sulandırıyor.
YASAL ZEMİNE DAYANMALI
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyesi Filiz Saraç: Şiddet eğiliminin tespitinde gerekli rapor evlilik akdi öncesinde istenen belgeler arasında yer almalıdır.
Tıbben detaylı incelemeye dayalı olmalıdır. Yasal bir zemine dayanmalıdır. Kişisel verilerin korunması kapsamında bu verilerle ilgili, sadece ilgilisine bilgi verilmesi yerinde olacaktır.
‘KOCA CİNAYET İŞLERSE PSİKOLOG MU SUÇLANACAK’
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı avukat Aslı Koçak Arıhan da “Zaten sorun toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanamamasından kaynaklı. Bu tip öneriler farazi, sorunu ötelemek ve işin odağına inmemek olur” değerlendirmesi yaptı.
Arıhan, “O psikoloğun ‘evlenebilir’ diye rapor verdiği evlenme ehliyeti alan karısını öldürürse, psikoloğu da mı suçlayacaksınız?” diye sordu ve ekledi: “Kadına şiddeti önlemek için her şeyden önce kadına bakış açısını değiştirmeliyiz.
Aile içindeki şiddet toplumsal şiddetin de temeli. Evlilik ehliyeti usulüne uygun nasıl alınacak? Raporu veren psikolog, eşlerden biri şiddet uygularsa sorumlu mu tutulacak? Bu öneri yerine ana sınıfından itibaren çocuklara eğitim verilsin, daha yararlı olur.”