Evli milyonlarca çift ilgilendiriyor! Boşanma sebebi sayılıyor
Evli milyonlarca çifti ilgilendiren detay ortaya çıktı. Evlilikte ev işi yapmamak boşanma sebebi sayılıyor. Avukat Cansen Erdoğan, konuyla ilgili açıklamalarda bulunarak merak edilen detayları aktardı.
ALİCAN YILDIRIM / alican.yildirim@gazetevatan.com
Ev işlerine gerekli özenin gösterilmemesi hali ortak hayatı temelinden sarsacak ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek bir durum olarak kabul ediliyor. Yani ev işi yapmayan eş evlilikte kusurlu sayılabiliyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Cansen Erdoğan, merak edilen detayları aktardı.
YARGITAY NE KARAR VERDİ?
Yargıtay tarafından evlilikte birbirine yardımcı olmayan eşlerle ilgili şu karar verilmişti: Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu kararlardan birinde kadının ev işlerine gerekli özeni göstermemesi hali ortak hayatı temelinden sarsacak ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek bir durum olarak kabul edilmiştir. Burada ev işlerinden kasıt klasik anlamda temizlik, çocuklar ile ilgilenmek, ev düzenini sağlamak bakımından çamaşır-bulaşık gibi işler ile, yemek yapmak gibi işler olarak sayılabilir. Ancak bu alınan kararda her boşanma davasını emsal teşkil etmeyecektir. Zira Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma Hakkı ve Ödevi başlıklı 49. maddesi açıkça 'Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam oluşturmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır'. Anılan maddeden de anlaşılacağı üzere çalışmak herkesin hakkı ve ödevidir. Kadın ve erkek açısından hiçbir fark gözetilmeden ilgili düzenleme yapılmıştır. Bu çerçevede kadının aktif bir çalışma hayatının söz konusu olup olmadığının değerlendirilmesi de gerekmektedir. Aktif bir çalışma hayatı olan, ev ekonomisine katkı sağlayan ve buna rağmen asgari şartlarda ev işlerine yardım eden kadın açısından ev işlerine zaman ayırmamak boşanma nedeni olarak kabul edilemeyecektir. Ya da eşlerden biri çalışıyor diğeri evde kalıyorsa cinsiyet ayırt etmeksizin evde kalan eş ev işlerini halletmek konusunda çaba sarf etmelidir. Kadın çalışıyor, erkek evde ise erkek de ev işlerinde yardımcı olmalıdır. Zira eşlerin birbirlerine yardımcı olmaları, hem bir yükümlülük hem de aile olmanın gereğidir. Türk Medeni Kanunu itibariyle de eşlerin birbirine yardımcı olması gerektiği kanuni bir zorunluluktur.
"EVLİLİKTE SORUMLULUKLAR EŞİT OLARAK BÖLÜŞÜLÜYOR"
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Cansen Erdoğan, evli kadınların iş hayatının her bölümünde aktif rol oynadığına dikkat çekerek evlilikte sorumlulukları eşit olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, "Günümüzde erkeklerde kadınlarda iş hayatında aktif olarak rol alıyor. Kadınlar iş dünyasında her alanda üst düzey görevler üstleniyor. Hal böyle olunca kadınlarında erkekler gibi ev işlerine çok fazla vakit ayırması kolay değil. Ama Yargıtay uygulamalarında maalesef boşanma nedeni olarak değerlendiriliyor. Burada Türk Medeni Kanunu 185. Maddesi bize ışık tutuyor. Kanuna göre evlenme ile eşler arasındaki evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler bu birliğin mutluluğunu el birliğiyle sağlamak çocukların bakımına beraberce özen göstermekte yükümlüdürler. Dolayısıyla eşler birlikte yaşamak ve birbirine sadık kalmak zorundadırlar diyor. Burada da net olarak görülüyor aslında evlilik birliğinin kurulmasıyla mutluluğun ve evlilik birliğinin sağlanmasında hem de müşterek çocuğun bakımı hususunda her iki eşte sorumlu durumda. Eşlerin birbirine yardımcı olma konusu söz konusu. Burada aslında 185. madde her iki eşinde sorumluluklarının aynı olduğunu kanun maddesiyle sabitleniyor." ifadelerini kullandı.
"SORUMLULUK İHLALİ ŞARTLAR BAĞLI"
Çalışmanın herkesin hakkı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Anayasa'nın 49'uncu maddesinde çalışma herkesin hakkı ve ödevidir diyor. Dolayısıyla herkesin hakkı ve ödevidir kapsamında kadın ve erkek açısından bir ayırım gözetilmeden bir düzenleme yapılıyor. Peki bu eşitliğin sınırları nasıl çizilecek. Kadın ve erkeğin üzerinde toplumun kendilerine yüklediği bir takım roller var. Toplumun büyük bir kesimince onaylanmış genel geçer kurallar var. Kadının ev işlerini yerine getirmesi. Erkeğin dışarıda çalışıp ailenin geçimini sağlaması gibi. Dolayısıyla bu kararlar hakkında mutlak doğru veya mutlak yanlış şeklinde bir görüş belirtmek mümkün değil. Çünkü aile içindeki görev dağılımının isteğe ve ihtiyaçlara göre olduğu ya da gönüllü veya gönülsüz ihtiyaçlara göre belirlendiği bir toplumda yaşıyoruz. Dolayısıyla bunu da bilmek mümkün değil her olayı özelinde incelemek gerekiyor. Kadının ev işleri sorumluluğu kendi isteğiyle veya görev dağılımı sebebiyle gerçekleşiyorsa o halde bir sorumluluk ihlalinden bahsedebiliriz. Ancak bu halde de eğer sadece ev işlerini yerine getirmemesi olarak değil. Eşlerden birinin gönüllü olarak yüklenilmiş veya kararlaştırılmış bir görevin ihlali olarak bir kusur yüklemesinden bahsedebiliriz. Malum sürekli değişen ve gelişen bir dünya var. Aile içindeki istek ve kalıplara sığdırılmış kadın ve erkek görevlerinin bağlanması çokta doğru değil. Çünkü artık bu eski dönemdeki, kadın evde oturur yemek yapar, çocuk bakar; erkek dışarıda para kazanır eve para getirir evin ihtiyaçlarını karışlar mantığından gittikçe uzaklaşılarak kadın ve erkeğin dışarıda birlikte aktif rol oynayarak omuz omuza çalıştığı bir dünya düzeninden bahsediyoruz. Dolayısıyla kadın hem dışarıda çalışıp hem de aynı derecede yüklenirse bu sorumluluğu, fizikken ve psikolojik olarak kaldırılması mümkün değildir. Bu noktada bu şekilde bir kanun maddesi düzenlenmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
"EV TEMİZLİĞİYLE İLGİLENMEMEK BOŞANMA SEBEBİ SAYILIYOR"
Konuyla ilgili detaylardan bahseden Erdoğan, "Yargıtay uygulamalarında ev temizliğiyle ilgilenmemek ne yazık ki boşanma davasında duygusal şiddet sayılıyor. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinde bununla ilgili birçok karar var. Tabii bu karara karşı muhalefet şerhimi koymak istiyorum. Çünkü Muhalefet şehri kararını Türk Medeni Kanunu 185. maddeye dayandırıyorum. 185. maddeye göre evlilik birliği kurulmuş olup bu evlilik birliğinin mutluluğunu el birliğiyle sağlamak çocuklarını bakımına ve eğitimine beraberce sağlamak yükümlülüğündedirler. Eşler birbirine yardımcı olmak zorundadırlar şeklinde belirtilmiştir. Dolayısıyla aslında net bir kanun maddesi var burada. Yargıtay ise davacının ev işlerini yapmadığı, temizliğe dikkat etmediği, çamaşırları yemek tenceresinde kaynattığı gibi birçok sebeplerle kusurlu sayılmasına ve bu noktada da kadına bir şekilde tazminat yüklenilmesine karar vermiş. Dolayısıyla Yargıtay'ın bu kararlarına Anayasa'nın 185 ve 49. maddesine aykırı olduğu düşüncesindeyim. Çünkü burada eşitlik ilkesi hakim. Aslında kanunda erkeğin ve kadının görevleri tek tek sayılmamış. Birbirlerine yardımcı olmak zorundadır diye belirtilmiştir. Dolayısıyla eşlerden biri dışarda çalışmayı tercih ediyorsa biri evde kalıyorsa evde bulanan eş ev işlerini halletmek için çaba sarf etmelidir. Ancak bu durum diğer eşin hiçbir şekilde eşine yardım etmeyeceği anlamına gelmez. Taraflar aralarında kararlaştırdıkları şekilde biri ev bir işte olacaksa tabii temizlik işleri ve çocuğun bakılması ile gözetilmesi gibi sorumlulukları evde olan eş üzerinde daha fazla olacaktır. Ama dışarıda çalışan eşinde bu durumda yardımcı olması gerekir. Her ikisi de çalışıyorsa bu ev ile ilgili sorumlulukların birlikte giderilmesi kanaatindeyim." şeklinde konuştu.
"EŞİNE YARDIM ETMEMEK BOŞANMA VE TAZMİNAT SEBEBİ"
Evliliklerde eşine yardım etmemeni kusur sayılacağını ifade eden Erdoğan, "Bununla ilgili kusur ilkesi özellikle tazminatla ilgili karşımıza çıkıyor. Aile kurumunun hukuksal olarak korunan bir değer olmasından sebepli aile düzeninin devamı için eşlerin üzerine yüklenen görevlerin yerine getirilmemesi eşlerden biri için tahammülü zor bir noktaya getiriyorsa işi; bu durumda bir kusurdan bahsedilir. Kusur ise tazminat sorumluluğunu aklımıza getirir. Konuyla ilgili olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun maddi manevi tazminat başlıklı 174. maddesine atıfta bulunmak istiyorum. Evlilikte mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf; kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat isteyebilir. Bu durumda kusur evlilik birliğinin devamını kaçınılmaz hale getirmekten ziyade evlilik birliğinin sona ermesinden dolayı tarafların uğradığı maddi veya manevi zararı ifade eder. Bu olayda da ev işlerinin yapılmamasından dolayı bu gerçekten bir kusur ise eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmiyorsa gerçekten tek bir tarafa ağır bir yük sorumluluk yüklemiyorsa evliliğin birliğinin devamı açısından o zaman bir kusur durumundan bahsedilebilir." dedi.