Evet mi hayır mı? Peki Anayasa’da ne değişiyor
22 gün sonra referanduma gideceğiz...Peki, Anayasa’dane değişiyor? Vatan, tarafsız gözle maddelere ışık tutuyor
12 Eylül’de oylanacak Anayasa değişikliğinin ençok tartışılan yanlarından biri de çalışanların özlük haklarını düzenleyen maddeler. Anayasa’nın 51, 53, 54 ve 128. maddelerinde memur ve işçilerin örgütlenme, grev, sosyal ve mali haklarıyla ilgili düzenlemeler yer alıyor.
Sendika başkanları, VATAN’a düzenlemenin çalışma hayatına etkilerini anlattı. Hükümete yakın sendikalar değişimi olumlu bulurken DİSK ve KESK gibi konfederasyonlar düzenlemelerin mevcut durumdan daha geri olduğunu savunuyor.
BİRDEN FAZLA Sendika
Madde 51
Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz. Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir. Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz. İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir. Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.
* Koyu renkle yazılan ibareler 51’inci maddeden çıkarıldı
Kamu görevlileri toplu sözleşme yapabilecek...
Madde 53
İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler. Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir. 128 inci maddenin ilk fıkrası kapsamına giren kamu görevlilerinin kanunla kendi aralarında kurmalarına cevaz verilecek olan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 54 üncü madde hükümlerine tabi olmayan sendikalar ve üst kuruluşları, üyeleri adına yargı mercilerine başvurabilir ve İdareyle amaçları doğrultusunda toplu görüşme yapabilirler. Toplu görüşme sonunda anlaşmaya varılırsa düzenlenecek mutabakat metni taraflarca imzalanır. Bu mutabakat metni, uygun idarî veya kanunî düzenlemenin yapılabilmesi için Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Toplu görüşme sonunda mutabakat metni imzalanmamışsa anlaşma ve anlaşmazlık noktaları da taraflarca imzalanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usuller kanunla düzenlenir. Aynı işyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir. Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir.
* Koyu renkle yazılan ibareler 53’üncü maddeden çıkarıldı
* Kırmızı renkle yazılan ibareler eklendi
Grev Hakkı ve Lokavt
Madde 54
Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler. Bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir. Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve milli serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz. Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları madde zarardan sendika sorumludur. Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri kanunla düzenlenir. Grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği durumlarda ertelemenin sonunda, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür. Uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir. Yüksek Hakem Kurulunun kararları kesindir ve toplu iş sözleşmesi hükmündedir. Yüksek Hakem Kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir. Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz. Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar tarafından hiçbir şekilde engellenemez.
* Koyu renkle yazılan ibareler 54’üncü maddeden çıkarıldı
“Toplu sözleşmede illüzyon var”
Sami Evren: 53. madde memura toplu sözleşme hakkı tanıyor, bir sorun yok. Bu hakkı anayasanın güvence altına alması önemli. Sözleşme sırasında uzlaşma sorunu çıkarsa bu yetki de Uzlaştırma Kurulu’na veriliyor. Yani Uzlaştırma Kurulu’nun kararı toplu sözleşme hükmündedir denilerek anayasaya giriyor. Bir yandan toplu sözleşme derken, bir yandan da Uzlaştırma Kurulu’na yetki veriyor. Burada bir illüzyon yapılmış. Toplu sözleşme hakkı sendikalarındır. İki kişi anlaşamayabilir, sizi uzlaştırmak isteyen kurul olabilir. Buna bir itirazımız yok ama kurul her iki taraf için karar veremez. Yani karar organı değildir. Maddedeki değişiklik kurulu karar organı haline getiriyor. Sizin iradenizi bir üçüncü şahıs almış alıyor. Böyle bir şeyin dünyada örneğinin olduğunu düşünmüyorum. Uluslararası sözleşmelere aykırı bir durum.
Ahmet Gündoğdu Memur Sen Başkanı): ‘Dünyadaki işçi ve memurla eşitlendik’
“2001 yılından beri toplu görüşme yapıyoruz. Bu görüşmelerin hiçbir yaptırımı ve bağlayıcılığı yok. Bütün insiyatif Bakanlar Kurulu’nun elinde. Geçen yıl Toplu Sözleşmeyi gündeminize alın dedik ve çalıştay yapılmasını istedik. Geçen yıl aldığımız kararlar Bakanlar Kurulu’na gidiyor ve tanınmıyordu. 53’üncü maddeye göre hükümetle toplu sözleşmeye oturduğumuzda alınan kararlar doğrudan Bakanlar Kuruluna gitmiyor ve atılan imzlalar geçerli oluyor. Madde bu yönüyle çok olumlu. Devlet memur ve işverenle toplu sözleşme imzalamış oluyor. Fakat sendika ve hükümet uzlaşamazsa Uzlaşma Kurulu’na gidecek. Yani memurlara da işcilerin Kamu Görevlileri Hakem Kurulu gibi bir kurum geliyor. Bu kurulun yapısı sendikalardan, yargıdan çeşitli kişilerden oluşacak. Kurulun bu maddeden sonra daha bağımsız olması için mücadele etmek gerekiyor. Bu toplu sözleşme hakkıyla dünyadaki işci ve memurlarla eşitlenmiş oluyoruz.”
“Dünyada böyle bir örnek yok”
Bircan AKYILDIZ: Değişiklik maddelerinin 53. ve 128. maddeleri bizi ilgilendiriyor. 53’üncü maddede önemli süreçler var. Ancak etkinlik itibariyle bu maddenin faydalı sonuçlar doğurduğunu söyleyemeyiz. Toplu görüşme, toplu sözleşmeye çevriliyor. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun alacağı kararlar kesin olduğu için bu yargıya taşınamayacak. Hakem kurulun kimlerden oluştuğunu da kanun düzenliyor. Kanunla düzenlenmiş olması burada siyasi iradenin etkinliğinden bahsettiğinin kanıtıdır. Yani burada bir emredici pozisyon mevcut hale getiriliyor. Kurulun kararından sonra toplu sözleşme yaptık diye bir dayatma olacak. Dünyada böyle bir toplu sözleşme örneği yok.
‘Memurun grev hakkı 90. madde de var’
Sami Evren (KESK Başkanı)
“Anayasanın 54. maddesine getirilen değişikliğe memurların grev hakkı dahil edilmiyor. Yani işci ve memur ayrımı bir kez daha yapılmış. Biz bu ayrımı kaldırın, ortak örgütlenmekten yanayız dedik. Ama siyasi iradeler bu konuda bölücü davranmaya devam etti. Avrupa memur tanımında bürokratları kastediyor. Yani bürokratlar, yargıçlar, asker, polis memur oluyor ama grev hakkına sahip değiller. Fakat eğitimcilerin grev hakkı mevcut. Bizde ise en alt ve en üst statüdeki kişi de memur olarak görülüyor. Türkiye’de memur tanımının yeniden yapılması gerekiyor. Bize kamu emekçileri, bürokratlara memur denmesi gerekiyor. Zaten Anayasa’nın 90. maddesi memurun hem grev, hem toplu sözleşme hakkı vardır diyor. Memurun grev yapması için değişikliğe gidilmesi gereksiz.
‘Hiçbir ülkede memura grev hakkı yok’
Salim USLU (HAK-İŞ BAŞKANI) 54. maddede sendikaları caydırıcı bir bölüm vardı. İşcinin bilerek ya da bilmeyerek iş yerine verdiği zararı sendikalar karşılıyordu. Ama yapılacak olan değişiklikle cezalar şahsileştiriliyor. Sendikaların sorumluluğu ortadan kalkıyor. Bu tamamen hukuki bir yaklaşım. Grev esnasında doğacak uzlaşmazlıklara ise Yüksek Hakem kurulu bakacak. Bu kurulda sendika üyeler, devletin belirlediği personel, üniversitelerden üyeler, kişiler olacak. Memura ise grev hakkı tanınmıyor. Zaten dünyanın hiç bir yerinde memurun grev hakkı yok. Memurun toplu sözleşme hakkı vardır ama grev hakkı yoktur. Örneğin Avustralya’da da memurların grev hakları bulunmuyor.”
‘Memura grev yasağı Anayasa’ya girdi’
Süleyman Çelebi (DİSK Başkanı) “Maddeden çıkarılan “Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz. Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar tarafından hiçbir şekilde engellenemez” hükmüyle sayılan eylemlerinin suç oluşturmadan yapılmasının mümkün hale geldiği düşünülebilir. Oysa gerçek başka. Çünkü anayasının aynı maddesinin 1. fıkrasında grev hakkının sınırları açıkça çizilmektedir: “Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler.” Anayasa’ya göre işçiler ancak bir toplu sözleşme görüşmesi içinde ve uyuşmazlık aşamasında grev yapabilir. Bu konudaki yasal düzenlemeler yürürlükte. Türkiye grev hakkına en fazla sınırlama getiren ülkeler arasındadır. Kamu çalışanları için ise yasakçı 12 Eylül Anayasası’ndan daha baskıcı ve mutlak grev yasağı içeren düzenlemeler getirilmiştir. Çünkü toplu iş sözleşmesinde uyuşmazlık halinde Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nu uyuşmazlığı taşımayı zorunlu kılarak kurul kararlarının kesin olduğu hüküm altına alınmıştır.
Sami Evren (KESK Başkanı): ‘Değişiklik net değil’
“Çalışanların birden fazla sendikaya üye olma konusunda ise şöyle bir şey var. Avrupa’da part tıme çalışan insanlar sabah çalıştığı yerin sendikasına da, öğleden sonra çalıştığı yerin sendikasına da üye olabiliyor. Ama Türkiye şartlarında bu nasıl olacak bilmiyoruz. Aynı iş kolunda farklı yerlerde çalışan insanlar her iki sözleşme hakkından yararlanacaksa bu iyi bir şey. Bu nokta çok net değil. Yani iki yerde çalışan kişi hem DİSK’e, hem KESK’e üye olabilir gibi görünüyor ama bu böyle değil.”
“Memurun değil işçinin talebi”
Ahmet GÜNDOĞDU (Memur Sen Başkanı) 51’inci madde yani birden fazla sendikaya üye olma hakkı bizi değil, işcileri ilgilendiriyor. Bu hakkı biz değil işci sendikaları talep etmişti.
‘AB ve ILO’daki işyeri sendikasına izin çıkıyor’
“Çalışma hayatını ilgilendiren maddeler işcilere yeni haklar getirmeyi düzenleyen engellerin ortadan kaldırıyor. Şimdiye kadar getirilen öneriler anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle reddediliyordu. 51’inci maddede öngörülen değişiklikle birden çok sendikaya üye olma hakkı getiriliyor. Yani AB ve İLO’nun iş yeri sendikası haklarına izin veriliyor. Bizim mevzuatımız sadece iş kolu sendikasına dayanıyordu. Türkiye’de bu sebeple eleştiriliyordu. İş yeri sendikası iş yeri bazında yetki alan sendikadır. İş kolu sendikası ise sendikalı ve sendikasız bütün iş kolu için geçerli olan sözleşmedir. Meslek sendikası ise örneğin şoför olan bir kişinin üye olabileceği meslek sendikasıdır. 4857 sayılı iş kanunu part-time çalışma imkanı sunuyor. Mesele devlet hastanesinde çalışan bir hemşire akşam saat 17.00’den sonra başka bir yerde çalışabilir. Yani kendi iş yerinin sendikasının dışında ikinci iş yerinin sendikasına da üye olabilecek. Böylece birden çok toplu sözleşme olacak. İşci birden çok sözleşmeden yararlanabilecek.
‘Asıl sorun 2. sendika değil, sendikalı olmak’
Madde başlığı ile uyumsuzluğu hemen görülen olan bu düzenleme, bir anayasa metninde gereksiz olan ayrıntı niteliğindedir. Değişikliğe ilişkin ana sorun asıl konusunu oluşturan sendika kurma hakkına ilişkin hiç bir değişikliğin yapılmamış olmasıdır. Bu konuda çeşitli yasal sınırlamalar yapma hakkı tanıyan ve sendikaların tüzüklerini özgürce oluşturmalarını engelleyen hükümler olduğu gibi korunmaktadır. Ancak maddeyle dolaylı ilişkisi sendika seçme özgürlüğüne bir hükümün değiştirilmesi ilke olarak değil ancak siyasal iktidarın sıkça rastlanan sendika tercihleri dolayısıyla soru işaretleri yaratmaktadır. Türkiye’de sendika üyeliğinde yaşanan asıl sorun çalışanların aynı iş kolunda ikinci bir sendikaya üye olamamaları değil bir sendikaya üye olurken işten atılma tehlikesiyle ve türlü baskılarla karşı karşıya kalmalarıdır.
SOSYAL HAKLAR TOPLU SÖZLEŞMEYLE DÜZENLENİR
Madde 128
Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır. Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.
* Koyu renkle yazılan ibare bu maddeye eklendi
“Değişikliği olumlu karşılıyoruz”
128’inci maddede ise kamu görevlilerinin ücretleri, sosyal hakları, atamaları, özlük işleri kanunla belirlenir deniyor. Bir de mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır diye olumlu bir ekleme yapılıyor. Bu olması gereken bir ifade. Bizim için önemli olan 53’üncü maddedeki toplu sözleşmenin nasıl yapılacağıdır.”
“Yetki yine siyasi iradenin elinde”
Sami Evren (KESK Başkanı) 128. maddenin eski halinde kamu çalışanlarının sosyal ve mali hakları kanunla düzenleniyordu. Değişiklikle bu ifade toplu sözleşmeyle düzenlenir şekline dönüştü. Baktığınızda olumlu bir madde. Maddenin eski halinde memurun bütçe rakamları hükümetin elindeydi. Ama değişiklikle toplu sözleşmeye bağlanıyor. Kanunun değil, sözleşmenin dediği olur deniyor. Ancak 128. maddeyi 53. maddeye dayandırdığınızda yine sorun çıkıyor. Çünkü 53. maddede toplu sözleşme sırasındaki anlaşmazlığa Uzlaşma Kurulu’nun devreye gireceği söyleniyor. Yetki dolaylı olarak yine siyasi iradenin eline geçiyor.”
YARIN:
- Yeni düzenlemenin en çok tartışılan Anayasa Mahkemesi ile ilgili maddeleri uzamanların merceğinde
- 12 Eylül’ün sorunlu maddelerine dokunuldu mu?
- Yarı başkanlık sisteminin yolu mu açılıyor?
- AYM temyiz mahkemesi mi olacak?
- Dünyadaki AYM üyeleri nasıl seçiliyor?
- Referandum da “evet” çıkarsa AYM nasıl şekillenecek?