Estetik işlem yaptıranlar dikkat! Onay formlarını okumadan imzalamayın
Estetik operasyonlar ülkemizde oldukça yaygınlaşmış durumda. Öncesinde doktorla yapılan görüşmelerin ardından işlem belirlenen tarihte gerçekleştiriliyor. Ancak sonrasında kişiler ortaya çıkan sonuçtan memnun kalmayabiliyor, işlem sağlıksal anlamda daha kötü sonuçlara sebep olabiliyor ve bu durumlar hukuki sorunları da beraberinde getirebiliyor. Peki sonuçtan memnun kalmayan kişiler nasıl bir yol izleyebilir? İşte uzman isimlerden önemli detaylar...
Özge Seren Doğu / ozge.dogu@gazetevatan.com
Türkiye'de estetik operasyonlar oldukça yaygın. Hatta çok sayıda ülkeden de her yıl estetik operasyon için yüz binlerce kişi ülkemize geliyor.
Kişiler doğuştan mevcut olan veya sonradan dışardan gelen bir etken sonucu meydana gelmiş görünüm bozukluklarını düzeltmek için estetiğe yöneliyor ya da tamamen bu durumlardan bağımsız olarak son dönemde değişen güzellik algısıyla birlikte kişinin daha güzel görünmesini sağlamak amacına yönelik estetik operasyonlar yapılıyor.
Ancak bazı durumlarda işlem sonrasında çeşitli hukuki sorunlar da beraberinde gelebiliyor. Hasta yaptırdığı işlemden memnun kalmayabiliyor; yani istediği sonucu alamadığını belirtiyor. Ya da sağlık açısından da problem yaşanabiliyor.
ÜÇÜNCÜ AMELİYATI OLDU
Yargıtay'a konu olan bir davada burun estetiği yaptıran bir kişi, ilerleyen yıllarda burnunun üst kısmında çıkıntılar oluştuğunu, çökmelerin meydana geldiğini belirtti ve yeniden aynı doktora ameliyat oldu. İkinci ameliyattan da sonuç alınamadı ve işlem üçüncü kez tekrarlandı. Sorun yine giderilemedi ve bozuk, şekilsiz bir burun ortaya çıktığını iddia eden hasta, iki operasyon daha geçirdi. Ardından sol tarafından hiç nefes alamayacak duruma geldiğini belirterek, aynı doktora başvurduğunu ancak karşılığında asabi cevaplar alıp kendisi ile ilgilenilmediğini iddia ederek 70 bin liralık tazminat davası açtı.
HASTAYA TAZMİNAT ÖDENECEK
Yargıtay, estetik ameliyatlarla amacın tedavi olmadığı ve bu nedenle taraflar arasında hizmet değil “eser” sözleşmesi ilişkisi olduğuna dikkat çekerek, "Davacıya estetik yönden garanti verilmiş ve ancak tam olarak yerine getirilmemiştir" denildi. Ayrıca Yargıtay, doktor aleyhine de tazminata hükmedilmesine karar verdi.
Peki estetik operasyonların istenildiği veya taahhüt edildiği gibi sonuçlanmaması halinde nasıl bir yol izlenebilir? Tazminat hakkı doğar mı? Yaptırdığı estetik operasyondan memnun olmayan kişilerin hukuki hakları nelerdir? Yargıtay'a konu olmuş kararlar da yukarıdaki gibi mevcut. İşte uzman isimlerin açıklamaları ve tazminat hakkına ilişkin bilgiler...
HATALI MÜDAHALEYE HUKUKİ OLARAK TAZMİNAT HAKKI
Avukat Zühal Akbel, yaptırdığı estetik operasyondan memnun olmayan kişilerin hukuki haklarına ilişkin açıklamada bulundu. Akbel, "Bir örnekle açıklamak gerekirse, bir rinoplasti yani burun estetiği ameliyatı olan hastanın burnunda hatalı bir müdahale yapılarak koku kaybına neden olacak bir tıbbi hata yapılması durumunda hekimin sorumluluğuna yani kusuruna bakılarak bir ceza yargılaması da mümkün olabileceği gibi bu durumun ortaya çıkmasından dolayı hastada oluşan manevi ve maddi zararlardan ötürü talep edilmesi halinde birde hukuki olarak tazminat hakkı doğabilmektedir." ifadelerini kullandı.
Zühal Akbel, hatalı bir estetik ameliyat hem bir tıbbi hata, yani malpraktis (bilgisizlik, tecrübesizlik ya da hekimin hatasından dolayı hastanın zarar görmesi) durumunu, hem de sözleşmeye aykırılık ve bunun neticesinde tazminat talep edilmesi durumunu ortaya çıkarabileceğini belirtti.
TÜKETİCİ MAHKEMELERİNE BAŞVURULMALI
"Doktor ve hasta arasında kurulan tedavi amaçlı ilişki, sorumluluk açısından eser sözleşmesi esaslarına göre belirlenecektir, bu demek oluyor ki doktor hem tıbbi ve mesleki açıdan tüm sorumluluklarını yerine getirirken bir yandan operasyon sonucu taahhüt edilen sonuca da ulaşılması ile de yükümlüdür denebilir." diyen Avukat Akbel, "Eser sözleşmesi borçlar kanunun 470. Maddesinde; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir, şeklinde tanımlanmaktadır.
Eser sözleşmesi kavramını biraz açacak olursak, doktorun yaptığı operasyonu ayıpsız (kusursuz) olarak yapması ve taahhüt ettiği sonuca ulaşması gerekmektedir. Aksi takdirde hasta, tıbbi müdahale kapsamında ödenen ücretin iadesini isteyebilir, ek ücret ödemeden ayıbın yani kusurun giderilmesini talep edebilir, veya maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Bu duruma ilişkin yargılamalarda görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir." dedi.
BİR BÜTÜN HALİNDE DEĞERLENDİRİLİYOR
Son yıllarda Yargıtay’ın verdiği kararlarda da estetik operasyonların eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin açıklamalar görülüyor. Avukat Akbel, Yargıtay 15. Hukuk dairesinin 2020/1854 esas sayılı ve 03.03.2021 tarihli kararına dikkat çekti:
“…..Taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve yapılan açıklamalar gözetildiğinde davacı yanın gerek yüz germe ve gerekse yağ dokusu alınması ile ilgili isteminin davalı doktor tarafından daha güzel bir görünüme kavuşturulacağı yönünde bir garanti verilmesi niteliğinde olduğu gözetildiğinde, hekimin eyleminin tıp kurallarına uygun olduğu yönündeki görüş yeterli olmayıp, ayrıca davacının isteklerinin karşılanıp karşılanmadığı, ayıplı olduğu iddia edilen yüz germe ve yağ dokusu alma ile ilgili olarak; hekimin edimini yerine getirip getirmediği ya da komplikasyon olup olmadığı, komplikasyon konusunda aydınlatma görevinin yerine getirilip getirilmediği ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılıp yapılmadığı hususları tartışılıp değerlendirilmek üzere, aralarında üniversitelerden seçilecek akademik kariyere sahip Estetik Plastik ve Rekonstrüktif cerrahisi konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulu oluşturulmak suretiyle gerektiğinde davacı da muayene edilerek, dosyadaki belge ve bilgiler incelenerek alınacak rapora yapılacak itirazlar da dikkate alınıp hekim ve istihdam eden sıfatıyla davalı hastane işleticisinin sorumluluğu saptanıp, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir”
İSTENİLDİĞİ VEYA TAAHHÜT EDİLDİĞİ GİBİ SONUÇLANMAMASI HALİNDE...
Zühal Akbel, ortaya çıkabilecek bir hukuki uyuşmazlıkta, estetik operasyon ve bu operasyon kapsamında ulaşılmak istenen sonucun bir bütün halinde değerlendirileceğini belirterek, "O halde çok net diyebiliriz ki estetik operasyonların istenildiği veya taahhüt edildiği gibi sonuçlanmaması halinde hem tıbbi operasyon hem de bu operasyondan beklenen sonuçla beraber değerlendirilecek olup, yargılamalar bu çerçevede yapılacaktır." dedi ve sözlerini noktaladı.
'SONUCU ETKİLEYEN BİRÇOK FAKTÖR VAR'
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Esra Çelik de estetik operasyon yapılmadan nelere dikkat edilmesi gerektiği, onay formları gibi konulara dikkat çekerek tavsiyelerde bulundu.
Çelik, "Estetik ameliyatlar için eser sözleşmesi denen bir sözleşme var. Yani nasıl bir bina yapıyorsunuz ve yıkılmıyor, tamamen sağlam bir şekilde insanlara teslim ediyorsunuz ve insanları onun içinde oturmaya devam ediyorlar. Aynı şekilde kanunlar bunu estetik ameliyatlara da uyarlayıp, bize “ameliyat sonrasında hasta hiçbir komplikasyon olmadan yaşamına devam etmeli ve verdiğiniz sözü tutmalısınız” diyor.
Fakat şöyle bir durum var, bina çelikle ve betonla yapılıyor ve klasik bir yöntemi var. Fakat estetik ameliyatlarda sonucu etkileyen bir sürü faktör var. En önemlisi tabii ki doktorun kullandığı teknik olabilir, hastanın cildinin yapısı olabilir, hastanın yapılan işleme olan cevabı olabilir." dedi.
'NE KADAR UĞRAŞILSA DA AYNI SONUÇ ALINAMIYOR'
Birden fazla kişiye aynı ameliyatın yapıldığını fakat aynı işlemden aynı sonuç alınsa da bazı hastalarda da ne kadar uğraşılsa da aynı sonucun alınamadığını belirten Op. Dr. Çelik, "Örneğin bir hastaya lokal anestezi uyguluyoruz ve dolgu yapıyoruz, lokal anesteziden sonra bile daha dolguyu yapmadan gözü kapanacak kadar şişebiliyor.
Dolguyu yaptıktan sonra daha çok problem olabileceğini hastaya vücudunun lokal anesteziye bile böyle bir tepki verdiyse dolguya da mutlaka bir miktar tepki verebileceğini anlatıyoruz. Dolgu uygulamalarının gerekirse geri dönüşü olabiliyor ama estetik ameliyatlarda böyle bir şans yok. Mutlaka hastalara ameliyattan sonra iyi olabileceğini, fakat küçük bir olasılıkla da olsa sıkıntı çıkabileceğini anlatmakta fayda var." şeklinde konuştu.
"ONAY FORMLARININ OKUNDUĞUNDAN EMİN OLMAK LAZIM"
Hastanın ameliyatta kendi dokularının verdiği tepkinin de çok önemli olduğunu ve kesinlikle her hastada aynı sonucu almanın söz konusu olmadığını vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
Sosyal medyada gördüğümüz birçok fotoğraf, öncesi sonrası fotoğrafları aslında çok gerçekçi değil çünkü çoğu doktor iyi olan sonuçları paylaşıyor. Fakat hepimizin komplikasyonları da var bunlar da çok nadir paylaşılabiliyor. Onay formlarını çok ayrıntılı hazırlayıp hastaya imzalatmak ve okuduğundan emin olmak lazım.
Formlarda yazanların yüzde doksanının yaşanmadığı ama yine de önem taşıdığı; bu tarz kanunlar sebebiyle hastaların daha ürkerek, daha tedirgin bir şekilde seçildiğine dikkat çekildi. Ayrıca Çelik, hastalara işlem ve ameliyat sonuçlarının her zaman yüzde 100 yüz güldürücü olmayacağının da anlatılması gerektiğini söyledi.
"HASTAYA AYRINTILI BİLGİLENDİRME YAPILMALI"
'Doktorlara ve estetik yaptırmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz?' sorusunu da yanıtlayan Op. Dr. Esra Çelik, "Bazı ameliyatlardan sonra hastanın yüzü ilk 3 ay istediğimiz gibi görünemeyebiliyor. Bu konuda da hastalarımızı bilgilendirmemiz ve uyarmamız gerekiyor. Hakikaten ameliyatın oturması üç ay alacaksa, o üç ay hasta sabırlı bir şekilde beklemelidir.
Bu konuda da ayrıntılı bilgilendirme hastaya mutlaka yapılmalıdır. Ek olarak mutlaka hastaların dolgu, botoks gibi uygulamalarda değil de ameliyat için gereken ameliyat için gereken formlarını en azından iki gün önceden okuyup imzalamış olması gerekiyor ki hastanın ameliyat gününe kadar bunu düşünmeye zamanı olsun." dedi.