Eşi onu böyle anlatmıştı!
Usta gazeteci Mehmet Ali Birand'ın bilinmeyenlerini eşi Cemre Birand katıldığı yayınlarda ve verdiği röportajlarda açıklamıştı
17.01.2013 - 19:10 |
SKYTürk televizyonunda yayınlanan Birand çifti özel hayatlarına ve bilinmeyenlerine dair açıklamalarda bulunmuştu. Mehmet Ali Birand'ın bir yılbaşı partisinden sonra yaklaşık bin kişinin içinde dans ederken evlenme teklifi aldığını açıklayan Cemre Birand, kabul etmesi üzerine eşi Mehmet Ali'nin salondaki herkese dönerek "biz evleniyoruz" diye bağırdığını da gülerek anlattı.
Cemre Birand, Mehmet Ali Birand'ın Moskova günlerini ve yaşadığı yeri anlatırken, Birand'ın çok iyi bulaşık yıkama özelliği olduğunu da açıklamıştı.
"ÇOK ELEŞTİRİRİM, EKRANDAYKEN SMS ATARIM"
Usta gazeteci Mehmet Ali Birand'ın eşi Cemre Birand, yaklaşık 40 senelik evliliklerini anlatırken eşi için "Fingirdektir. Kadın olsaydı fingirdek olurdu. Kompliman yapmayı sever. Kadınlarla çene çalmayı sever" demişti.
Akşam gazetesinde 17 Ekim 2010'da İpek Özbey imzasıyla yayınlanan söyleşide Cemre Birand eşini böyle anlatmıştı:
- Nasıl tanıştınız?
Aslında Kulüp 33'ün açılışında tanıdım.
- Milliyet'te tanışmadınız yani?
Hayır. Hatta Mehmet Ali 'biz kısa etek istemiyoruz' diye karşı çıkmış benim orada çalışmama. Bir yıl sonra flört ediyorduk.
- Milliyet aynı zamanda ailenizin sahip olduğu bir gazeteydi, değil mi?
Evet, üvey babamın gazetesiydi.
- Hiç orada daha farklı bir konumda çalışmanız teklif edilmedi mi, bir veliaht gibi örneğin?
Hiiiç. Ne ben o yaklaşımda bulundum, ne etrafımdakiler.
- Milliyet'te ne yaptınız?
Dış haberlerdeydim. Beni kadın haberlerine, gelen meşhurlara yollarlardı. Moda defilelerine gider, bir de Sami Kohen'e yardım ederdim.
- Sevmediniz mi gazeteciliği?
Sevdim ama çok az para veriyorlardı. Maaşım 700 TL'ydi, Shell'de çalışmaya başladığımda 2.500 TL alıyordum.
- Nasıl evlenme teklif etti?
Yılbaşı gecesi Uludağ'da. 'Evet' dedim, ondan sonra da bir daha lafını etmedi.
- Nasıl yani?
6 ay falan konuyu açmadı. Annem sordu, 'Kızım emin misin doğru duyduğuna' diye. Meğer, Brüksel işini ayarlıyormuş. 'Eylülde evleniyoruz' dedi, evlendik, bir hafta sonra Brüksel'deydik.
- Evliliğiniz için bir şeylerden vazgeçtiniz mi?
Hiç. Evliliğimizde herkes kendi hayallerini gerçekleştirmek için birbirine yer bıraktı. Mehmet Ali, iş hayatına kendini verdi, ben de 20 yıl NATO'da çalıştım. İşi bıraktıktan sonra da hayatımı yaşadım. Seyahat etmeyi çok severim.
- Seyahat planlarını siz hazırlarmışsınız?
Evet, Mehmet Ali hiçbir şey sormaz. Hepsi bendedir. Kendi arkadaşlarımla da bütün Asya'yı dolaştık.
- En çok hangisinden etkilendiniz?
Hindistan.
- Hiç hayatınızda 'yarın' endişesi yaşamadınız mı?
Hayır. Hiçbir zaman bir korku duymadım. Çünkü hem kendime, hem de Mehmet Ali'ye çok güveniyordum. Biz sıfırdan başlamış bir aileyiz. Annem ayrıldıktan sonra üzerimden o Milliyet ailesinin görkemi kalktı. İyi okumuş bir kadın olarak hayatımı sürdürdüm.
Hep pozitif düşünürüm
- Her şey gittiğinde de mi korkmadınız?
Hayır. O tip insan değilim ben.
- Kitap yazsanız...
4 yıldır kafamda bitirdim ama oturup yazamadım. Seyahatlerim ve hayatımı birleştirdim. Beş yaşında Amerika'ya gitmişim, NATO'da çalışırken tank kullandım, Endonezya'da sele kapıldım. Seyahatlerim ve geçmişimi birleştireceğim.
- Nasıl bir annesiniz?
Tek oğlum var. Oğlum 10 yaşındayken işi bıraktım. Çünkü gidiyor diye düşündüm, topuğundan yakaladım çocukluğunu. Kariyerimi bırakıp oğlumla olmak istedim. Arkadaş gibiyiz.
- Mehmet Ali Bey'i eleştirir misiniz?
Çok eleştiririm. Ekrandayken SMS atarım. Bazen iyi kaldırır, bazen söylenir.
- Sizce en iyi anchor kim?
Mehmet Ali diyeceğim ama... Ali'yi (Kırca) de seviyorum. İkisi arasında gidip geliyorum, Mehmet Ali sinirleniyor bazen.
Kanser olduğumda 'Neden ben? dedim
- Nasıl öğrendiniz kanser olduğunuzu?
Rutin kontrolde öğrendim.
-Korktunuz mu?
Ödüm koptu! 'Neden bana, ben ne yaptım ki bu benim başıma geldi?' diye sordum ve tabii ki 'Ölecek miyim?' diye soruyordum. Bu korkunç isimli bir hastalık çünkü. Doktora gide gele bunun bu kadar korkulacak bir şey olmadığını, çaresi olduğunu anladım. Kontrollerimi aksatmıyorum. Ve artık gittiğim zaman bana nasılsa bir şey olmayacak diye gidiyorum. Bitmiştir bu iş...
- Hep pozitif kalmayı nasıl başarıyorsunuz?
Böyleyim ben. Onun bunun gribine telaş göstermem. Kötü bir şey olursa kuvvetli olmalıyım üstelik. Çünkü ben bir ailenin tek kızıyım.
- Derdinizi paylaşmaz mısınız?
Problemlerin dört duvar arasında, aile içinde kalması gerektiğine inanırım. Hiçbir şeyimi dışarıya göstermemem öğretildi bana... Annem öğretti. 'Ne olursa olsun, dışarıya karşı hep iyi görün' dedi.
Mehmet Ali kadın olsa fingirdek olurdu
- Aşkınızın haber aşkına yenildiği oldu mu?
Her zaman. Mehmet Ali'nin hayatının birinci önceliği işidir. İkincisi de ben, oğlum, ailesi... İş olunca üzerimizden basar ve gider.
- Hiç unutamadığınız, basıp geçtiği bir an var mı?
Olmuştur ama kötü şey düşünmemeye gayret ediyorum. Mutlaka kırılmışımdır, bakın şu anda sinirlendiğimi hissediyorum. (Gülüyor) Evlenme yıldönümüdür, ben müthiş bir seyahat ayarlamışımdır. O haber için gitmiştir.
- Kıskanır mısınız?
Her zaman kıskanırım. Sağa sola bakar, ben de merak eder bakarım.
- Flörtöz müdür Mehmet Ali Bey?
Fingirdektir. Kadın olsaydı fingirdek olurdu. Kompliman yapmayı sever. Kadınlarla çene çalmayı sever.
Haberin Devamı