Gazete Vatan Logo
GündemErmenek faciası 'geliyorum' demiş!

Ermenek faciası 'geliyorum' demiş!

Ermenek faciası 'geliyorum' demiş!

.

KARAMAN'ın Ermenek ilçesinden eski ocakta biriken suyun basması sonucu 18 madencinin öldüğü, faciayla ilgili hazırlanan iddianamede, o ocakta çalışan işçilerin ifadelerine göre facia geliyorum demiş. Facianın yaşandığı 3'üncü başyukarıda kömür göçmesi nedeniyle tahkimatın zarar gördüğü, sürekli kömür kayması yaşandığı ve kömürün nemli olduğu, ayrıca kayma nedeniyle de tahkimatın yapılamadığı öne sürüldü. 2010 ve 2011 yıllarında da aynı bölgeye yakın yerde yine aynı eski ocaktan kaynaklı su baskını oluştuğu iddia edildi. Bazı işçiler ise ifadelerinde müfettişlerin denetimleri sırasında bazı galerileri kapatıp, sıvadıklarını ve bazı işçileri denetim süresince ücretsiz izin verildiğini öne sürdü. Ermenek'in Pamuklu Köyü Cenne Mevkii'nde geçen 28 Ekim'de Has Şekerler Madencilik Şirketi'ne ait linyit ocağında, eski ocakta biriken suyun basması sonucu 18 madenci mahsur kaldı. Facia ardından başlayan arama kurtarma çalışmaları 38 gün sürdü. Bu çalışmalarda 18 işçinin cesetleri değişik tarihlerde ocaktan çıkartıldı.

Haberin Devamı

Facianın ardından Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunuldu. 168 sayfadan oluşan iddianamede, aralarında facia sırasında kurtulan işçilerin de bulunduğu 25'i ocakta çalışan işçi olmak 45 tanığın da ifadesine yer verildi.

BİRİ HABER VERMEK İSTERKEN, BİRİ YEMEK KAPLARINI TOPLARKEN

Maden ocağında pasacı olarak görev yapan Ahmet Karaca, Soma faciasından sonra çıkan maden yasası ile birlikte yemeklerini madenin içinde yemeğe başladıklarını söyledi. 753 kotunda yemek yediğini hatırlatan Karaca, ifadesinde, aniden topuk seviyesine kadar su olduğunu fark ettiğini yanında bulunan arkadaşlarıyla birlikte koşarak çıkışa doğru yöneldiğini ancak arkadaşlarından Hasan Tuncer'in, diğer arkadaşlarına haberlere vermek istediğini, Ömer Cansu'nun da yemek kaplarını toplamaya çalışırken mahsur kaldığını, kendisi ve bir kaç arkadaşının da koşarak kaçıp kaçtıklarını anlattı.

ÖNCE ŞİDDETLİ RÜZGAR VE PİS KOKU GELDİ

Ocakta çavuş olarak çalışan kurtulan işçilerden Mustafa Elibol da, facinanın nasıl yaşandığını anlattı. Elibol ifadesinde "Biz yemek yediğimiz sırada önce çok şiddetli bir rüzgar ve pis bir koku geldi. Rüzgar o kadar şiddetliydi ki yemek kaplarımızı fırlattı attı. Bunun üzerine 2'nci başyukarının olduğu rüzgarın geldiği tarafa koştuk. Oradaki arkadaşların durumuna bakmak istedik. Ancak o sırada elimdeki gaz ölçüm cihazı alarm vermeye başladı. Cihazı kontrol ettiğimde cihazın göstergesi sonra sınıra kadar yükselmişti. Bunun üzerine ben panikle 'arkadaşlar zehirli gaz ve kaçın' dedim. Tam o sırada 3'üncü ve 4'üncü başyukarının olduğu taraftan çok şiddetli bir suyun bizim tarafa geldiğini gördüm. Su kütlesi hızlıca akarak hemen önümüzdeki 2'nci başyukarının ağız kısmında bulunan bir tane dolu vagonu önüne katarak hızlıca fırlattığını gördüm. Sonra ben kaçtım ve bir kaç arkadaşımla birlikte kurtulduk."dediği öğrenildi.

Haberin Devamı

DENETİM SIRASINDA BAZI GALERİLERİ KAPATTIK

Elibol, ifadesinde geçen yıl Mayıs ve Haziran ayında denetim yapılacağını öğrendiklerini, bunun üzerine mühendislerin talimatı üzerine bazı galerileri kapattıklarını iddia etti. Elobil ifadesinde, "Ben ekibimle birlikte, haritada (maden ocağına ait harita) 6'ıncı baraj yazılı noktadan daha aşağıya doğru çatallaşan iki galeriden sağ taraftaki galerinin giriş kısmını tahta çakarak ve üstünü çamurla sıvayarak barajladım. Denetim biter bitmez tekrar şefin talimatıyla burayı açtım. Barajladığım bu noktanın arkasında çalışmaya, kömür çıkartmaya devam ediyorduk. Bu denetimden sonra yine 2014 yılı 7'nci ayın içerisinde müfettişlerin ocağa denetime geldiklerini duyduk. Bu defa denetim döneminde iş veren beni ve bir kısım arkadaşları üç gün ücretsiz izine gönderdi. Duyduğum kadarıyla bu denetimde de ocağın belli kısımları barajlanıp kapatılarak müfettişlerin gezmesi engellenmiş. Her denetim döneminde işçilerin bir kısmı ücretsiz izne gönderiliyordu. Bundaki amaç müfettişler işçi sayısının kalabalığı görerek ocağın büyüklüğünü anlamalarını engellemekti." dediği öğrenildi.

Haberin Devamı

FACİANIN OLACAĞI BELLİYMİŞ

Haberin Devamı

Maden’de usta olarak görev yapan Abdullah Deveci, yeni maden yasasından sonra eylül ayında ocakta üretimin durduğunu ve ekim ayı başında yeniden çalışmaya başladıklarını belirtti. Çalışmaya kaldıkları 3’üncü başyukarı kısmından devam ettiklerini belirten Deveci, “ Bacanın sol tarafından sürekli kayma oluyor ve bu taraftaki kömür nemli olarak kendiliğinden sökülüp, kayıp geliyordu. Bunun üzerine kayan o kömürleri sürekli alıp orayı temizledik. Ancak her defasında bağ atmak istediğimde kömür yeniden nemli bir şekilde kaydığından dolayı bir türlü o tarafa bağ atamadık. Sürekli orayı temizlemek durumunda kaldık. En son 26 Ekim 2014 günü ben 08:00 - 16:00 vardiyasında yine 3'üncü baş yukarının tepesindeki bacada çalışma yaparken yanıma şef Recep(faciada hayatını kaybetti) ile mühendis Cemile Karaca geldiler. Ben , onlara bacanın sol tarafındaki açık şekilde belirgin kaymayı ve nemli kömürü gösterdim. Bir türlü buna çözüm bulamadığımı, bu tarafa bağ atamadığımı söyledim. Şef Recep, bana ne olursa olsun, bu bacaya devam edeceğimizi, bunun formülünün, çözümünün olduğunu, bacanın sürekli kaymanın olduğu sol tarafına önce bağ atmamı, sonra buraya domuz damı yapmamı , bu sayede kaymayı engelleyeceğimizi söyledi."dedi.

Aynı bölümde çalışan Durmuş Altın da, ifadesinde "Olay günü su basması olayının olduğu vardiyadan bir önceki vardiyada 3'üncü Başyukarıda tahkimat yapmaya çalışıyordum. Ancak 3'üncü başyukarının baca kısmında bacanın sol tarafındaki kömürler gevşek olduğundan ve nemli kömür sürekli geldiğinden ben bu kısma tahkimat yapamadım. O nedenle bu vardiyada ustamız Abdullah Deveci ile birlikte sürekli bu taraftan gelen gevşek kömürleri temizleme ile uğraştık. Sol taraftaki gevşeklik bir türlü bitmediği için vardiya sonuna kadar buraya tahkimat atamadık. Vardiya bitimi ben ocaktan ayrılarak evime gittim. Daha sonra su basması olayını duydum.’’dedi.

AYNI ESKİ OCAK NEDENİYLE İKİ KEZ SU BASTIĞI İDDİASI

Atölye şefi Ahmet Karapınar da, 2011 yılında ocağın 900 kotunda faciaya neden olan eski ocağın bacasıyla karşılaştıklarını o sırada kömürün nemli olduğunu gördüğünü ama ertesi günü olan tatil gününde ocağa su biriktiğini ve o biriken suyu da 7-8 gün içinde tahliye ettiklerini ve süreçte de üretimin durduğunu öne sürdü. Karapınar, o dönem tahliye ettikleri suyun ise yaklaşık 25 ton civarında olduğu ve tatil gününe denk gelmeseydi o zaman da bir facia yaşanabileceğini öne sürdü. Has Şekerler Madenciliğe ait ocağın kurulduğu günden itibaren çalıştığını belirten Durmuş Çoksöyler de, 2010 yılında 923 kotunda faciaya neden olacağın imalatının başyukarısının tepe kısmının biraz aşağısındaki bir noktaya çok yaklaştıklarını belirterek," Ancak biz o esnada bu durumu farketmedik. Vardiya bitiminde o noktayı boşalttık. Bizden sonra bir başka noktada çalışan işçi arkadaş o noktaya kürek almaya gittiğinde bu bacanın yukarısındaki desenderenin yaklaşık orta noktasına kadar tamamen suyla dolmuş olduğunu görmüş. Bu durumu mühendislere ve diğer yetkililere haber vermiş. Bunun üzerine biz oraya giderek 3-4 gün boyunca orada biriken suyu ocak dışına tahliye ettik."dedi.

Çoksöyler,"Eski ocağın bu bacasını taradık, buradaki kömürü çektik. Daha sonra bu bacayı ilerletmeyerek, tekrar aşağı kısımdaki bizim açmış olduğumuz bacayı çalışmaya devam ettik."dedi. Çoksöyler, 2011 yılında da 900 kotunda su baskını olduğunu ve suyu tahliye ettiklerini öne sürdü.

16 KİŞİ YARGILANACAK

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede halen tutuklu olan Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Liynit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şerketin teknik nezaretçisi Ali Kurt'un da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçundan yargılanması talep ediliyor. Aynı suçtan yargılanacak olan teknik nezaretçi Ali Kurt'un, ayrıca ‘Özel belgede sahtecilik’ suçundan da yargılanması talep edildi. Diğer 2 sanıktan, Has Şekerler Madencilik şirketi işçilerinden barut biriminde görevli N.Ö., imza yetkisi olmadığı halde şirkete ait bazı belgelere imza attığı gerekçesiyle ‘Özel belgede sahtecilik’ suçundan, puantör M.A. da yaşanan faciayı hemen bildirmediği iddiasıyla ‘ Bildirim yükümlülüğü ihlali’ suçundan yargılanması savcılık tarafından istendi. Bilirkişi raporunda MİGEM'de asli kusurlu bulunmuştu. Savcılığın iddianamesinde de kamu görevlileri hakkındaki soruşturmanın devam ettiği bunun içinde soruşturma izni talep edildiğini ve dosyanın da ayrı tutulduğu belirtildi.

BİLİRKİŞİ RAPORU

Facia ardından hazırlanan bilirkişi raporunda Saffet Uyar ve Abdullah Özbey ile MİGEM (Maden İşleri Genel Müdürlüğü) asli kusurlu, diğer şüpheliler tali kusurlu bulundu.