Gazete Vatan Logo

Erdoğan'dan İsrail'e uyarı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'deki 'ezan yasağı' tartışmalarına ilişkin "Yakın dönemde ezan konusunda yaşanan tartışmaları son derece tehlikeli buluyorum." dedi.

Erdoğan'dan İsrail'e uyarı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs Platformu Sempozyumu'nda konuştu.

İşte konuşmasından satır başları

  • 15 Temmuz'da meydanlara koşan tüm Filistinli kardeşlerime minnattarlığımı ifade etmek istiyorum. Sizleri ülkemizde misafir ediyor olmak bizim için iftihar meselesidir. Filistin davasını sahiplenmek yumrukları ve ellerindeki taşlarından başka silahı olmayan çocukların görevi değildir.Filistin'de yarım asırdır süren işgalin davacısı ve takipçisi olarak buraya geldiniz.
  • Bir çocuk düşünün her gün namlusu kendisine çevrilmiş silahların gölgesinde okula gidiyor.
  • Filistin'de her gün kendini tekrar eden bir zulüm ve baskı vardır. Sayısız BM kararlarına rağmen bu yarım asırdır katmerlenerek devam ediyor
  • Filistin halkıyla uluslararası dayanışma gününde sizleri misafir ediyor olmak bizim için iftihar meselesidir. Filistin'e sahip çıkmak, Filistinli çocukların görevi değildir. Bu tüm Müslümanların müşterek davasıdır, vazifesidir. Kudüs Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Zekeriya gibi nice peygamberlerin vatanıdır. Kudüs Darüsselam'dır. Tüm insanlığın aynası, özeti olan Kudüs miraç hadisesiyle arşı alaya açılan kapıdır.
  • Kudüs'ü zaman ve mekan olarak bölge gayretlerinin arttığı dönemde icra edilen bu toplantı önem taşıyor. Parlamentolararası Kudüs Platformu Filistinli kardeşlerimize güç kaynağı olmuştur. Kudüs'ün yalnız olmadığını herkese ilan ettiniz. Bu toplantının akabinde, platformun daha da güçleneceğine inanıyorum.

  • Bir çocuk düşünün. Her gün namlusu kendisine çevrilmiş silahların gölgesinde okula gidiyor. Bir genç düşünün. Geleceğe dair hayallari dikenli tellerin vahşiliğinde kayboluyor. Bir kadın düşünün yıllarca gözü gibi baktığı evi bir anda buldozerlerle üzerine yıkılıyor. Bir baba düşünün sudan sebeplerle çocukları hapse atılıyor. Bir millet düşünün meskunu oldukları öz yurtlarında horlanıyor. Filistinli çocukların, gençlerin, kadınların, babaların her gün yaşadıkları hayat budur. Filistin'de hergün kendini tekrar eden baskı ve zulüm düzeni vardır. Bu adaletsizlik tüm dünyanın gözü önünde yarım asırdır katmerlenerek devam ediyor.

  • 1 milyar 700 milyonluk İslam aleminin içini yaralayan bu tablo değişmedikçe kalıcı huzurun olması mümkün değildir. Birçok sorunun temelinde buradaki hak haspının yattığı aşikardır. BM kararları bu haksız durumu gidermeye yetmedi. Üstünlerin hukukunun geçerli olduğu bu sistemde kararların hiçbiri uygulanamıyor.

  • 1948 yılından bu yana baskı, tehcir, ayrımcılık politikaları devam etti. Filistin meselesinin BM Güvenlik Konseyi için turnusol kağıdı olduğunu düşünüyorum. Bu durum Müslümanlar nezdinde büyük bir güven kaybı oluşturdu. BM Güvenlik Konseyi gibi kurumlara yönelik güvensizlik DEAŞ gibi örgütlere zemin hazırlıyor.

  • Ortadoğunun kalbindeki bu yara tedavi edilmeden bölgenin huzur ve sükuna kavuşması düşünülemez. İsrail ve diğer ülkeler gerilimi artıracak adımlar atıyor. Filistinlilere yönelik pervasızlaşan saldırılar bunun en çarpıcı örneğidir. Müslümanların ibadetlerini kısıtlayan mütecaviz eylemlere sessiz kalamayız. Mescit'i Aksa'nın içinde yer aldığı Haramül Şerif Müslümanlara aittir, öyle kalacaktır.

  • Yakın dönemde ezan konusunda yaşanan tartışmaları tehlikeli buluyorum. Böyle bir tartışmanın varlığı dahi akıl ve vicdan dışıdır. Bu tartışmanın kimseye faydası yoktur. Bu uygulama yalnızca Filistinlileri değil, tüm Müslümanları rencide etmektedir. Bu konuda endişelerimizi, böyle bir tasarının yasalaşması halinde ne tür tehlikeli sonuçlara yol açabileceğini İsrailli yetkililere ilettik.

  • Kalıcı barış için tek yol 1968 haritası temelinde bağımsız Filistin devletinin kurulmasıdır. Filistin'i tanıyan ülkelerin sayısını 137'nin üzerine çıkarmamız gerekiyor. Bu bir insanlık vazifesidir. Filistin'in İsrail ile aynı şekilde temsil edilmesini sağlamalıyız. Müslümanlar olarak uluslararası planlar yanındaki bu çalışmalar yanında Kudüs'teki tarihi mirasımızın üzerine titremeliyiz.

  • İkinci Dünya Savaşı şartları içinde oluşturulmuş bir BMGK var, artık şartlar değişti. Nerede BM ne yapıyor. Ben BM Güvenlik Konseyi'nin bu halinden adalet beklemiyorum.Sabır sabır dedik en sonunda dayanamadık. Suriye'ye girdik. Niçin girdik bizim Suriye'de kimsenin topraklarında gözümüz yok. Esed'in hükümranlığına son vermek için biz oraya girdik. Orada bir adaleti tesis için varız.

  • 15 Temmuz'da milletim, F-16'ların, bomba yağdıran helikopterlerin, tankların, topların, modern silahların, evet, insanoğluna işlemediğini, işlemeyeceğini gösterdiler. Niye? Onlar hep şehadete yürüdüler. 248 şehit verdik, 2 bin 193 gazimiz oldu. Ama elhamdulillah o FETÖ denilen terör örgütü, bu ülkede hedefine ulaşamadı, ulaşamayacak