Erdoğan'dan iş kanunu düzenlemesi mesajı: Çalışma yapıyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TİSK tarafından düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu’nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, 2024'te asgari ücrette yüzde 49 artış gerçekleştirdik. Yeni asgari ücretle çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü bir kez daha yerine getirmiş olduk" ifadelerini kullandı. Öte yandan Erdoğan 'Hukuk politikaları kurulumuz bünyesinde çalışma hayatımıza ilişkin mevzuat dağınıklığının giderilmesi için çalışma yapıyoruz. Bu çerçevede ortaya çıkacak Türk İş Kanunu ile verimliliği artırabileceğimize inanıyorum. İnşallah bu meseleyi Meclis ve kamuoyunun takdirine sunacağız' dedi.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu kamu, işçi ve işveren temsilcilerini biraraya getirmek üzere 5. kez toplandı. Çırağan Sarayı’nda 'Cumhuriyetin 100. Yılında Çalışma Hayatı' ana temasıyla gerçekleştirilen foruma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Foruma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, işveren temsilcileri ve davetliler katıldı.
"ÇALIŞANLARIMIZI ENFLASYONA EZDİRMEME SÖZÜMÜZÜ BİR KEZ DAHA YERİNE GETİRMİŞ OLDUK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TİSK’e üye işverenlere kayıtlı iş yerlerinde yaklaşık 2 milyon kardeşimiz çalışıyor evine ekmek götürüyor. Konfederasyonumuzun temsil ettiği çalışanlar ve işletmeler ülkemizin milli gelirine 200 milyar dolar ihracatına 100 milyar dolar katkı sunuyor. Yaklaşık 256 milyar dolara ulaşarak rekor kırdığımız 2023 yılı ihracatımıza katkı veren TİSK mensuplarına teşekkürlerimi borç biliyorum. Bölgemizde yaşanan sıcak çatışmalara, krizlere ve küresel ekonomideki artan belirsizliğe rağmen ihracatta kırdığımız bu tarihi rekoru çok kıymetli görüyoruz. Türkiye, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedefine emin adımlarla ilerliyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonumuzun asgari ücret müzakerelerinde de son derece yapıcı bir tavır sergiledi. Görüşmeler, çalışanlarımızın ve işverenlerimizin ihtiyaçları çerçevesinde ülkemizin şartları dikkate alınarak rasyonel bir çerçevede yürütüldü. Yüzde 49 artışla 17 bin 2 lira olarak belirlenen 2024 asgari ücretinin çalışanlarımızla birlikte tüm işverenlerimize de hayırlı olmasını diliyorum. Yeni asgari ücretle çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü bir kez daha yerine getirmiş olduk" dedi.
"ÖNCELİKLİ KRİTERİMİZ AZİZ MİLETİMİZE HİZMETTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2022 yılında hem işverenlerimizin yükünü hafifletmek hem de işçimizin gelirini artırmak amacıyla asgari ücretten gelir ve damga vergilerini kaldırmıştık. Devlet olarak sigortalı başına verilen prim desteğini 500 liradan 700 liraya çıkartarak biz de elimizi taşın altına koyduğumuzu gösterdik. Elbette aslolan pastayı büyütmektir. Bizim amacımız da zaten budur. Türkiye ekonomisi büyüdükçe ortaya çıkacak katma değerden, işçisi, işvereni, emeklisi, memuru, çiftçisi, esnafıyla 85 milyonun tamamı istifade edecektir. Türkiye’nin hem küresel riskleri başarıyla yönetecek hem de hedefleri doğrultusunda ilerleyecek kapasiteye sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. İnşallah işçi, işveren ve kamu olarak hep beraber omuz omuza verecek, ülkemizi güçlendirme mücadelemizi mutlaka zafere ulaştıracağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim ilk ve öncelikli kriterimiz Türkiye’ye ve mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz aziz milletimize hizmettir. Türkiye için çalışan, Türkiye için hayal kuran, Türk ekonomisinin büyümesi, gelişmesi, küresel ölçekte hak ettiği seviyeye ulaşması için taş üstüne taş koyan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Bu ülkeden kazandığını kendisiyle birlikte yine bu milletin refahı, huzuru, esenliği için sarf eden her bir yatırımcımıza destek olmak asli görevimizdir. Şimdiye kadar bu görevimizi layıkıyla yerine getirdik. Artık 21 yılı geride bırakan iktidarlarımızın hiçbir döneminde sermaye ayrımcılığı, sermaye düşmanlığı yapmadık. Bugün bile acı ve utançla hatırlanan 28 Şubat dönemindeki sermayeyi renklere bölen anlayış başta olmak üzere, ülkemiz ekonomisine zarar verecek hiçbir yaklaşımı kabul etmedik; etmeyeceğiz. Korkular ve hassasiyetler üzerinden kampanyaların ülkemize hiçbir fayda sağlamadığını yine o dönemde beraberce tecrübe ettik. Biz milletimizin bünyesindeki hiçbir farklılığı ayrışma vesilesi olarak görmüyoruz. Bu hakikatleri ülkemizin sosyal ve beşeri zenginliğinin nişaneleri olarak kabul ediyoruz. Türkiye’nin hangi kökenden, inançtan ve siyasi görüşten olursa olsun tüm vatandaşlarının katkısına ihtiyaç duyduğunu asla unutmuyoruz" diye konuştu.
"MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATIMIZ TÜRKİYE DÜŞMANLARINA VE APARATLARINA KARŞI ÇOK AĞIR DARBELER İNDİRİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son dönemde milli bekamızın teminatı olan kardeşliğimize yönelik saldırıların özellikle yoğunlaştırıldığına şahit oluyoruz. Çok açık ve net söylüyorum. Bu saldırıların en önemli sebepleri Türkiye’nin kendi hak ve menfaatlerini koruma hususundaki kararlılığıyla Filistin davasındaki dik ve tavizsiz duruşudur. Çoğu çocuk ve kadın 23 bin masumun katledildiği Gazze mezaliminde ülkemiz, Filistinli mazlumlardan yana çok net tavır almış, hakkı ve hakikati korkusuzca savunmaktan çekinmemiştir. İsrail yönetiminin vahşet politikasına karşı tüm dünyada giderek artan tepkilerin gerisinde ülkemizin yürekli duruşunun da payı vardır. Aynı şekilde Milli İstihbarat Teşkilatımız yurtiçinde ve sınırlarımız ötesinde Türkiye düşmanlarına ve aparatlarına karşı çok ağır darbeler indiriyor. Silahlı Kuvvetlerimiz ve emniyet birimlerimiz şer güçlerinin maşalığını yapan terör örgütlerine adeta nefes aldırmıyor. Tam bağımsız Türkiye ülkümüz sadece bir söylem olmaktan çıkıp Allah’a hamdolsun adım adım gerçeğe dönüşüyor. Eski Türkiye’ye alışık olanların bundan rahatsızlık duyması gayet tabiidir. Artık kullanım ömrü bitmiş, küf kokan eski tartışmaları yeniden piyasaya sürme girişimleri asla masum değildir. Vatandaşlarımızı köken, inanç, hayat tarzı, kıyafet üzerinden ayrıştırmak isteyenlerin amacı en büyük gücümüz olan milli birlik ve beraberliğimizi dinamitlemektir. İç kalemizi çökertme teşebbüslerine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Milletimizin arasına nifak tohumları örülmesine seyirci kalmayacağız. Ne ülkemize ne milletimize ne demokrasimize ne ekonomimize faydası olan 28 Şubat döneminden çok iyi hatırladığımız bu zehirli, bu toksik ve son derece tehlikeli tartışmaları süratle geride bırakmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"85 MİLYON HEP BERABER TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şu cümlelerle devam etti: "Her kim sırf siyasi çıkarları uğruna bu zehirli tartışmalara odun taşıyor, kutuplaşmayı körüklüyor, toplumun sinir uçlarıyla pervasızca oynuyorsa biliniz ki, milletimizin iyiliğini kesinlikle istemiyor demektir. Yürüttüğümüz mücadelenin zorluğu ve bölgemizin durumu ortadayken bizim bu tür yapay tartışmalara, sahte ve sanal gündemlere harcayacak tek bir saniyemiz dahi olamaz. Şayet Türkiye Yüzyılını inşa edeceksek bunu işçisi, işvereni, emeklisi, esnafı, genci yaşlısı, kadını erkeği, Türkü Kürdü, Arapı Sünnisi Lazı ve Alevisiyle hep birlikte yapacağız. Ayrılıklar yerine ortak noktalara odaklanarak 85 milyon hep beraber Türkiye Yüzyılı için güçlerimizi birleştireceğiz. Bunu başardığımızda önümüze çıkabilecek hiçbir engel tanımıyorum. Son 21 yılda başardıklarımız gelecekte yapabileceklerimizin sadece birer başlangıcıdır, öncüsü, girizgahı, müjdecisidir. Çok daha büyük başarılar ülkemizi bekliyor yeter ki biz birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonumuzu güncel siyasi tartışmalara girmeden ama siyaset kurumuyla yakın mesai içinde olmaya da önem veren ilkeli duruşu için ayrıca tebrik ediyorum"
"CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ ASRINDA İNŞALLAH TÜRKİYE YÜZYILI HEDEFİMİZE ULAŞARAK TAÇLANDIRACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Teknolojide yaşanan değişim, diğer alanlar gibi çalışma hayatını ve işverenleri de yakından ilgilendiriyor. Bilhassa dijitalleşme ve yeşil dönüşümü biraraya getiren ikiz dönüşüm çalışma hayatı başta olmak üzere iş gücünü, sosyal paydaşları, ülkelerin küresel rekabetini ve dünya ekosistemini etkiliyor. Ortak Paylaşım Forumu değişim sürecini ön alıcı ve kolektif bir anlayışla yürütmeye dönük anlamlı bir çabadır. Ülkemizin çıkarları doğrultusunda tüm kesimleri biraraya getirmeye matuf forumun özellikle çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Çalışma hayatının Davos’u olarak kabul edilen forumun, kamu, işçi ve işveren arasındaki anlayış birliğini artırarak çalışma hayatının geleceğine ışık tutacağına inanıyorum. Artık geleneksel hale gelen forumun temasının 'Cumhuriyetin 100. Yılında Çalışma Hayatı' olarak belirlenmesi de son derece isabetli olmuştur. Geride bıraktığımız 2023 senesi için de Cumhuriyetimizin 100. yılını şanına, anlamına, önemine yakışır bir şekilde hep birlikte kutladık. Birçok alanda geçmiş yüzyılın kapsamlı bir değerlendirmesini yaptık. Gelecek döneme ilişkin yol haritalarımızı belirledik. Cumhuriyetimizin ikinci asrında inşallah Türkiye Yüzyılı hedefimize ulaşarak taçlandıracağız" diye konuştu.
"ENFLASYONDAKİ İVME KAYBININ ETKİLERİ YILIN İKİNCİ YARISINDA DAHA NET HİSSEDİLECEKTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kısa, orta ve uzun vadeli planlarla hedefimize adım adım yürüyoruz. Ekonomide önümüzdeki 5 yıla ait yol haritamızı 12. Kalkınma Planı Orta Vadeli Program ve 2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programıyla şekillendirdik. Bunun yanında 12. Kalkınma Planı’nda ilk kez ülkemizin 2053 vizyonunu da detaylandırdık. Hem Orta Vadeli Programın hem de 12. Kalkınma Planı’nın hazırlık safhasında iş dünyasında çok yakın istişarelerde bulunduk. İnşallah uygulama aşamasında da yine sizlerle istişare ve diyalog içinde olmayı sürdüreceğiz. Ekonomi yönetimini emanet ettiğimiz arkadaşlarımıza gereken desteği hep verdik, veriyoruz. Bugün de kendilerine ve politikalarına güvenimiz tamdır. Ekonomide alınan kararların tüm jeopolitik riskler ve belirsizliklere rağmen meyvelerini vermeye başladığını memnuniyetle görüyoruz. Son 6 aylık dönemde uluslararası sermaye girişi hızlandı. Rezervlerimiz güçlendi, ani kur hareketleri azaldı, finansman koşulları iyileşti. Merkez Bankamızın toplam rezervi tarihinin en yüksek seviyesine çıkarak toplamda 145 buçuk milyar doları buldu. İhracatta Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Orta Vadeli Programımızın en temel önceliği olan enflasyon meselesinin çözümü için yoğun gayret sarf ediyoruz. 2023 enflasyonumuz yüzde 64.8 olarak gerçekleşti. Hem çekirdek hem manşet enflasyonun son aylardaki düşüş eylemi Orta Vadeli Programımızla uyumludur. Enflasyondaki ivme kaybının etkileri özellikle yılın ikinci yarısında daha net hissedilecektir. Önümüzdeki yılın bu bakımdan herkesi şaşırtan olumlu gelişmelere sahne olacağını düşünüyorumö dedi.
"CARİ AÇIĞI ÖNÜMÜZDEKİ YIL YÜZDE 3’LÜ SEVİYELERE GERİLETMEKTE KARARLIYIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl milli gelirimizin yüzde 5.4’ü düzeyinde gerçekleşen cari açığı bu yıl yüzde 4’e önümüzdeki yıl yüzde 3’lü ve sonraki yıl yüzde 2’li seviyelere kadar geriletmekte kararlıyız. Gümrük Birliği’ni güncelleyerek Avrupa’yla ticari ilişkilerimizi çevre ve teknoloji alanındaki standartlarımızı yükselterek geliştireceğiz. Hükümetlerimizin alameti farikası olan mali disiplinden taviz vermeyecek dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm, yapısal reformlar gibi alanları inşallah daha da güçlendireceğiz. Merkez Bankamızın izlediği politikalarla birlikte finansman maliyetlerinin arttığını görüyoruz. İş dünyamıza yardımcı olmak için yatırımı ve ihracatı destekleyici daha düşük maliyetli finans imkanları oluşturmanın gayretindeyiz. Özellikle yatırım taahhütlü avans kredileri bu imkanlardan sadece biridir. Hem Eximbank kredilerini hem de genel bankacılık sisteminde ihracata verilen destekleri artırmaya gayret ediyoruz. Reeskont kredilerinin maliyet oranlarını ortalamanın oldukça altında tutuyoruz. Her küresel kriz, Türkiye’nin önüne büyüme ve rekabet liginde üst sıralara çıkma konusunda yeni fırsatlar getirmektedir. Siyasi belirsizliklerin azalması, öngörülebilirliğin artması güven ve istikrar ortamının derinleşmesi hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştıracaktır. Ülkemizin risk priminin düşmesi ve reel sektörün uzun vadeli finansmana erişim yollarının çeşitlenmesi bu doğrultuda ümit verici gelişmelerdir. Bu fotoğraf içinde bizi en çok sevindiren husus Ekim ayı verilerine göre istihdamın bir önceki yılın aynı dönemine göre 812 bin artışla 32 milyona ulaşmasıdır. İnşallah bunu koruyacak ve daha da geliştireceğiz. Bizim için en önemli husus vatandaşımızın evine ekmek götürmesini, kendisini ve ailesini muhannete muhtaç etmeden yaşamasını temin edecek bir işinin mutlaka olmasıdır" dedi.
"BİZİM MOTTOMUZ 'YENİDEN İSTANBUL' "
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin her alanda nereden nereye geldiğini en iyi sizler biliyorsunuz. Türkiye’nin son 21 yılı Cumhuriyet döneminin altın yılları olarak şimdiden tarihe geçmiştir. Ulaştırmadan turizme, savunma sanayiden teknoloji yer, çevre ve şehircilikten terörle mücadeleye sağlıktan uluslararası yatırımlara kadar aklınıza gelebilecek her alanda çok büyük dönüşümlere imza attık. Şehirlerimizin çevresini tamamen değiştirdik. Ülkemizin nice yılların getirdiği ihmalleri, eksiklerin utancından kurtardık. Çöp, çukur, çamur.İstanbul buydu ama bunlardan İstanbulumuzu kurtararak burada yaptığımız uluslararası toplantıda o zaman dediler ki dünyada İstanbul temiz şehir noktasında bir veya iki numaradır. Bunlar durup dururken olmadı. Süratle çöpten, çukurdan, İstanbulumuzu kurtardık ve ne yazık ki şu anda İstanbul artık o günlerine herhalde yeniden dönmek istiyor. Onun için artık bizim mottomuz 'Yeniden İstanbul'. Buna mecburuz; yeniden İstanbul’u inşa ve ihya etmeye mecburuz. Onun için tabi çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz ve yeniden İstanbul’u inşa ve ihya ederek yolumuza devam edeceğiz" dedi.
"TÜRK İŞ KANUNUYLA ETKİNLİĞİ VE VERİMLİLİĞİ ARTIRABİLECEĞİMİZE İNANIYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece 21 yılda milletimizin asırlık eksiklerini tamamladık, hayal edilen nice eserleri ve projeleri gerçeğe dönüştürdük. Elbette bu tarihi dönüşümden çalışma hayatımız da nasibini aldı. Burada saymaya kalksak saatler sürecek nice düzenlemeyi, nice reformları sizlerle işbirliği içinde hayata geçirdik. Emekçilerimizin ücret ve çalışma şartlarını iyileştirirken işverenlerimizin hak ve hukukunu da korumaya özen gösterdik. Birileri gibi tamamen ideolojik sebeplerle işveren karşıtlığı yapmadık. Birileri gibi istihdam sağlayan yatırımcılarımıza düşmanlık da yapmadık. Hep adaletten ve hakkaniyetten yana olduk. Hayata taalluk eden her konu gibi çalışma hayatı da zamanla yenilenmesi, güncel ihtiyaçlar çerçevesinde reforme edilmesi gereken bir alandır. Hukuk politikaları kurulumuz bünyesinde çalışma hayatımıza ilişkin, mevzuat dağınıklığının giderilmesine yönelik bir çalışma yapıyoruz. Bireysel iş kanunlarına ve bireysel iş hukukuna ilişkin diğer kanunlarda yer alan düzenlemeleri tek bir temel iş kanunuyla bütüncül bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede ortaya çıkacak Türk İş Kanunu ile etkinliği ve verimliliği artırabileceğimize inanıyorum. Hazırlıklarımızı tekemmül ettirdikten sonra inşallah bu meseleyi meclisimizin ve kamuoyumuzun takdirine sunacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Ortak Paylaşım Platformu’nun başarılı geçmesini ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum" diye konuştu.