Erdoğan: İslam aleminin başına musallat olan o örgütler...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya Büyükşehir Belediyesi Spor Salonu ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Hazreti Mevlana'nın 742. Vuslat Yıl Dönümü Programı"na katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün, İslam aleminin başına musallat olan örgütlere baktığımızda hepsinin de Mevlana'nın en önemli temsilcilerinden biri olduğu sevgi medeniyetimizin düşmanları olduğunu görürüz. DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebab, El Kaide gibi örgütlerin İslam'a ve Müslümanlara verdiği zararı tarih boyunca pek az düşman gerçekleştirebilmiştir" dedi.
Programdaki konuşmasına "Vefatının 742. seneyi devriyesinde coğrafyamızın ve medeniyetimizin temel sütunlarından olan Mevlana Celaleddin Rumi hazretlerini rahmetle, hürmetle yad ediyorum" diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizlere bugün bir Şeb-i Arus'a, bir düğün gecesine kavuşmayı nasip ettiği için Rabbimize hamd ediyorum" dedi.
Mevlana'nın Hak aşkının ve insan sevgisinin derin ve samimi olduğunu işaret eden Erdoğan, aradan geçen yıllara rağmen milyonlarca insanın Mevlana'nın eserleri vasıtasıyla kendi gönül dünyasında aynı yolculuğa çıkabildiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette bugün son ve ebedi Vatanımız olarak sımsıkı sarıldığımız bu coğrafyaya gönülleri fethederek, mührümüzün vurulmasında da Mevlana hazretlerinin çok büyük emeği, çok büyük katkısı vardır. Mevlana hazretleri, aynı pınardan beslenen Yunus Emre'yle, Hacı Bayram-ı Veli'yle, Hacı Bektaş-ı Veli'yle ve diğer gönül sultanlarıyla birlikte Anadolu'yu adeta bir hamur gibi yoğurarak medeniyetimizin kalesi haline getirmiş, bu yolda hizmet etmiştir" diye konuştu.
Mevlana'nın, "Zor diyorsun, zor olacak ki imtihan olsun" şeklindeki vecizesinde işaret ettiği imtihanı başarıyla verdiğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vesileyle medeniyetimizin ve coğrafyamızın tüm gönül sultanlarını bir kez daha sevgiyle, tazimle anıyor, Allah hepsinden razı olsun diyorum" ifadesini kullandı.
Mevlana'nın aşkla, sevgiyle, dostlukla, teslimiyetle birlikte, mücadelenin, umudun, zorlukların üstüne gitmenin de sembolü olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz de Mevlana Hazretleri gibi bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur gibi üstümüze yağsa da rengarenk gökkuşağının yağmurdan sonra çıkacağını bilmeli, bu gerçeği asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Tarih boyunca insan için en büyük korku nedir? Ölümdür değil mi? Oysa Mevlana Hazretleri ölümü bir düğün gecesi kabul ediyor. Bizim milletimiz işte bu anlayışla medeniyetler beşiği olduğu kadar medeniyetler mezarlığı da olan Anadolu'yu kendine yurt yapmıştır. Başkenti önce İznik sonra Konya olan bu topraklardaki ilk devletimizi malum 1075 yılında kurduk. O tarihten beri Türkiye Cumhuriyeti'nin son temsilcisi olduğu kesintisiz bir devlet geleneğini Anadolu'da yaşattık, yaşıyoruz ve yaşatıyoruz. Bin yıldır bu topraklarımızın vatanımız olarak kalmasını, ölümü düğün gecesi olarak gören işte bu idrake borçluyuz. Bugün de ülkemizin, milletimizin karşı karşıya olduğu sıkıntılarla aynı inançla mücadele ediyoruz. Hak ve hakikat yolunda mücadele etmek, bu uğurda eza, cefa çekmek, gerekirse şehit düşmek, gazi olmak bizim için şereflerin en büyüğüdür, en yücesidir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletçe en mümeyyiz vasfımız olan gönlümüzün zenginliğinin ve yüreğimizin sağlamlığının gerisinde ecdadımızın mirası vardır" ifadesini kullanarak, şöyle konuştu:
"Bizim tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgumuz ilhamını bir tarafıyla Mevlana'dan, Yunus'dan, Hacı Bayram'dan bir tarafıyla da Sultan Alparslan'dan, Osman Gazi'den, Fatih'ten, Kanuni'den, Gazi Mustafa Kemal'den alıyor. İnşallah bize kadar ulaşan bu emaneti bizden sonraki nesiller de yere düşürmeyecektir. Mevlana Hazretleri 'Mum olmak kolay değildir, ışık saçmak için önce yanmak gerekir' diyor. Biz bugün bu mücadeleyi vereceğiz, bu sıkıntıları çekeceğiz ki sonrasında kendimizle birlikte tüm kardeşlerimize, tüm insanlığa faydamız dokunabilsin. Balığa denizden başkasının azap olması gibi, bizim için de başka türlü davranmak eziyetlerin en büyüğüdür."
"Unutmamalıyız ki metalaştırdığımız her değer bizim olmaktan çıkar"
Erdoğan, "Hazreti Mevlana'yı anmak demek, her şeyden önce onu anlamak demektir. İnanç dünyamızın diğer sembolleri gibi Mevlana Hazretleri konusunda da suretten sirete, sözden öze doğru bir yönelişe ihtiyacımız var" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kuran-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerin, Mevlana'nın gönül pınarından süzülen bir yorumu olan, kolay anlaşılması için yaşadığı dönemin günlük hayatından örneklerle bezenen eserleri bizim için kıymetli birer hazinedir. Herkesin istifadesine açık bu hazineyi hep birlikte çok iyi değerlendirmeliyiz. Hazreti Mevlana'nın aşkının cezbesinin, vecdinin bir tezahürü olan semanın ifade ettiği anlama uygun şekilde ve uygun yerlerde icra edilmesini doğrusu önemli görüyorum, bunun da altını çiziyorum.
Unutmamalıyız ki metalaştırdığımız her değer bizim olmaktan çıkar. Mevlana Hazretlerini ve emanetlerini onun muradına uygun şekilde muhafaza etmek hepimizin en başta gelen vazifesidir. Bu noktada en büyük sorumluluk Konya'ya ve Konyalı kardeşlerime düşüyor. Anadolu'nun maddi ve manevi mirasına bugüne kadar sahip çıkan sizlerin bundan sonra da aynı hassasiyeti devam ettireceğinizden hiçbir şüphem yok."
"Hangi bedelleri ödersek ödeyelim, vicdan terazimizi kaybetmeyeceğiz"
"Bugün, İslam aleminin başına musallat olan örgütlere baktığımızda hepsinin de Mevlana'nın en önemli temsilcilerinden biri olduğu sevgi medeniyetimizin düşmanları olduğunu görürüz" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"DEAŞ, Boko Haram, Eş-Şebab, El Kaide gibi örgütlerin İslam'a ve Müslümanlara verdiği zararı tarih boyunca pek az düşman gerçekleştirebilmiştir. Müslümanları, Müslüman kisvesi altındaki canilerle terbiye etme projesi maalesef İslam coğrafyasının her köşesinde işliyor, işletiliyor. Mevlana hazretleri diyor ki 'Acı su da tatlı su da birbirine benzeyebilir, aralarındaki farka dikkat et.' Evet bu suların görünüşleri aynı olabilir ama insan üzerindeki sonuçları çok farklıdır. Bu terör örgütleri, İslam'a ait sembolleri kullanıyor olabilir ama bu onların İslam'ın en büyük düşmanları olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Adaletle zulüm arasındaki farkı, ağaçla dikeni sulamak kadar yakın gören Mevlana'nın o hassas vicdan terazisine bugün tüm insanlığın özellikle de biz Müslümanların çok ihtiyacı olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Yanıbaşımızda 400 bin masumun hayatını kaybettiği, 12 milyon insanın evinden, yurdundan olduğu bir zulüm yaşanırken şu veya bu gerekçeyle buna rıza gösterenler, dikeni sulayanların ta kendisidir. Biz karşımıza kim çıkarsa çıksın, hangi bedelleri ödersek ödeyelim, vicdan terazimizi kaybetmeyeceğiz, elimizdeki suyu ağaçlara vermeyi sürdüreceğiz. Aksi takdirde Mevlana Hazretlerinin huzuruna başımız dik, alnımız ak olarak gelemeyiz."
"Müslümanlar olarak umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz"
Mevlana'nın dertleri ve sıkıntıları Allah'ın yardımı ve sevgisinin bir işareti olarak tavsif ettiğine işaret eden Erdoğan, "Biz de kendimizin ve tüm Müslümanların yaşadığı bugünleri, Rabbimizin bir imtihanı olarak görüyoruz. İnşallah İslam alemiyle birlikte bu imtihandan başarıyla çıkacak, Allah'ın yardımına ve sevgisine mazhar olacağız. Mevlana Hazretleri gibi yoldaşımızın rengine, şekline değil, maksadına ve azmine bakarak mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
Umutsuzlukla imanın bir arada olamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunun için Müslümanlar olarak umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Birliğimizi, beraberliğimizi, uhuvetimiz, kurtuluşumuz yolunda çalışacak, çabalayacak sonra da tevekkül edeceğiz. Tebessümü dahi küfre ve cehalete atılmış bir ok olan biz Müslümanlara yakışan mücadele tarzı işte budur" diye konuştu.
Vuslatın 742. yıl dönümünde Mevlana Celaleddini Rumi Hazretlerini rahmetle yad ettiğini ifade eden Erdoğan, Şeb-i Arus programının gerçekleştirilmesinde emeği geçenleri kutladı.