Erbakan görmezden geldi!
‘Hoca’ya kaset götürdük ama ciddiye almadı’
28 Şubat süreciyle ilgili Meclis komisyonuna bilgi veren Zaman gazetesinin eski sahibi Kaya, o dönem kendilerine YAŞ’tan atılacak subaylarla ilgili toplantının ses kasedinin geldiğini, bunu Erbakan’a sunduklarını söyledi.
Kaya Erbakan’ın önce ciddiye almadığı kasedi sonradan istediğini de anlattı
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na bağlı 28 Şubat alt komisyonu Zaman Gazetesi’nin eski sahibi Alaattin Kaya ile gazetenin önemli yazarlarından Hüseyin Gülerce’yi dinledi. Fethullah Gülen’e yakınlığıyla tanınan Kaya, darbe tehdidinin hala geçerli olduğunu savundu ve “Önde bulunan generallerin ötesinde, halen yürüyen bir çarkın olduğuna inanıyorum” dedi. Kaya, alt rütbedeki subayların önde bulunan generalleri aldattığını, yanlış bilgiler vererek onları yönlendirip, ülkeyi sıkıntıya düşürecek olaylara zemin hazırladıklarını savunurken, bizzat şahit olduğu iki olayı örnek gösterdi. Hurşit Tolon’un Genelkurmay Genel Sekreteri olduğu dönemde, Genelkurmay’ın gazete sahiplerini Güneydoğu’ya götürdüğünü belirterek, şunları anlattı:
“Bu ‘biraz daha yayınlarınıza dikkat edin’ anlamı taşıyordu. Tolon Paşa, Yaşar Büyükanıt’a görev devredecekti. Artık ordudan atılmaların eskisi kadar olmadığını söyledi. ‘Artık bazı paşalarımızın genç çocuklarımız atıldığında ağladıklarını biliyorum’ dedi. Yaşadığı bir olayı anlattı. Kıbrıs’ta görev yaptığı sırada emrindeki yüzbaşı cami müezzininin kızını istiyor. Paşa aracılık ediyor. Kızı alıyorlar. Tolon Paşa’nın hanımı da bilezik alıyor, gelsin elimi öpsün taksın istiyor. Fakat yüzbaşı hanımını getirmek istemiyor. O subayı sonra Genelkurmay’a almışlar. ‘Enteresan şeyler yaptı, mesela makamında namaz kılıyordu. Bir hafta sonra atıyoruz. Dosyasısını görmeni istiyorum’ dedi. Kendisini ziyaret etmemi istedi. Gittim kahvesini içtik. Birine telefon açtı falancanın dosyasını istediğini söyledi. O dosya gelmedi. Tekrar telefon açtı. Bir albay geldi. ‘Size o dosyayı getiremiyorum’ dedi. Tolon’un kalp krizi geçireceğinden korktum. Gelen albay Doğu Silahçıoğlu’ydu. Alt makamdaki bir zat, ‘Ben size bu dosyayı getiremeyeceğim’ deme cesaretini gösteriyordu.”
Çiller’den Gülen’e uyarı
Kaya, şahit olduğu Fethullah Gülen ile Tansu Çiller arasında geçen bir konuşmayı da komisyona aktardı. Gülen’in görüşmede Çiller’e bazı bilgi ve belgeler vermek istediğini söyleyen Kaya, “Sayın Gülen ‘Bazı sıkıntılar oluyor, bazı hareketlenmeler var’ dedi. Ama cümlesini tamamlamaya fırsat vermeden Çiller, ‘Lütfen dengeli olalım hocam’ dedi. Gülen ne yapacağını şaşırdı, dosyaları topladı ve çıktı dışarıya. Önemli bir karedir bu” ifadesini kullandı.
Erbakan görmezden geldi
Kaya, bir YAŞ toplantısı öncesi kendilerine ulaşan YAŞ’ta atılacak subaylar ve hükümetten gelecek olası sorulara verilecek yanıtlarla ilgili bir toplantının ses kayıtlarına ilişkin de ilginç açıklamalarda bulundu. Kaya şöyle konuştu:
“O günlerde yine bugünlerde olduğu gibi memleket sever insanların bize gönderdiği bilgi belge kasetler oluyordu. Ordunun içinde veya çeşitli mihraklarda yaşananlar belgelenerek bize gönderiliyordu. Erbakan Hoca ilk YAŞ’ına girecek. Bize gelen ses kaydında geçenler şunlar; ‘Ya bu adam bize sorarsa bir vatandaşın atılması için kaç imza gerekir diye ne diyeceğiz? Herkes bir şey söylüyor, 46 imzada karar kılıyorlar. ‘İyileştirme adı altında bir kısım askerleri geri aldık diyelim’ diyorlar. Kendi aralarında tartışıyorlar anlaşılıyor ki ciddi korkuları var. ‘Bu yaptığımız anayasal suçtur bizi bulsalar yakarlar’ diyorlar. Daha şura olmamış ama o konuşmada atılacakların sayısı 76 olarak geçiyor.”
Komisyon üyelerinin “Kim dinliyor bunları?” sorusuna, “Bugün ele geçen belgeleri kim dinlediyse, o gün de onlar dinliyor” karşılığını veren Kaya, bu kasetleri Erbakan’a götürdüğünü, Oğuzhan Asiltürk ile birlikte içeriği hakkında bilgilendirdiklerini ve “46 imzayı görmek istiyoruz deseniz, çıkartamazlar. 6 isim kim derseniz isim veremezler’ diye uyardık. Ama Erbakan Hoca bunu pek dikkate almadı. Enterensan olanı, Hoca ilk gün YAŞ’a gitmedi. 2. gün gitti. Sonra İzmit’te bir beyanatı oldu; ‘Şurada çok uğraştım 150’ydi 76’ya düşürdüm’ dedi. Daha fazla söylemeyeyim, anlayan anlıyor ne olduğunu” şeklinde konuştu.
Bu olayın üzerinden bir süre geçtikten sonra dönemin Çalışma Bakanı Necati Çelik ile bir görüşmeleri sırasında olayı kendisine anlattığını ifade eden Kaya, “Hiçbir şey söylemedi. Çekti gitti. 1 saat sonra telefonla aradı ‘Hocam kaseti istiyor’ dedi. Dondum kaldım. Hoca’ya daha evvel kaseti götürmüşüm dinlettirmişim, bendeki belgeyi tekrar almak için uğraşıyor. Ne amaçla kullanılacak ben halen bilmiyorum. Çelik’e ‘Rüyamda görmüşüm, kaset falan yok’ dedim telefonu kapattım” dedi.
İktidarınız Bir’in eseri
Kaya, AK Parti iktidarının askerin hatalı tavrının eseri olduğunu da savundu. “Bugünkü iktidarınız bana göre Çevik Bir’in o yanlış adımlarının eseridir. Her ne kadar herkes bir şey söylüyor ama o gün asker yerinde durmasını becerebilseydi, bunlar olmazdı. Bu noktaya gelinemezdi. Herkes görevini yaptı. Allah da yardım etti” ifadelerini kullandı.
AK Partili Feyzullah Kıyıklık bu sözlere, “Bugünkü hareket bugünü meydana getiren insanların toplumla çok iyi kaynaşmalarının becerisidir. Çevik Bir’in marifeti değildir” itirazında bulundu. Kaya ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Hoca’nın aldığı oy milletin teveccühüydü ama asla hazmedemediler. İlk planla Mesut Yılmaz da biz de uğraştık beraber olsun diye ama askerler baskı yaptı Yılmaz hükümetten vazgeçti. Tansu Hanım cesaret etti, ama sonu nasıl bitti gördük. 28 Şubat’ın esas nedeni Erbakan hoca fikriyatının ayakta kalmaması meselesidir. Yılların özlemini duyan millet de onlara oy vermiştir. Halen oy verdiği gibi. Milletle ters düşen insanların hayat hikayesi o.. 28 Şubat bu...”
‘Darbe olmaz denemez her an her şey olabilir’
Gazeteci Yazar Avni Özgürel, “28 Şubat’ın temelinde yatan önemli sebeplerden birisi, Erbakan’ın getirdiği havuz sistemidir” dedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Baş başkanlığında toplanan TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na bilgi veren Özgürel, düne göre azalmış olmasına rağmen ”Türkiye’de artık darbe olmaz” denilemeyeceğini, “her an her şeyin olabileceğini” söyledi. “Yeniden darbe olmaması sizlere, hepimize bağlı” ifadesini kullanan Özgürel, ”AK Parti iktidarı döneminde sermaye yapısı değişti, siyasi yapı değişti, yargıda önemli değişiklikler oldu. Ancak Türkiye’de bu medya yapısı değişmiyor. Bunun AK Partililik ile ya da karşıtlığıyla alakası yok. Üslup, zihniyet, gazetecilik anlayışı açısından söylüyorum. Bu yapı değişmeli” diye konuştu.
Özgürel, “28 Şubat’ın temelinde yatan önemli sebeplerden birisi, Erbakan’ın geliştirdiği havuz sistemidir” dedi.