Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 2015 yılında bir cinsel istismar soruşturmasında ifadesi alınan zihinsel engelli F.B., 2014 ve 2015 yıllarında 92 kişinin defalarca cinsel istismarına maruz kaldığını söyleyip, bu kişilerin isimlerini savcılığa bildirdi. İfadesi alınan F.B., babası öldükten sonra istediği saatte eve gittiğini belirterek, “Bunu fırsat bilip, beni takip eden kişilerin cinsel istismarına uğradım. Bu kişiler bana defalarca tecavüz etti” dedi. F.B., ifadesinde şunları söyledi:
“Bana ilk tecavüz eden E.Ş.’dir. E.Ş.’nin kardeşi M.Ş. beni bir eve götürdü. Ellerimi ve ayaklarımı bağlayıp, ağzımı koli bandı ile bantladı ve tecavüz etti. Tecavüz eden veya ilişkiye girdiğim kişiler sonra başka kişilerle ilişkiye girmemi istedi. Biri evimize gelerek, benimle ilişkiye girmek istedi. Bunu annem gördü. Sonra annemi arayıp, beni evine göndermesini istedi. Gittiğimde tecavüz etti. Durumumu tüm mahalleye ve dedeme söyleyecekleri tehdidi ile tecavüz ediyorlardı. Bıçağı karnıma dayayıp, zorla tenha yerlere götürüp, tecavüz ediyorlardı.”
Bakanlık, ‘bırakmayın’ dedi
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay ise mağdur ailesine ifade değiştirmeleri için baskı yapıldığını belirterek, F.B.’nin annesinin de baskı altında olduğunu söyledi. F.B.’nin gittiği rehabilitasyon merkezinde çalışan A.C., mağdurun sürekli uzun kollu giydiğini, sağ kolunun omzuna kadar darp izi dolu olduğunu, sağ elinin üstünde çizikler olduğunu, bir kez boynunda morluk ve tırnak izi gördüğünü söyledi. Mahkeme, 28 Mart 2017’deki duruşmada 11 sanığın, 21 Eylül 2017 günkü duruşmada ise diğer 10 sanığın serbest bırakılmasına karar verdi. İtiraz eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay, toplanmamış deliller olduğunu belirterek, “Mağdur baskı nedeniyle sürekli ifade değiştiriyor. Anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Sanıklar tutuklu yargılansın” dedi.
Ailemi tehdit ettiler vazgeçtim
Yargılama sırasında şikâyetten vazgeçtiğine dair dilekçe gönderen mağdurun, 25 Eylül günü yeniden ifadesi alındı. İlk ifadelerinin doğru olduğunu söyleyen mağdur, “Sanıkların ailesi tehdit ettikleri için şikâyetten vazgeçtim.
Anlattığım tüm olaylar doğrudur. Sanıklar tarafından çok kez tecavüze uğradım. Baskı altında şikâyetçi olmadığıma dair dilekçe gönderdim. Tüm sanıklardan şikâyetçiyim. Üzerimizde yoğun baskı var. Annemi dövüp para teklif ettiler. Baskı ve dayak yüzünden şikâyetten vazgeçtik” diye konuştu.
F.B.’nin cinsel istismara uğramasına ilişkin sanık N.Y.’nin tutuklu yargılamasına da 22 Kasım 2017 tarihinde 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Savcılık talebi ile kapalı yargılama yapan mahkeme, sanık N.Y.’nin tahliyesine karar verdi. 2 mahkemedeki davalarda tutuklu sanık kalmadı.
Bir de işkence ediyorlardı
21 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İnsan Hakları Derneği, Diyarbakır Barosu
Çocuk Hakları Merkezi ile Kadın Hakları Merkezi de katıldı. Yargılama sırasında ifadesi alınan F.B., zorla, tehdit ve şantaj ile istismara uğradığını belirterek, “Durumumu kimse bilmiyordu. Dedeme söylemek ve bıçakla öldürmekle tehdit ettiler. Tehditlerden dolayı sesimi çıkaramadım. 2 sanık ilişki sonrasında bana eziyet ediyor, eve gitmemem için dövüyorlardı. Üzerimde sigara söndürdüler.”
İlçedeki her meslekten var
Diyarbakır Çocuk İzlem Merkezi’nde yeniden ifadesi alınan F.B., bir şüphelinin yaklaşık 200 kez, bir şüphelinin ise ölüm tehdidi ile 100 kez kendisine cinsel istismarda bulunduğunu belirtti. Mağdurun ifadelerinde 92 isim tespit eden güvenlik güçleri, beyanlara göre F.B.’nin zorla veya kendi rızasıyla 2 yıl içerisinde en az 653 kez istismara uğradığını belirledi. Verdiği isimlerin bazılarının kardeş olduğunu söyleyen mağdur, istismarda bulunanlar arasında kuzenleri ve akrabalarının da olduğunu ifade etti. İfadelerde ismi geçen kişilerin, taksici, okul temizlik görevlisi, kuyumcu, belediye görevlisi, lokantacı, kamu görevlisi, itfaiyeci, kıraathaneci, kasap, elektrikçi, aşçı, kuaför ve kırtasiyeci oldukları belirlendi.
Neye uğradığını anlamadı
Savcılık, F.B.’nin cep telefonu kayıtlarındaki incelemede, mağdurun isimlerini verdiği 92 kişiden 10’unun 2016 yılında, 12’sinin ise 2017 yılında kimlikleri tespit edildi. Kimliği tespit edilen 22 şüpheli, 2016 ve 2017 yıllarında tutuklandı. İfade sırasında mağdurun yanında olan psikoloğun hazırladığı raporda, F.B.’nin yaşından daha düşük zekâ yaşına sahip, saf ve çocuksu biri olduğu ve cinsel istismara uğramış olabileceği belirtildi. İç beden muayenesinde ise mağdurun hem fiili livataya maruz kaldığı hem kızlık zarının yırtıldığı belirlendi. Başka bir raporda ise yüzde 50 engel durumu olan mağdurun, cinsel istismarın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmediği belirtildi.
Üç iddianame 43’er yıl
Soruşturma sonucunda, mağduru telefonla aradıkları tespit edilen 10 kişi hakkında 25 Ekim 2016, 11 kişi hakkında 26 Nisan 2017 ve 1 kişi hakkında ise 22 Eylül 2017 tarihinde, ‘Çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘Cinsel amaçla kişiyi alıkoyma’ suçlarından 9’ar yıldan 43’er yıla kadar değişen oranlarda hapis istemiyle 3 ayrı iddianame hazırlandı. Bazı şüphelilerin kıza rızasıyla cinsel istismarda bulunduğu belirtilen iddianamede, 14 yaşındaki mağdurun rızasının geçerli olmadığı ifade edildi.