En iyi 10 soru ve Gül’ün cevapları
’Cumhurbaşkanı’na Sorun’ uygulaması kapsamında toplam 13.750 soru geldi
İnternet üzerinden yapılan oylamayla halkın en beğendiği 10 soruyu soran 10 kişi, Çankaya Köşkü’ne giderek sorularını bizzat Cumhurbaşkanı Gül’e sordu...
Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından herkesin istediği soruyu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sorabilmesine olanak sağlayan “Cumhurbaşkanına Sorun” uygulamasına kısa sürede toplam 13.750 soru geldi.
5 saat Köşk’te kaldılar
Bunların arasından 220’si halk tarafından 20 Ocak tarihine kadar oylandı ve en iyi 10 soru belirlendi. Cumhurbaşkanlığı yetkilileri, soru sahiplerine elektronik posta yoluyla ulaştı ve o isimleri Çankaya Köşkü’ne davet etti. Ankara’ya gelen soru sahipleri Gül ile buluşarak yüz yüze soru sorma fırsatı yakaladı. Dün öğle saatlerinde Cumhurbaşkanlığı’na giden 10 vatandaşa Müze Köşk gezdirildi, Çankaya Köşkü’nün bazı birimleri tanıtıldı. Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Kemal İlter ve Cumhurbaşkanlığı’nın bazı yetkilileriyle öğle yemeği yiyen konuklar, daha sonra Cumhurbaşkanı Gül ile buluştu. İşte o sorular ve cevapları...
BM Genel Sekreteri olsanız....
- “Son yıllarda uluslararası örgütlerde yönetici pozisyonlarına Türklerin gelmesi olağanlaştı. Sizin de göreviniz sonrasında böyle bir düşünceniz var mı? BM Genel Sekreterliğine gelseniz, BM’ye nasıl bir işlevsellik ve vizyon katarsınız?” İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencisi Çağdaş Yıldız
CEVAP: “BM Genel Sekreterliği seçimleri çok hassas, uluslararası dengeleri ve kotaları olan bir sistem. Ben şahsi olarak hiç düşünmedim doğrusu. Türkiye’nin de böyle bir niyeti, beyanı olmadı. Zaman zaman görüyorum, duyuyorum; böyle düşünenler oluyor.”
Yabancı dildeki tabelalar konusu
- “Yabancı dilde tabelalar giderek artıyor. Bunun önüne geçmek için yetkililer çalışma yapıyor mu? Herhangi bir komisyon görevlendirildi mi?” Edebiyat öğretmeni Bekir Orhan
CEVAP: Günümüz dünyasında kültürler arasında etkileşim var. Devletin kültür politikası çerçevesinde Türk kültürünü öne çıkartmak ayrı bir mesele ama bu konularda yasak getirmek, hukuki düzenleme yapmak başka bir şey. Yasakçı bir zihniyet, kendi öz kültürümüze güvenmeyen bir davranış olur ama kendi kültürümüzü destekleyerek, zenginliğini öne çıkartıcı politikalarla bunu dolaylı olarak sağlamak bir görev diye düşünürüm.”
TV programlarının seviyesi çok düşük
“Televizyonların özellikle gündüz kuşağı yayınları ve diziler hakkında ne düşünüyorsunuz, daha kaliteli programlar için RTÜK’ün daha etkin çalışması gerikir mi?” Ankara Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Melek Karacaoğlu
CEVAP: “Bu yönde çok duyum alıyorum, şikayetler var; kalitenin, seviyenin düştüğü yönünde. RTÜK bunları inceliyordur ve eminim ki çalışmaları vardır. Buralarda da yasakçı zihniyetle yaklaşırsak sonuç alamayız ama özendirici bir şekilde herkesin kendi içinde otokritik yapması, toplantılar yaparak, ortak şikayetlere önem vermesi sağlanırsa mesafe alınabileceğini düşünüyorum.”
‘Her yer bina, oyun yeri yok’ şikayeti
“Her yer alışveriş merkeziyle doldu ve çok fazla bina inşaatı var. Çocukların uçurtma uçuracağı, misket oynayacağı yer kalmadı. Bu şartlarda çocuklar nasıl çocukluğunu yaşayacak?” İstanbul Üniversitesi çalışma ekonomisi öğrencisi
CEVAP: Her çağın kendine has gerçeği var. Bizim çocukluğumuz bu atmosferde geçti. Türkiye’de şehirleşme çok hızlı. Böyle olunca çok ihmal oldu. Ama son yıllarda bunun farkına varıldı. Çevre bilinci uyanmaya başladı. Büyük parklar, belediyelerin önem verdiği sosyal ihtiyaçları karşılayacak imkanlar, kaynaklar ayrılmaya başlandı. Doğru istikamette geri dönüşün başladığını ifade edebilirim.”
Sayısı artan dershaneler
“Eğitim sistemimizdeki en büyük yara, dershanelere mahkum edilen öğrenci ve aileler. Çözüm öneriniz nedir?” Endüstri mühendisi Nesibe Şahin Akar Yıldız
CEVAP: “Yarış söz konusu olunca, imtihanla öğrenciler üniversiteye alınmaya başlayınca kaçınılmaz olarak dershaneler ortaya çıktı. Maalesef İyi bir sistem değil bu. Son yıllarda üniversite sayısı artınca, kontenjanlar çoğalınca dershane sayısında azalma başlamış. Sorular gelince, ilgili kurumlardan bilgi aldı arkadaşlarımız. Son yıllarda azalmış. 4.500’lere kadar ulaşan dershane sayısı şimdi 4 binin altına düşmüş.”
Bor madeni niye işlenmiyor?
“Bor madeninin yüzde 80’ine sahip olan Türkiye, bu madeni işleyip satmak yerine neden ham madde olarak ucuza satıyor?” Gazi Üniversitesi öğrencisi Merve Kırca
CEVAP: “İyi ki bu soruyu sordun. Çünkü bor konusuyla ilgili kamuoyunda çok fazla yanlış bilgiler var. Türkiye dünyadaki bor rezervinin yüzde 70-72’sine sahip ve uluslararası bor piyasasının yüzde 50’sini elinde tutUYOR. Türkiye’nin yıllık bor madeni ihracatı yaklaşık 900 milyon dolar. Bunun yüzde 92’si işlenmiş, hem de yüksek katma değer verilmiş ve en yüksek seviyeye getirilip öyle satılıyor. Bu kamuoyu tarafından bilinmiyor.”
Emeklilik yaşı ve genç işsizler
“65 yaşındaki insanlar çalışırken, 20-35 yaş arasında 3 milyonu bulan genç işsiz var. Bu gelir adaletsizliği nasıl çözülür?” Çevre Mühendisi Yunus Koç
CEVAP: “İşsizliğin çözümüyle ilgili yol değil bu. Çünkü Türkiye, daha önce bunları denedi. 40-45 yaşında emekli olanlar vardı. Ama uzun dönem içinde gördük ki bu, sosyal güvenlik sistemini çökertti. Sosyal güvenlik sisteminin çalışmayan, üretmeyen insanlara maaş vermesi... Bu o kadar büyük bir yük oldu ki 2 kişi çalışıyor, 3 kişiyi besler hale geliyor. Bu, bütün ekonomide o kadar büyük bir çıkmaza sebebiyet veriyor ve bütçeler sıkıntıya giriyor.”
Araştırma görevlisinin sorunları çözülür mü?
“YÖK’ün yeni açılan üniversitelerin ihtiyacını karşılamak amacıyla öğretim üyesi yetiştirme programı kapsamında hiçbir koşul aramadan atadığı araştırma görevlileri, atandıktan sonra istenmeyen şartlar önlerine konularak işlerinden atıldılar. Bir şeyler yapacak mısınız?” Atatürk Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Neslihan Uzun
CEVAP: “Lisans mezunlarının belli ortalama ve yabancı dilde belli seviyeyi tutturması, olmazsa o seviyeye çıkmayı kabul etmesi gerekir. Böyle olmazsa zaten öğretim üyesi olunamaz. Öğretim görevlisinin belli bir standardın üstünde olması gerek. Konuyu takip edeceğim.”
Polislerin sendika sorunu ne olacak?
“Emniyet mensupları çok ağır şartlarda çalışıyor. Sendikamız yok. Polise sendika hakkı ne zaman verilecek?” Diyarbakır’dan polis Mehmet Emre Onatça
CEVAP: “Polisin ne kadar fedakarca çalıştığını hepimiz biliyoruz. Polise halkın güveni artıyor. Bu öyle bir meslek ki bu mesleğin içine bir ayrımcılık, tarafgirlik girerse Türkiye’yi çok sarsar. 1970’li yıllarda poliste de sendika vardı, Pol-Der, Pol-Bir gibi dernekler vardı. Polis, üniversitelerde olduğu gibi ideolojik olarak bölündü. Ve o dönemler Türkiye’ye bunun çok büyük zararı oldu. Hepimizin korkusu bu. Şimdilik poliste sendikayı biraz daha ileri bir döneme bırakmak gerek.”
Kamuda gıda mühendisi az
“Gıda güvenliğine önem verilmesine karşın niye kamudaki gıda mühendisi sayısı az?” Gıda mühendisi Vahit Akyol
CEVAP: “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan aldığımız bilgiye göre, bakanlıktaki gıda mühendisi sayısı yaklaşık 1.500... Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Maliye Bakanlığından kadro istemiş. Ama ne kadar artarsa artsın, gıda mühendisleri sadece kamuda çalışacak diye bir şey yok. Gıda sektöründe özel sektör, güçlü bir şekilde gelişiyor. Üniversiteye girip, ’diplomayı alınca karşıma otomatik iş çıkacak’ diye bir şey yok. Keşke her üniversite mezununa ’otomatik seni şurada bekleyen iş var’ denebilse.”
‘5’inci soru benimdi Köşk’e çağırmadılar’
Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde en fazla oy alan sorulardan biri de askeri öğrencilerle ilgiliydi. Amasya’da yaşayan Musa Taş sitede şu soruyu sordu: “Mağdur Askeri öğrenciler ve aileleri olarak askeri okullardan atılan ve ayrılmak zorunda bırakılan öğrencilerin, ağır tazminatları ve iadei itibarları hakkında bir iyileştirme yapacak mısınız?” Bu soru 124.614 kişi tarafından beğenilerek en fazla beğenilen 5. soru oldu. Ancak Musa Taş, dün yapılan toplantıya çağrılmadı. Taş, kendisine mail gönderilmesine rağmen daha sonra davet edilmediğini iddia etti: “10 Ocak ve 18 Ocak tarihlerinde Cumhurbaşkanlığı’ndan bana mail geldi. Bu maillerde kişisel bilgilerim ve irtibat numaralarım istendi. Bu mail’e cevap vermemem durumunda Çankaya’ya davet edilemeyeceğim yazıyordu. Ben iki mail’e de cevap yazdım ama beni davet etmediler.”