'Emri veren...'
Emekli Korgeneral Hakkı Kılınç, BÇG toplantılarına katılma emrini kimden aldığını açıkladı
28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Korgeneral Hakkı Kılınç, Batı Çalışma Grubu (BÇG) toplantılarına katılma emrini dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman’dan aldığını belirterek “Ben de bu toplantılara jandarmayı temsilen 3-5 kere katıldım. Suç işlediğim kanısında değilim” dedi.
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında gözaltına alınan 17 kişiden Korgeneral Tevfik Özkılıç, Tümgeneral Berkay Turgut, Tümgeneral Mehmet Faruk Alpaydın, Tuğgeneral Celalettin Bacanlı, Tuğgeneral Mehmet Ali Yıldırım, Tuğgeneral Metin Keşap, emekli Korgeneral Mustafa Bıyık, emekli Korgeneral Hakkı Kılınç, emekli Tümgeneral Erdal Şenel, emekli Tümgeneral Çetin Dizdar ve emekli Tümgeneral Çetin Saner, sevk edildikleri Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimli tarafından dün sabaha karşı tutuklandı. Emekli Albay Mehmet Mithat Kiziroğlu ve emekli sivil memur Tanju Veli Aydın savcılıkça, emekli Kurmay Albay Erkan Yaykır, emekli Albay Ardan Kıratlı, emekli Astsubay Asım Atak ve emekli Astsubay Abdullah Hoşgür ise mahkemece serbest bırakıldı. Şüphelilerin sorgularında suçlamaları reddettikleri öğrenildi.
BÇG’YE KATILMAM SUÇ DEĞİL
Emekli Korgeneral Hakkı Kılınç, dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman’ın kendisine BÇG’nin istihbari bilgilerinin değerlendirildiği toplantılara jandarmayı temsilen katılma görevi verdiğini belirterek “Ben de bu toplantılara 3-5 kere katıldım. Başka özel bir görev yapmadım. Suç işlediğim kanısında değilim” dedi. Kılınç’ın avukatı Ahmet Çelikten de isnat edilen hükümeti ortadan kaldırma suçuna ilişkin olarak BÇG’ye üye olduğu iddiasının ileri sürüldüğünü belirterek “Söz konusu grup Genelkurmay içerisinde belirli rütbelerdeki kişilerle teşekkül ettirilmiş bir birimdir. Teoman Koman’ın ‘Toplantıya katıl’ demesinin hukuksuz bir emir olmadığı aşikardır. Bu nedenle de müvekkilimin bu emre karşı çıkması söz konusu olamaz” dedi.
SANER: BUGÜN ÖĞRENİYORUM
Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener’i tehdit ettiği öne sürülen dönemin Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Tümgeneral Saner, “BÇG ile karargahta 3 yıl beraber çalışmışız. Fakat ben nerede çalıştıklarını bugün öğreniyorum” dedi. Görevinin MİT’ten ve Emniyet’ten gelen istihbaratları değerlendirmek ve ilgili birimlere dağıtmak olduğunu belirten Saner, “73 yaşındayım, rahatsızlıklarım var. 15 yıldır gözaltına alındığım yerde mütevazı hayatımı devam ettirmekteyim. Sabit ikametgah sahibiyim. Kaçma ve delilleri karartma ihtimalim yok” diyerek tutuksuz yargılanmak istediğini söyledi. Saner’in avukatı Murat Tanfer Türemen ise müvekkilinin adının BÇG listelerinde geçmediğini belirterek “Yapması gereken görevleri yapmıştır. Burada yasaya aykırılık yok” dedi.
“DÜZMECE EVRAK”
Emekli Tümgeneral Çetin Dizdar’ın avukatı Ulvi Tunç, kendilerine gösterilen belgede müvekkilinin rütbesinin tuğgeneral yerine tümgeneral olarak yazıldığına dikkat çekerek “Bu belgenin imza bloğu da gerçeği göstermemektedir. Yazının üst kısmındaki Genelkurmay Başkanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı yazısı dahi yazışma kurallarına uygun yazılmamıştır. Belgedeki isim de yanlış yazılmıştır” dedi. Evrakın “düzmece olarak hazırlanıp savcılığa intikal ettirildiğini” ileri süren Tunç, “Müvekkilim BÇG’deki görevi de TSK’daki emir komuta zincirine uygun olarak yerine getirmiştir” savunmasını yaptı.
BELGELER SONRADAN YAPILMIŞ
Tümgeneral Berkay Turgut da BÇG çalışma alanına girmeye yetkili kişilerin arasında isminin geçtiği belgeyi ilk kez gördüğünü belirterek “Bana böyle bir görev verilmedi” dedi. Kendisine gösterilen propaganda ile ilgili belgenin altında 3 kişiyle birlikte kendisinin de isminin olduğunu belirten Turgut “Belgede imzam yoktur. Belgedeki imza silsilesi sistemimize uygun değildir. En kıdemli kişi daire başkanı olması gerekirken ondan kıdemsiz olan kişi daha alt sıraya silsileyi bozacak şekilde yazılmıştır. Belgede vekil olarak gösterilen Tevfik Özkılıç, o tarihte başkan vekili değildi, başkanımız görevindeydi” ifadesini verdi. Turgut’un avukatları Akın Şenol ve Selen Kılıç da belgelerde “Calibri” denilen yazı stilinin kullanıldığını, oysa bu yazı stilinin Microsoft tarafından 2007’de piyasaya sunulduğuna dikkat çekerek “Belgeler sonradan meydana getirilmiştir. Delil olarak değerleri yok” dedi.
ASKERİ HİYERARŞİYE UYMUYOR
Korgeneral Tevfik Özkılıç, BÇG çalışma alanına girmeye yetkili kişilerin gösterildiği listede Personel Başkanlığı’nda 2’şer yarbay ve albay ile bir binbaşı ismi görüldüğünü belirterek şunları söyledi: “Albaylardan biri benim. İmzalı olan belgede ise bir kurmay subayın görevlendirileceği belirtildiğinden bu belge diğerine uygun olmayıp çelişki arz etmektedir. Belge askeri hiyerarşideki kurallara uygun değil. Personel Yönetim Şube Müdürü Cihangir Akşir benden bir yıl kıdemli olmasına rağmen sanki benden kıdemsizmiş gibi sıralamaya yazılmıştır. Belge sonradan düzenlenmiş dijital bir çıktıdır.” Özkılıç’ın avukatı Haluk Pekşen de CD’deki yazı karakterini Microsoft’un 2007 yılında icat ettiğini ileri sürerek “2007’de üretilen yazı sistemi, 1997 yılında resmi olarak Genelkurmay’da kullanılan sistemin içerisine entegre edilmeye ve bir suç üretilmeye çalışılmıştır” dedi.
ERKAYA’NIN DAMADINA ‘MEKTUP’ GÖZALTISI
Mahkemece serbest bırakılan Albay Ardan Kıratlı, kendisinin gözaltına alınmasına BÇG belgelerinin değil, iki ihbar mektubunun neden olduğunu belirtti. Kıratlı “Aslı astarı olmayan iki ihbar mektubu vesilesiyle bu davaya ilişkilendirilmemin başlıca sebebinin dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı olan merhum Güven Erkaya’nın damadı olmamdır. Türk mahkemelerinin intikam peşinde koşanlara aman vermeyeceğini umarak sizden suçun şahsiliği ilkesi yönünde adalet istiyorum” diyerek tutuksuz yargılanma talebinde bulundu.
O BİR KAHRAMAN, GOOGLE’A BAKIN
Emekli Korgeneral Mustafa Bıyık’ın avukatı Hulusi Çoşkun, “Müvekkilimin görev yeri itibariyle böyle bir oluşumun içerisinde olabilecek durumda değildir. Zira Jandarma Genel Komutanlığı idari olarak İçişleri Bakanlığına bağlıdır. İnternet arama motorlarında irdelendiğinde müvekkilin görevini yapmış bir korgeneral ve hatta kahraman olduğu açıkça görülecektir. Sadece bir yerde ismi geçti diye ceza verilemeyeceği kanısındayız” dedi.
NİYE BURADAYIM, ANLAMADIM
Dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri emekli Tümgeneral Erdal Şenel ise “BÇG ile bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerin çoğu istihbarat ile ilgili görevlerde çalışmalarına rağmen ben adli müşavir olarak onların arasında niye bulunduğumu anlamış değilim. Bana bu BÇG ile ilgili olarak bir takım yazılı emir ile yani Çevik Bir talimatıyla suç duyurusunda bulunma görevi verilmiştir. Bunun dışında hiç bir faaliyetim olmamıştır” şeklinde ifade verdi.
İKİ FARKLI NUMARA VAR
Tümgeneral Mehmet Faruk Alpaydın, BÇG çalışma alanına ait dahili telefonların gösterildiği listede isminin yer aldığını ama belgeden de haberi olmadığını belirterek şunları söyledi: “Bu belgede ismimin altında belirtilen 2752 olarak belirtilen telefon numarasıyla diğer belgede ismimim karşısında 2590 numaralı belirtilen telefon numaralarıı farklıdır. Bu çelişki arz etmektedir.”
Mamak Cezaevi’ne yeni bina yapılıyor
12 EYLÜL dönemine damga vuran 4. Kolordu Komutanlığı’na bağlı General Eşref Akıncı Kışlası’nda bulunan Mamak Askeri Cezaevi’nde dün tutuklanan 6 muvazzaf generalle birlikte tutuklu bulunan muvazzaf subayların sayısı 17’ye çıktı. VATAN’ın edindiği bilgilere göre Mamak Cezaevi’nin hemen yanında başlanan yeni bina inşaatı son aşamaya geldi. General seviyesindeki tutuklu muvazzaflar için koğuşlara buzdolabı ve televizyonlar konulmaya başlandığı iddia edildi.