'Elimizde kan var, özür diliyoruz!'
Dedelerimizin elinde Yezidi kanı var, özür diliyoruz
Diyarbakır'da düzenlenen Uluslararası Yezidi konferansında konuşan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Kürtlerin geçmişte Yezidilere karşı büyük haksızlıklar yaptığını belirterek, "Dedelerimizin ve atalarımızın elinde Yezidi kanı var. Dedelerimizin bu konudaki tavrından dolayı hepimiz damgalıyız. Geçmişteki hatalardan dolayı tüm Yezidilerden özür diliyoruz" dedi.
DTK tarafından düzenlenen ve iki gün sürecek olan Uluslararası Yezidi Konferansı Diyarbakır'da başladı. Büyükşehir Belediyesi'ne ait Sümerpark Resepsiyon salonunda düzenlenen konferansa Yezidilerin dünyadaki lideri Mir Tahsin Sait Beg ve 7 kişilik ruhani heyeti, PKK'nın Irak'taki siyasi kolu olan PÇDK Genel Başkanı Diyar Garip, DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, BDP Milletvekilleri Altan Tan, Özdal Üçer, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in yanı sıra Türkiye, Almanya, Rusya, Ermenistan, Suriye, İran ve Irak'tan gelenYezidi diasporasının temsilcileri katıldı. Konferans öncesi katılımcılar, demokrasi şehitleri ve soykırıma uğrayan Yezidiler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunması dikkat çekti.
"EN BÜYÜK SOYKIRIM HALİT BİN VELİT DÖNEMİNDE YAPILMIŞTIR"
Konferansın açılış konuşmasını yapan DTK lideri Ahmet Türk, tarihte Yezidilerin başına gelen 72 soykırımdan örnekler vererek, "Yezidilere en büyük soykırım Halit Bin Velit döneminde yapılmıştır. Bunu İslamiyet adına yaptıklarını söylemişlerdir. Ancak İslamiyet'in en büyük kitabı olan Kur'an'ı Kerim'de soykırım yapılmasına dair bir şey yoktur" dedi.
"KÜRTLERİN ELİNDE YEZİDİ KANI VAR"
Yezidilerin ilk lideri Şeyh Hadi'nin yazdığı Cidde kitabında dil ve ulusal birliğin ön planda tutulduğunu hatırlatan Türk, "Kürtler bir daha soykırımlarla yüz yüze kalmamak için ulusal birliklerini sağlamalıdırlar. Sultan Selim döneminde Yezidi ve Alevilere karşı büyük soykırımlar oldu. En son Musul'da Yezidilere karşı gerçekleşen saldırıda yüzlerce Yezidi yaşamını yitirmişti. Bu saldırı bizce Yezidilere yapılan 73. soykırımdır. Çok üzgünüm ki, dedelerimizin ve atalarımızın da elinde Yezidi kanı var. Dedelerimizin ve atalarımızın geçmişteki hatalarından dolayı yüzümüzdeki leke duruyor ve hepimiz damgalıyız. Geçmişteki hatalardan dolayı tüm Yezidilerden özür diliyoruz" diye konuştu.
"YEZİDİLERE KARŞI 72 SOYKIRIM YAPILMIŞTIR"
Yezidilerin dünyadaki lideri Mir Tahsin Sait Beg, Kürtler arasında birlik ve beraberlik olması gerektiğini belirterek, "Yezidilere karşı 72 soykırım yapılmıştır. Bu soykırımlar Kürtler arasındaki birlik ve beraberliğin olmayışından kaynaklıydı. Ama bugün hepimiz artık şu inancı taşıyoruz ki, bugün Kürtler arasında birlik ve beraberlik güçlüdür" ifadelerini kullandı.
’KÜRTLERİN, SINIRLARIN DEĞİŞMESİ TALEBİ YOK’
Kürtlerin hep dışlandığını ileri süren Türk, bugün o dışlanma mantığını mahkum eden çalışmayı yaptıklarını söyledi. Türk, şöyle dedi:
"Bundan sonra daha ortak bir çalışmanın kapılarını açmak için, ileride Ulusal Kürt Konferasının alt yapısını hazırlamak için bu konferansı zorunlu gördük. Belki ilk defa Kürtlerle ilgili bir konferans yapılıyor. Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada ilk defa böyle bir konferans yapılıyor. Bu bir başlangıçtır. Bütün çabamız Ortadoğu’nun değişim, dönüşümü yaşadığı bir dönemde Kürtler de kimliğiyle, kültürüyle, siyasi statüsüyle bir yaşamak arzusu. Şunu da ifade etmek istiyorum ki; Kürtlerin gözü sınırlarda değil. Sınırlarla ilgili bir talebi yok. Sınırların değişmesi ile iglili bir talebi yok. Bulunduğu her yerde özgür, statüsüne sahip, özgür yaşayabileceği, birlikte yaşadığı halklarla güven içinde olabilecek bir sürecin arayışı içindedir. Kürtlerin özgürlüğü Türk halkının da özgürlüğüdür. Kürtlerin özgürleşmesi, Ortadoğu’nun da özgürleşmesi anlamına gelir. Burada halklar kazanacak. Milliyetçi söylemlerle halkı karşı karşıya getirecek dönem bitmiştir. Herkesin böyle bir mantıkla olayları irdelemesi gerekir."
’BAŞBAKAN’IN GÜNÜ GÜNÜNE UYMUYOR’
Konuşmasında Başbakan Erdoğan’ı da eleştiren Türk, "Başbakan’ın bir günü bir gününe uymuyor. Bazen umut veren bir konuşma yapıyor. İkinci gün bütün umutları ortadan kaldıran bir öfke ve sinir kriziyle karşı karşıya kalıyoruz. Şu ana kadar bir yol haritası ve proje yok. Ama umut ediyoruz ki herkes yeniden düşünür, bu sürecin barışçıl bir sürece evrilmesi konusunda daha ciddi bir yaklaşım içinde olunur" dedi.
CEZAEVLERİNDEKİ AÇLIK GREVLERİ
Cezaevlerindeki açlık grevlerinin bazı cevaevlerinde 36 güne girdiğini ve kritik bir aşamaya geldiğini belirten Ahmet Türk sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz açlık grevlerinde verilen mesajların bütün toplum tarafından desteklenmesini istiyoruz. İnsan canını ölüme yatırırken, özgürlüğü için yatırıyor. Bugün mahkemelerde ana dilde savunma hakkı yok. Anadilde eğitim hakkı yok. Sayın Öcalan’ın İmralı’da tecrit altında oluşu, barışa katkı sağlayamayacak bir konumda olması Kürtler için önemlidir. Bu açlık grevlerinde verilen mesajlar bunlardır. Bu talepler tartışılmadan bunun sonlandırılmasını istemek anlamlı olmaz. Biz bir insanımızın açlık grevinde ölmesini istemeyiz ve çok üzülürüz. Ama sonuçta bazı talepler var. Bunların tartışılması, gündeme taşınması gerekir. Bizde o zaman etkili olabiliriz."