'Eğer böyle devam ederse...'
Murat Karayılan çözüm süreciyle ilgili çok önemli bir açıklama yaptı. Karayılan, "Önümüzdeki hafta çok önemlidir. Türk Devleti'nin şu anki gibi tavrı devam ederse süreç tıkanır. Şu anda tıkanmamış ama tıkanma aşamasındadır" ifadelerini kullandı.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanları Bese Hozat ve Cemil Bayık ile Yürütme Konseyi Eski Başkanı Murat Karayılan 9. Genel Kurul ardından ilk röportajlarını PKK’ya yakınlığıyla bilinen ANF'ye verdi.
PKK’nın Kandil’deki yöneticilerinden Cemal kod adlı Murat Karayılan, Abdullah Öcalan’ın yeni bir sistem geliştirdiğine vurgu yaparak, “Sistem ilerledikçe bu sistemde yeni oluşumlar ortaya çıkıyor. Sistemin daha istikrarlı olması için yeni adımlar atıyor ve yeni perspektifler geliştiriyor. Kongra Gel Genel Kurulu Önder Apo’nun perspektifleri üzerinden gerçekleştirildi. Gerçekten sistemde yenilikler oluşturdu. KCK sisteminde yenilikler yarattı” dedi.
KCK eş Başkanı Bese Hozat, Kongrede çok derin tartışmalar olduğuna dikkat çekerek, “Ortadoğu, Kürdistan, Kürt sorunu ve şu an yaşanılan sürece yönelik yoğun tartışmalar oldu. Diğer önemli konulardan biri ise dört parça Kürdistan’da sistem konusu tartışıldı. Yeni sistemin nasıl olacağına yönelik kapsamlı tartışmalarımız oldu. Sistemin kurulması ve örgütlenmesi konusunda, şimdiye kadar yaşanılan sorunlarla birlikte engel oluşturan konuların nasıl aşılacağına yönelik plan ve projelerle ilgili ortak düşünceler genel kurulda hakim oldu” dedi.
Murat Karayılan, Apo’nun yeni bir sistem geliştirdiğine vurgu yaparak, “Sistem ilerledikçe bu sistemde yeni oluşumlar ortaya çıkıyor. Sistemin daha istikrarlı olması için yeni adımlar atıyor ve yeni perspektifler geliştiriyor. Kongra Gel Genel Kurulu Önder Apo’nun perspektifleri üzerinden gerçekleştirildi. Gerçekten sistemde yenilikler oluşturdu. KCK sisteminde yenilikler yarattı. Sistemde hem genel başkanlığı hem de Başkanlık Konseyini genel sistemden sorumlu kabul etti. Bunu da yeni sözleşme temelinde kabul etti. Bu çerçevede Önder Apo yapılan oylamayla genel delegelerin oylarıyla KCK Genel Başkanı seçildi. Aynı zamanda Önder Apo’nun yardımcıları olarak altı arkadaş, Başkanlık Konseyi Üyeleri olarak seçildiler. Diğer genel kurullardan farklı bir nokta buydu. İkincisi ise Önder Apo’nun belirttiği gibi Eş başkanlık sistemi oluşturuldu ve karar altına alındı” diye konuştu.
SİSTEMİ APO OLUŞTURDU
“Eskiden KCK sisteminde Eşbaşkan seçimi yoktu” diyen Karayılan, “Bizim sistemimizde Önder Apo sistemi oluşturan ve sistemin sorumlusudur. Sistemde KCK Genel Başkanı yoktu. KCK Başkanlık Konseyi de yoktu. Bunlar yeni oluşturuldu ve resmiyeti oluştu” dedi.
9 YILDIR KCK BAŞKANLIĞI YAPIYORDU
Yaklaşık dokuz yıldır KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı’nı yaptığına dikkat çeken Karayılan, şunları söyledi:
“Halkımız ve kamuoyu da biliyor. Bizde reel sosyalizmdeki gibi bir koltuk sahibi oldun mu o koltuğu hiçbir zaman bırakmayacaksın diye bir şey yoktur. Yeni bir model geliştiriyoruz. Bundan yaklaşık dört sene önce değişikliklerin olması gerekiyordu ve kendim de talep ettim. Ama o zaman Önder Apo değişiklik için müsait olmadığını söyledi ve o değişiklik şimdi sizlerin de gördüğü gibi gerçekleşti. Bu çok normal bir değişikliktir. Hareketimiz kadro ve Önderlik hareketidir. Bu bizim genel talebimizdi. Bizim sistemin demokratik karakterinden kaynaklı bu değişiklikler gerekliydi. Ben kamuoyu önünde eşbaşkanların ikisini de kutluyor ve başarılar diliyorum. Başkanlık Konseyinin başarması için bana ne düşüyorsa yapmaya hazırım. Bütün arkadaşlarımız da bunu yapmaya hazırdırlar. Çünkü sistemimizde yenilikler oldu bundan dolayı halkımız, kadrolarımız bu yeni sisteme göre herkesin katılması gerekiyor. Daha güçlü katılmaları gerekiyor. Buda gösteriyor ki hareketimiz ne kadar büyük ve demokratik bir karaktere sahiptir. Yeni modelimizle birlikte mücadelemizde yeni adımların atılması gerekiyor”
APO SİSTEMİ BÜTÜN HALKLAR İÇİN GELİŞTİRİYOR
KCK Eş Başkanlığına seçilen Cuma kod adlı Cemil Bayık, “Bu sistem gerçekten yeni bir sistemdir. Önder Apo bu sistemi sadece Kürt halkı için değil bütün halklar için geliştiriyor. Böyle de anlaşılması doğrudur. Hareketimizin tarihinde ve pratiğimizde çok dikkat çekici şeyler var. Önder Apo bu sistemi geliştirdiyse hem hareketimizin tarihinden hem de insanlığın tarihinden çıkardığı sonuçlardan hareketle bu sistemi geliştirdi. KCK sistemini Önder Apo her geliştirdiğinde bu sistemde eksiklikleri gidermeyi esas alıyor. Çünkü halklar ve insanlık için yeni bir sistem geliştiriyor. Tecrübeleri fazla yok. Pratikte geliştikçe eksiklikleri görüyor, gideriyor ve daha iyi bir sistem geliştiriyor. Sistemde yapılan değişiklikler bu gerçeklikle bağlantılıdır” dedi.
APO’NUN İSTEDİĞİ GİBİ ADIMLAR ATILAMADI
KCK sisteminde bazı adımlar attıklarına değinen Bayık, şunları ifade etti:
“Ama Önder Apo’nun isteği gibi adımlar atılamadı. Yaşanılan bazı eksiklikler oldu. Tabi bunlar sistemden kaynaklı değildi. Yaşanılan sorunlar kadrodan kaynaklıydı yani sistemi oluşturanlarda yaşandı. Yaşanılan eksiklikler neydi? Kadronun temel görevi KCK sistemini oturtmaktı; komün, akademi, meclis ve ekonomi alanlarını geliştirmesi gerekiyordu. Toplumu eğitmesi, halkın iradesini açığa çıkarması gerekiyordu. Ama kadromuz eski paradigmadan kendisini çıkarmamıştır. Halkın iradesini açığa çıkarması gerektiği yerde kendisi öne çıkıyor. Meclisler oluşturması gerekiyor kendisi meclis çalışmalarında yer almıyor. Bundan dolayı da meclis çalışmalarımız gelişmiyor. Bu büyük bir yanlışlıktır. Genel Kurul bu konuları ayrıntılı bir şekilde tartıştı. Kadrolar Meclis içerisinde yer almalı ve çalışmalıdır. Meclislerin kimliğini ve iradesini ortaya çıkarmalıdır. Halkın kendi kendisini idare etmesi gerekiyor. Yani halk kendi kendini yönetmelidir. Halk kendi iradesiyle karar almalı ve kendisini yürütmelidir.”
SÜRECİN TIKANMASINI İSTEMİYORUZ
Sürecin tıkanması istemediklerini belirten Bayık, “Biz tıkanmasını istemiyoruz demokrasi güçleri de sürecin gelişmesinden yanalar. Hatta herkes diyor ki, bakın Kürtler ve özgürlük hareketi atılması gereken adımları attı. Adım atması gereken hükümet ve devlettir. Şuana kadar hiçbir adım atmadılar. Herkes devletten ve hükümetten adım bekliyor. Süreci bitiren bizler değil devlet ve hükümet tarafıdır. Gerçeklik budur. Bundan dolayı onların adım atması lazım. Tam da burada demokrasi güçleri Kürdistan ve Türkiye’de ve ülke dışında sürecin tıkanmasına karşı olanlar devlete niye süreci tıkatıyorsun demelidirler. Devlet ve hükümetten adım atmayı istemeliler. Sadece adım atılmasını da beklememeliler adım atılması için kampanyalar yürütmeliler. Bu sadece Kürt sorununun çözümüyle sınırlı kalmayacak Türkiye’yi demokratikleştirecek ve Ortadoğu’da bir değişimi başlatacaktır. Bu, herkes için güven ortamı yaratacaktır ve herkesin çıkarı buradadır. Bazı konferanslar oldu çalışmalar bunlarla sınırlı kalmamalıdır” dedi.
O İSİMLER BELLİ OLDU
İMRALI Adası’nda çarptırıldığı ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan’ın önerisi üzerine Kandil Dağı’nda yapılan genel kurulda, KCK sisteminde eş başkanlık sistemine geçilirken, bir de Öcalan’a direkt bağlı ve onu temsil eden Genel Başkanlık Konseyi oluşturuldu. Bu konseyde görev alacak 6 kişinin isimleri belirlendi.
KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı’nı 3 dönemdir yapan Murat Karayılan, bu görevini Cemil Bayık ve Bese Hozat’a teslim etti. Oluşturulan ve doğrudan Abdullah Öcalan’a bağlı olan 6 kişilik Genel Başkanlık Konseyi’nde de eş başkanlar Cemil Bayık ve Bese Hozat’la birlikte Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Nuriye Kespir ve Elif Pazarcık yer aldı. PKK’da eş başkanlık sistemine geçilirken örgütün tepe yönetimi olarak 3 erkek ve 3 kadından oluştu.
İmralı’da cezasını çeken Abdullah Öcalan’ı bağlı çalışacak olan 6 kişiden Cemil Bayık örgütün kurucuları arasında yer alırken, hayatta bulunan PKK’nın diğer iki kurucusu olan Ali Haydar Kaytan ve Duran Kalkan ise üst yönetimde yer almadı. ’Sozdar Avesta’ kod adını kullanan Nuriye Kespir ve Cemil Bayık, 6 Mayıs 1996’da Öcalan’a yönelik Suriye’nin başkenti Şam’da düzenlenen bombalı saldırı sırasında Öcalan’ın yanında bulunuyordu.
Mardinli Yezidi olan Nuriye Kespir, daha önce Hollanda’da tutuklanmış ancak Türkiye’ye iade edilmemişti.
Eş başkan olan Bese Hozat, Tunceli nüfusuna kayıtlı olup yaklaşık 20 yıldır dağda bulunurken, Elif Pazarcık’ın ise, Kahramanmaraş nüfusuna kayıtlı olduğu ve 1991 yılından beri dağda bulunduğu belirtildi.
SÜREÇ TIKANMA AŞAMASINDA
KCK sisteminde yapılan değişiklikle 6 kişilik Başkanlık Konseyi’nde yer alan Murat Karayılan, çözüm süreci için önümüzdeki haftanın çok önemli olduğunu; devletin şu anki gibi tavrını sürdürmesi halinde sürecin tıkanacağını söyledi. Karayılan, "Şu anda süreç tıkanmamış ama tıkanma aşamasındadır" dedi.
PKK ile aynı çizgide yayın yapan Fırat Haber Ajansı’na konuşan Murat Karayılan, yaptıkları Kongra-Gel toplantısında çözüm süreciyle ilgili önemli kararlar aldıklarını söyledi. "Toplantıda Kongra-Gel Genel Başkanlık Konseyi’ne süreci takip etme inisiyatifini verdi. Anlık gelişmeleri yorumlayıp ona göre karar alma yetkisini verdi. Mesela adım atılmazsa süreci durdurma kararını ya da sürdürme kararını alabilir" diyen Karayılan, bağımsız bir doktor heyetinin İmralı’ya gidip Abdullah Öcalan’ı sağlık kontrolünden geçirmesi gerektiğini söyledi.
ÖCALAN’IN SEKRETERİ OLMALI
Süreç ilerleyecekse İmralı’da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan’ın koşullarının değiştirilmesini isteyen Karayılan, "Dışarıdan gelen heyetlerle görüşebilmeli. Dışarısıyla irtibatı olmalı. Diğer taraftan yardımcıları ve sekreterleri olmalıdır. Ancak bu şekilde müzakere sürecini yürütebilir" iddiasında bulundu.
KORUCULUK BİTMELİ
Abdullah Öcalan’ın, İmralı’dan hükümet ve devlet yönetimine de mektuplar yazdığını ancak sonuçlarını bilmediklerini söyleyen Karayılan, "Eğer AKP hükümeti önümüzdeki günlerde adım atmazsa süreç tıkanır" dedi.
Önümüzdeki haftanın çözüm süreci için çok ve çok önemli olduğunu da söyleyen Murat Karayılan, şöyle dedi:
"Cezaevleri Kürt siyasetçileriyle doludur. Bütün bunlar süreci zorluyor. Herkes bilmeli ki önümüzdeki bir hafta çok çok önemlidir. Türk devletinin şu anki gibi tavrı devam ederse süreç tıkanır. Şu anda tıkanmamış ama tıkanma aşamasındadır. Kısa sürede bizi ikna edecek adımlar bekliyoruz, eğer bu adımlar atılmazsa süreci onlar tıkatır ve sorumluluğu da onlardadır. Askeri baskı kesinlikle son bulmalı ve koruculuk bitmelidir. Genel kurulumuz bu konuda da karar aldı. Devlet onları başka yönlü değerlendirsin, Kürdistan’da bundan sonra silahlı güçlere gerek kalmamıştır. Bu sistem barışın önünde engeldir. Bu olmazsa gerillanın geri çekilmesi de boşa düşer. Özellikle önderliğimizin devlete gönderdiği mektupta da özel olarak bu konuya değiniliyor."
TABİPLER ODASI'NDAN AÇIKLAMA
Diyarbakır’da bir araya gelen 11 ilin Tabipler Odası Başkanı, Abdullah Öcalan’ın sağlık sorunlarını gündeme getirirek, İmralı Adası’na bağımsız bir doktorlar heyetinin gönderilmesini istedi.
Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt, Şırnak, Van, Hakkari, Ağrı, Bitlis, Muş ve Adıyaman Tabipler Odası başkanları Diyarbakır’da düzenledikleri ortak basın toplantısında, İmralı’da ağırlaştırılmış hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan’ın sağlık durumuna dikkat çekti. Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Kemal Karadaş, Kürt sorunun çözümünde ciddi aşamaların kaydedildiğini, ödenen ağır bedeller karşısında Türkiye halklarının da soruna yönelik barışçıl ve demokratik bir çözüm iradesini ortaya koyduğunu söyledi. Karadaş şöyle dedi:
"Türkiye halkları savaş istememektedir. Bunun bir sonucu olarak demokratik mücadele perspektifi benimsenmiş, barış ve müzakere süreci başlatılmıştır. Tüm Türkiye hakları tarafından bu mücadele perspektifinin ve pratiğinin sayın Abdullah Öcalan tarafından ortaya konulduğu, bu süreci ileri götürecek en önemli şahsın sayın Abdullah Öcalan olduğu bilinmektedir. Barış sürecinden bahsettiğimiz böyle bir dönemde, bu sürecin sekteye uğramaması ve sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi, sürecin, zihnen ve pratiken mimarı sayın Abdullah Öcalan’ın üstlendiği misyonu ve rolün farkında olmamızdan geçmektedir."
’CİDDİ SAĞLIK SORUNLARI VAR’
Öcalan’ın sağlık durumunun kötü koşullar nedeniyle kötü etkilendiğini kaydeden Karadaş şöyle devam etti:
"Defalarca kamuoyuna sağlığı ile ilgili haberler yansımış, fakat bu noktada bir çözüm üretilmemiştir ve konu gündemini korumuştur. En son geçtiğimiz hafta İmralı Cezaevi’nde kardeşi ile görüşen sayın Öcalan, ciddi sağlık sorunlarının olduğu dille getirilmiş ve bağımsız bir doktor heyeti talep etmiştir. Sayın Öcalan’ın nefes darlığı çekmekte, ağzında yaralar çıkmakta, gün içerisinde gözlerinde yanmalarla birlikte, burnunda ve boğazında yanmalardan kaynaklı olarak ciddi sağlık sorunları olduğu ifade edilmektedir. Sağlık sorunlarının kronik bir hal aldığı, uzun süredir bu şikayetleri dille getirmesinden anlaşılmaktadır. Bugüne kadar her hangi bir sağlık kontrolünden geçmeyen sayın Abdullah Öcalan’ın yaşı da göz önünde tutulduğunda, bağımsız doktor heyetine muayene sonrası heyetin uygun bulacağı tam teşekküllü bir hastanede kontrolden geçmesi gerekeceği açıktır. Normalde bütün tutuklulara tanınan hastaneye götürülme hakkı, bugüne kadar bir kez olsun sayın Abdullah Öcalan’a tanınmamıştır. Sadece cezaevi imkanları ile yetinilmiştir. Normalde 65 yaşına gelmiş bir insanda her an ortaya çıkabilecek ciddi sağlık sorunları beklenilmekte ki, bunların erken teşhis ve tedavisi de ancak tam teşekküllü bir hastane de yapılacak ileri tetkikler ile mümkün olabilmektedir."
’ZİYARET ETMEYE HAZIRIZ’
Öcalan’ın sağlığının hükümetin sorumluluğu altında olduğunu söyleyen Karadaş, "Barış ve müzakere sürecin baş aktörü olarak iktidarın muhatabı olması, sürecin mimarı olması gereği de, sağlığı kat be kat önem kazanmaktadır. Demokratik çözüm ve barış sürecinin sağlığı, sayın Öcalan’ın sağlığına bağlıdır. Bizler aşağıda imzası bulunan Tabip Odaları olarak da TTB merkez konseyi ve DTK sağlık meclisinin Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvuruların bir an önce olumlu şekilde yanıtlanmasını talep ediyor, bağımsız doktorlar heyetini oluşturup Sayın Öcalan’ ziyaret etmeye hazır olduğumuzu kamuoyu ile paylaşıyoruz."