Gazete Vatan Logo

“Eeeah yetti beaaa!”

Gezi Parkı'nda yaşanan olaylara köşe yazarları da tepki gösterdi.

Taksim'de Gezi Parkı'nda direniş sabaha kadar sürdü. Eylemin 4. gününde çatışmalar, gaz bombaları ve protestolar devam diyor. Köşe yazarları da dün yaşananları köşelerinde değerlendirdi.

Güngör Mengi

Vurma, bekle!


Günlerden beri büyüyen kalabalıklar Taksim Gezi Parkı’nda ağaçları kestiren otoriteye karşı direniyor.

“Ağaç kadar savunmasız insanlar...”

Başbakan “Ne yaparsanız yapın; orası için karar verdik, yapacağız” diyor. Yapacakları şey AVM ve konuttur.

Modern toplumlarda insanların kentin görünümünü veya yaşantısını değiştirecek projelerde söz söyleme hakları vardır.

İtirazlarını kamuoyuna duyurmak için toplananların üstüne polis ordusu göndermek dişlerini sıkarak biber gazına boğmak en azından ayıptır.

Toplananların kışkırtıcı ajan tuzağına düştüğünden şüphe duymak, polis operasyonu bahanesi üretmektir.

Protestocuları zorla dağıtmak da tedbir değildir. Ama dış etkilere karşı izole etmek ve kendiliğinden dağılacakları vakte kadar sabır göstermek insani bir tedbirdir.

Neden denenmiyor?

Devlet hani hizmetkârdı?


Gülse Birsel- Hürriyet

Gezi Parkı’nın tercümesi: “Eeeah yetti beaaa!”

Şehrin ender yeşilliklerinden birinin duman edilip, Topçu Kışlası çakması bir rezidans-alışveriş merkezi yapılmasına direndi şuurlu İstanbullu. Gitti, sakince, kibarca, silahsızca nöbet tuttu.
E niye saldırdınız onlara kardeşim?
Parkı korumaya yönelik bir eylemdi. Ama son dönemin duygusal birikimi ve polisin saldırgan tavrıyla büyüdü, yayıldı, bir kırılma noktası olmaya gidiyor.
Mizahçının antenleri açıktır.

Güneri Civaoğlu – Milliyet

Gönlümün A planı


Taksim Gezi’sindeki ağaçların kesimi ile birlikte bir süredir baskı altında tutulan bu psikoloji, tepki dalgalarını beslemiş, kabartmıştır.

İktidarın toplum nabzını tutması ve Taksim’e çıkanların psikolojisini okumaya çalışmaları gerekir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın “yapılan çalışma, Topçu Kışlası ve AVM ile ilgili değil, yol genişletme çalışmasıdır” açıklaması, tansiyonu düşürebilir mi, inandırıcı olur mu bilemem. Ama...
Taksim görüntülerinin arkasındaki büyük resme bakılması ihtiyacının -nihayet- hissedildiği yolunda bir işareti olabilir.

Ali Bayramoğlu – Yeni Şafak

Bu nasıl barış? Bu ne hoyratlık?

Taksim'deki sivil itirazcıların, itirazlarını, eylem tarzlarını haklı bulur ya da bulmazsınız, ancak kabul etmek gerekir ki, işi çığrından çıkaran bunlar değil, siyasi iktidarın tavizsiz ve hoyrat tutumu olmuştur.

Kimi sivil toplum örgütleri ve bir kaç bin sivil, Taksim alanına farklı bir biçimde sahip çıkarak, iktidarın projesine direndiler.

Ve ağır bir şekilde tokatlandılar.

O tokat, Taksim meselesini değiştirmeye, başka bir şekle sokmaya yetti de arttı. Siyasi öfkeye, tepkiye karşı toplumsal öfke ve tepki doğdu.

Hoyratlık devam ettikçe sorun ve tepki de devam edecektir.

AK Parti hükümeti hoyratlık ve kimi toplumsal hassasiyetleri okuma konusunda kendisi de önceki pek çok hükümetin yaptığı hataları yapıyor.

Ahmet Hakan – Hürriyet

Taksim’den Tahrir çıkar mı?

İktidar, Gezi Parkı’nda sergilenen nobran tutumla, son 10 yılda hiçbir muhalefet partisi ve muhalefet hareketinin başaramadığını başardı: Kendisine yönelik muhalefetin hem dozajını arttırdı, hem de karşıt safları pekiştirdi.
Kısacası...
İktidar, her alanda olduğu gibi, kendine yönelik muhalefetin dozajını ve etkisini arttırma alanında da şampiyon oldu.
Cumhuriyet tarihinin bir rekoru daha kırıldı yani...
Kutluyoruz.

Can Dündar – Milliyet

Ecdadınız çarpar


“Gezi Parkı direnişi”, sadece Taksim’in son ağaçlarına sahip çıkma mücadelesi değildir.
“Gezi Parkı direnişi”, rant uğruna bu ülkenin varını yoğunu harcamaya ahdetmiş bir anlayışa karşı koyma mücadelesidir.

O kafa, ülkenin bir ucunda üç-beş işadamı ticaret merkezi yapacak diye masum bir koruluğa göz dikerken, 1300 km. ötedeki öbür uçta, bir şirket maden çıkarıp zengin olacak diye yerkürenin en güzel ormanlarından birini katletmeye, dağları oyup vadileri çiçeklerle, dereleri balıklarla, anılarla birlikte kurutmaya hazırlanıyor.

Eyüp Can - Radikal

Gezi Parkı neyin sembolü


Oysa dün Gezi Parkı’nda şöyle bir manzara vardı: Ortak yaşam alanına sahip çıkan her kesimden insan ve hükümetin emriyle halkına pervasızca gaz sıkan polis.

O zaman siz söyleyin…

Gezi Park’ı artık neyin sembolü?

Birlikte yaşamanın mı, inat ve intikamın mı?

A. Turan Alkan – Zaman

Testi kırılmadan

Kalbimden geçeni söyleyim; bu ahval ve şerait dahilinde meselâ güz aylarında yapılacak mahallî seçimden hükümetin muvaffakiyetle çıkması çok zor görünüyor. Beceriksiz algı yönetimi yüzünden iktidar karşısındaki (muhalefet değil, dikkat!) husûmet blokunu kendi eliyle güçlendiriyor ve onlara kendi eliyle mâkul sebepler veriyor. İlk sandıktaki yıkımın tesiri nerelere kadar uzanır, düşünmek bile sıkıntılı.

Haberin Devamı