Gazete Vatan Logo

‘Dokunan yanar’ demiştim dokunan savcı da yandı

Gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener tutuklandıktan 310 gün sonra ilk kez yaptıkları savunmada iddiaları tümüyle reddetti. Şık, ‘Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi delil olarak iddianameye konmuş. Savcı için de söylemiştim ’dokunan yanar’ diye. O da yandı” dedi. İki gazetecinin tahliye talepleri reddedildi...

‘Dokunan yanar’ demiştim dokunan savcı da yandı

OdaTV davasında gazeteciler Nedim Şener ile Ahmet Şık tutuklandıktan 310 gün sonra ilk kez savunma yaptı. Savunmasına “Gördüğünüz gibi kitapla gelmedim, patlar da başımıza bela olur” diyerek başlayan Şık, “Gazetecileri susturmak halkı susturmaktır. Burada yargılanan gazeteciliktir ve haber kaynağının gizlilik ilkesinin ortadan kaldırılmasıdır” dedi. “Neden burada olduğumu hâlâ bilmiyorum” diyen Şık, “Tahliyemi de talep etmiyorum. Ben gazeteciyim. Gerçeğin peşinde bir gazeteciyim. Kimseden talimat alarak haber yazmadım. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi delil olarak iddianameye konmuş. Savcı için de söylemiştim ’dokunan yanar’ diye. O da yandı. Görevden alındı”

‘Darısı bizim başımıza’ ‘Dokunan yanar’ demiştim dokunan savcı da yandı

Savunmasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü Almanya’daki “Deniz Feneri e.V.” bağlantılı soruşturma kapsamında bazı şüphelilerin tutuklanıp bir süre sonra serbest bırakıldığını hatırlatan Şık, “Ankara’da görülen bir hırsızlık ve dolandırıcılık soruşturması var. O soruşturmada sanıklar 3 ay tutuklu kaldıktan sonra ‘uzun tutukluluk cezaya dönüşmesin’ gerekçesiyle tahliye edildiler. Ne güzel, mahkemeyi tebrik ediyorum. Darısı düşünce ve ifade özgürlüğünden yargılananların başına” diye konuştu.

‘Suçlamalar asılsız’ ‘Dokunan yanar’ demiştim dokunan savcı da yandı

Şık sözlerine şöyle devam etti: “Bugüne dek yazdıklarımın içeriğine, haberlerime, aynı konuda yazdığım kitabıma ve gazetecilik geçmişime, sosyalist kimliğime bakılmaksızın Ergenekon’a yardım etmekle suçlanıyorum. Halbuki İmamın Ordusu dahil bugüne dek yazdıklarımı yan yana getirmek dahi bu iddiayı boşa çıkarmaya yeterli olacaktır. 20 yıllık meslek hayatımı görmemek ya da kötü niyetli olmak gerekir. İddianamedeki suçlama tümüyle asılsızdır, reddediyorum.”

Şener ve Şık’a tahliye çıkmadı ‘Dokunan yanar’ demiştim dokunan savcı da yandı

Gazeteci Nedim Şener ve avukatının da savunmasını tamamlamasının ardından, mahkeme heyeti talepleri aldı. Ahmet Şık’ın avukatı Fikret İlkiz, tahliye talebini mahkemenin takdirine bıraktıklarını ifade etti. Soner Yalçın’ın avukatı ise, müvekkili hakkında silahlı örgüt suçunun söz konusu olmadığını iddia ederek mahkemenin görevsizlik kararı vermesini talep etti. Yaklaşık 2 buçuk saat aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tüm sanıkların üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, elde edilen doküman, dijital veri ve diğer delillerin içeriği, dosyada kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, delillerin henüz toplanmamış olması, sanık savunmalarının henüz tamamlanmamış olması, sanıklar hakkında istenen cezaların alt ve üst sınırları ve diğer koruma tedbirlerinin uygulamasının bu aşamada yeterli olamayacağını gerekçe göstererek tahliye taleplerini reddetti. Heyet, görevsizlik talebini de reddetti.

‘Böyle saçma dosya görmedim’ ‘Dokunan yanar’ demiştim dokunan savcı da yandı

Ahmet Şık’ın ardından tutuklu sanık eski Eskişehir İl Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın savunmasına geçildi. Avcı, “Benim meslek hayatımın 25 yılı terör istihbaratta geçti. İçinde olmasam inanmam, mutlaka bir şeyler yapmıştır bunlar derdim. Ama ben böyle saçma dosya, böyle uydurma iş görmedim” diye konuştu.

‘Yazdıklarımdan değil yazmadığımdan tutukluyum’

‘Dokunan yanar’ demiştim dokunan savcı da yandı Gazetecilik hayatı boyunca hiçbir siyasi tavrının olmadığını, ancak hep merak edip öğrenmeye çalıştığını belirten Nedim Şener, Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci’nin “Olgularla yakıştırmaları birbirinden ayıracağız” sözüne atıfta bulunarak, “Burada benim gazeteci olduğum olgudur, terörist olduğum yakıştırmadır” dedi. Şener: “Yazdıklarım nedeniyle 100’e yakın mahkemede yargılandım. Yüzlerce yıl hapis isteminde, milyon dolarlarca tazminat talebinde bulunuldu. Bedeli ne olursa olsun gerçeği yazdım ve yazdığımı da savundum. Halen 5 ayrı davadan da yargılanıyorum. Ama hayatımda ilk kez, yazmadığım kitaplar için 10 aydır tutuklu bulunuyorum” dedi.

‘Dokunan yanar’ demiştim dokunan savcı da yandı


Nedim Şener'in savunmasıyla ilgili Twitter'da paylaşılanlar şöyle...

Nedim savunmaya başladı. Özgürlükleri savunanlara teşekkür etti. Büşra hoca, Ragıp Zarakolu, Hopa'dan tutuklanan ogrencilere selam gönderdi.

Nedim: hanefi Avcı kitabının altına asla imza koymazdim. Dink cinayeti aydınlandı diyen bir kitaba asla imzamı atmazdim.

Nedim Şener: bana atfedilen sucun delillerini hiç görmedim.

Sener: bizde bir soz var, adaletin kestigi parmak acimaz diye, ben cok davadan yargilandim, heyetlerin karsisina huzurla ciktim

Nedim: 'polisin kestiği parmak acıyor, savcı herhalde is yoğunluğundan polis raporlarından copy paste yapmış.'

Nedim meslek ahlakına, kariyerindeki nirengi noktalarına dair son derece etkileyici bir konuşma yapıor...

Nedim fena oldu... Kalemini satma lafını etti ve boğazı düğümlendi...hakim ara verdi...

Nedim gördüğü muameleyi anlatırken polislerin steril kiyafetlerle cocuğunun odasına girip nasıl arama yaptıklarını hatırlattı.

Nedim bu davada Dink cinayetinin aydınlatılmasını istemeyenler marifetiyle yargılandığını anlatıyor

Olay sudur. Dink cinayetinden sorumlu olan polis memurları ile bu soruşturmayı yürüten polis memurları aynıdır.

Nedim de Hrant Dink cinayetiyle ilgili kitaplarında bütün bu polis memurlarından soz eder. Bu memurlar hakkında dava da açmıştır Nedim'in.

Nedim: telefonlarım dinlendi ve odatv baskınına kadar tapelere bakılmadı.

Nedim: 'Sahte isimli e-postayla Ergenekon davasıyla iliskilendirildim. Bubpostayi gondren kim, araştırılmadı bile.'

Nedim telefon dinlemesi için gerekçeyi okudu. Akıllara zarar. Cinayet hazırlığında şebeke iddiası da var, açık toplum araştırması da.

N.Şener: Boyun eğseydim hrant dink'ten, "kalemini kır ama satma" diyen sedat simavi'den, abdi ipekci'den, yasar Kemal'den utanırım.”

Haberin Devamı