'Diyarbakır', iç güvenlik paketi ve çözüm sürecine nasıl bakıyor?
İç Güvenlik Paketi'nin TBMM'de görüşülmeye başlanacak olması ve HDP'nin pakete yönelik eleştirileri çözüm sürecinin önümüzdeki günlerde tekrar gündemin üst sıralarına çıkacağını gösteriyor.
Diyarbakır'da yayın yapan Özgür Haber gazetesinden Helin Alp, partilerin ve STK'ların Diyarbakır temsilciliklerinden görüşler alıp bölge insanının nabzını ölçtü.
Ak Parti Diyarbakır İl Başkanı, güvenlik paketinin var olan haliyle geçmesi gerektiğini söylerken, diğer parti ve STK temsilcileri güvenlik paketinde revizyona gidilmesi gerektiğini söylüyorlar. Tüm temsilcilerin ortak noktası ise çözüm sürecinin her durumda sürdürülmesi gerektiği.
Alp'e konuşan temsilcilerin bazılarının sözleri şöyle:
“Güvenlik paketi bu haliyle daha çok ölüm, daha çok çocukların tutuklanması ve cezaevi demektir”
DBP Diyarbakır İl Başkanı Ali Şimşek: “İnsanlar, süreçten yaşamlarına pozitif anlamda sirayet ettiği kadarıyla mutlu olabiliyor. Sayın Öcalan’ın çabaları söz konusu. Sabırla bu sürecin gelişmesini bekliyor. Ancak çözüm sürecinde henüz vatandaşa yansıyan pozitif bir tutum söz konusu değil. Dün akşam Diyarbakır’da 28 çocuk gözaltına alındı. Bu noktada vatandaş süreçte olumlu bir gelişme göremiyor. Sürecin ilk zamanlarında insanlar devlette stratejik bir zihniyet değişimi olabileceğini düşünüyordu. Geldiğimiz noktada böyle bir değişimin olmadığını görüyoruz. İç güvenlik paketinin bu haliyle meclisten geçmesi devletin Kürt sorununa bakış açısının değişip değişmediğini kanıtlayacak. Paket geri çekilir mi ya da anti demokratik maddeleri değiştirilir mi göreceğiz. Türkiye’nin demokratikleşmesi için bu anti demokratik maddelerin kaldırılmasını umuyoruz. Güvenlik paketi bu haliyle daha çok ölüm, daha çok çocukların tutuklanması ve cezaevi demektir. Tüm bunlara rağmen çözüm sürecinin geri dönüşü yoktur. Geri dönüş, bir felakettir.”
“Ne olursa olsun makul bir noktada buluşulmalı”
AKP Diyarbakır İl Başkanı Muhammet Akar: “Diyarbakır ümitli bir bekleyiş içerisinde. Sorunların aşılmasını bekliyoruz. Kürt sorunun çözümü ve Türkiye’nin diğer sorunlarının çözümünde demokratik sivil yöntemlerin değerlendirilmesi bekleniyor. Ekim ayında Diyarbakır’daki Kobani eylemleri, halkın gözünü korkuttu. Halk artık şiddet sarmalına girmek istemiyor. Biz siyasetçilerden de çözüm üretmemizi bekliyorlar. Ülke olarak Oslo, Paris gibi süreçleri atlattık. Ne olursa olsun makul bir noktada buluşulmalı. O makul nokta da Türkiye’nin demokratikleşmesi ve insan hakları standartlarının yükseltilmesiyle Kürt sorununun çözüme kavuşması. Ancak, güvenlik paketinin tedbir amaçlı çıkarılacağını düşünüyoruz. Süreci provoke etmek isteyenlere karşı çıkarılmak istenen istisnai bir pakettir. Hükümetin atması gereken adımlarına devam etmesi gerekiyor. Abdullah Öcalan’ın da açıklamaları bu noktada önemlidir. Türkiye bütünlüğü için de demokratik standartlarının yükseltilmesi amaçlanmalıdır. Sonuna kadar diyalog talebimiz var. ”
“Silahların hemen terk edilmemesi ya da paketin yasallaşması, süreci etkilememeli”
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi: “İç güvenlik paketine toplumunun bütün kesimlerinin itirazı var. Yaklaşık 21 kentin baro başkanı temsilcisi olarak Diyarbakır’da paketin geri çekilmesi için bir yürüyüş gerçekleştirdik. Yine Ankara’da İstanbul ve İzmir barolarıyla birlikte tepkimizi ortaya koyduk. Ayrıca bu paketle ilgili toplumun bütün kesimlerinin tepkileri ortadadır. Türkiye’nin demokrasisi, kişi hak ve özgürlüklerinin korunması bakımından bu paketin geri çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Süreçte bazı adımlar yavaş da olsa atılıyor ancak diyalog devam ediyor. Son iki yıl içerisinde ne yazık ki asıl meselenin çözümü için alt başlıklar oluşturulamadı. Seçimden önce geri dönüşlerle ilgili düzenlenmeler ya da ana dilde eğitim ile ilgili bazı adımların atılmasını bekliyorduk. Ne olursa olsun çözüm süreci her şeyden önemlidir. Silahların hemen terk edilmemesi ya da paketin yasallaşması, süreci etkilememeli.”
“Süreçten geri dönüş olmayacağına inanıyoruz”
Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Ahmet Sayar: “Barışa en yakın olduğumuz dönemdeyiz. Son 30 yıldır barışa hiç bu kadar yakın olamamıştık. Özellikle son günlerde taraflardan gelecek ortak bir açıklama ve silahsızlanma çağrısı ile ilgili yüksek bir beklenti oluştu. Gelinen nokta itibari ile bu beklenti giderek arttı. Biz, süreçle ilgili ciddi bir sorun olabileceğine inanmıyoruz. İç güvenlik paketi aslında hiç konuşulmaması gerek bir konu olmalıydı çünkü mevcut sürecin ruhuna uygun değil. Bu paketin gözden geçirilmesi gerekiyor. Kamuoyunun eleştirilerini dikkatte alarak ileri bir tarihe ertelenmesi ve yeniden tartışılması gerekiyor. Yapılan açıklamalar beklentileri karşılamıyor olsa bile süreçten geri dönüş olmayacağına inanıyoruz.”